Hrant Dink cinayeti davasının 25. duruşmasının son duruşma olması bekleniyor. Sanık avukatları, Dink'in avukatları ve savcı, kamu görevlilerinin cinayette sorumluluğu olduğu konusunda hem fikir.
İstanbul Şişli'de 19 Ocak 2007'de Agos gazetesi önünde öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayeti davasının Beşiktaş Adliyesi'nde görülen 25. duruşmasının son olması bekleniyor.
Duruşmayı izleyenler arasında Sırrı Süreyya Önder, Gencay Gürsoy, Funda Şirinkal, Eşber Yağmurdereli, Oral Çalışlar ve Ali Bayramoğlu gibi isimler var. Hem salon hem adliyenin önü hayli kalabalık.
Saat 11.20'de mahkeme başkanı Rüstem Eryılmaz duruşmayı açtı. Erhan Tuncel, Yasin Hayal, tutuksuz sanıklardan Ersin Yolcu ve diğer sanıkların avukatları duruşmada hazır bulunuyor.
Davaya son celsede müdahil olmak isteyen Kadriye Ceylan'ın müdahillik talebi reddedildi.
"Savcı üst örgütten bahsediyor ama sorumlular yargılanmıyor"
Dink'in avukatları, savcının geçen celse mütalaasında kullandığı "Dink, Ermeni olduğu için öldürülmedi" ifadesini; "Savcı yanlış düşünüyor. Hrant Dink Ermeni olduğu, sorunları dile getirdiği ve haber yaptığı için öldürüldü, hedef haline getirildi. Tehdit edilmesi T.C.'nin azınlık politikalarının bir sonucudur. Bu nedenle biz de mütalaamızın önemli bir bölümünü buradan yola çıkarak oluşturmuştuk" diye cevapladı.
Savcının kendi mütalaasında bu cinayetin Ergenekon terör örgütünün Trabzon hücre yapılanması olduğunu söylediğini hatırlatan avukatlar şöyle konuştu:
"Kamu görevlilerin yargılanması için sayısız başvuru yaptık ancak hiçbir işe yaramadı. Savcı sürekli daha kapsamlı üst bir örgütten bahsediyor ama deliller karartıldığı için bu sadece bir tespit olarak kaldı. Kamu görevlilerinin bu cinayette sorumluluğu olduğunu savcı da kabul ediyor. Ama üst örgüt yapılanmasını anlamamızı sağlayacak olan kimse yargı önüne çıkartılamadı. Osman Hayal'in de örgüt üyeliği ve insan öldürme suçundan cezalandırılmasını istiyoruz. Bu noktalar dışında savcı mütalaasına katılıyoruz."
"Kamu görevlilerin ihmali Tuncel'e yükleniyor"
Sanık avukatları kendi savunmalarını kısaca sundu.
Sürekli bir üst örgütten bahsedildiğini belirten Erhan Tuncel'in avukatı, Tuncel'in Ergenekon mensubu olmadığını, dahil olduğu tek yapının yardımcı istihbarat elemanı olduğu Trabzon Emniyet Müdürlüğü olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
"Tuncel, en başından beri bildiği her şeyi anlattı. O görevini yaptı, cinayeti önceden polise defalarca kez ihbar etti. Diğer kamu görevlilerin ihmali Tuncel'e yükleniyor ve böylece diğer bağlantılar dosya kapsamından çıkartılmış oluyor."
"Yasin Hayal'in de sanki emniyetten sadece Tuncel'i tanıyormuş gibi konuşup, Trabzon İl Emniyet Müdürü'nden bile bahsetmemesi bizim açımızdan yeterince açıklayıcıdır. Oysa ki bu cinayet dosyası için kılı kırk yaran bir inceleme yapılmalıydı."
Avukatın ardından söz alan Tuncel üç bölümlük savunmasına üç saat süreceğini söyleyerek başladı. "Kendimi hiç savunmadım, olanı olduğu gibi anlattım. Ama susmak kabul etmek değildir" diyen Tuncel, Buket Aşçı'nın bir köşe yazısından, Dostoyevski ve Che Guevara'dan alıntılar yaptı.
Tuncel "Görevde ihmali olanlar savcıyı kandırdı ve böylece soruşturmadan kurtuldu. Ben Ergenekon'dan değilim, ulusalcı kelimesini hapishanede öğrendim. Perinçek, Küçük, Yurdakul gibi isimleri basından tanıdım ve bence sevimsiz tipler" diye konuştu. Savcının mütalaasında geçen iddiaları ve diğer sanıkların ifadelerini reddetti.
Kendisini işe alan İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek için, "Trabzon'da Ergenekon'a dokundu, o yüzden o da hedef seçildi. Ben de ifadem bile alınmadan azmettirici olarak manşetlere çıktım" dedi.
İsmet Berkan, Fatih Altaylı gibi çeşitli köşeyazarlarından alıntılarla, hedefe oturtulduğunu söyleyen Tuncel, yardımcı istihbarat elemanının görev tanımını yaptı: "Bu muhbir demek değildir. Bir grup hakkında bilgi alan, o grubun güvenini kazanan ve onları şiddet içermeyen eylemlere kanalize edendir. Ben de bunu yapmaya çalıştım."
Duruşmaya saat 13.00'de ara verildi.
Hayal: Öldüreceğimi biliyorlarsa neden engel olmadılar?
Aranın ardından 14.50'de başlayan duruşmada Erhan Tuncel, ifadesine şöyle devam etti:
"Polis-devlet-asker kutsal değildir. Her kurumun içinde suç işleyenler vardır. Kurumun gücü, içindeki suçlarla nasıl mücadele ettiğiyle orantılıdır. Benim 'Hrant Dink vurulacak' demem yeterliydi. Bunu 18 kere söyledim, kimse engel olmadı."
"Benim kimseye engel olmam beklenemezdi. Benim için bir insanı öldürmek; bir çocuğu, bir anneyi öldürmektir. Ben kimseyi öldürmedim. Ergenekon'a da bir mesajım var; Ramazan Akyürek'le görülecek bir hesabınız varsa gidin onunla görün."
Tüm sanık avukatları, müvekkillerinin beraatlerini istedi. Erhan Tuncel de "Beni suçlu buluyorsanız, bana en ağır cezayı verin" dedi.
Son sözler alınırken, Yasin Hayal "Erhan Tuncel'in hakkımda asılsız iddiaları vardır. Avukatımdan, Tuncel hakkında soruşturma açmasını istiyorum. Herkes yakın çevremin benden çekindiğini söylüyor. Niye kimse bu kadar zamandır polise gitmedi? Türkiye ve Emniyet de mi benden çekindi?"
"Ergenekon bağlantım hakkında herhangi bir kanıt veremediniz, bir kanıt istiyorum. Bir yıl önce Tuncel, Emniyet'e Dink'i öldüreceğim bilgisini verdiyse, Emniyet bana neden engel olmadı? Bunun cevabını istiyorum" dedi.
Hayal'in, Dink iddianamesini hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili, soruşturma savcısı Fikret Seçen'e yönelik hakaret içeren sözleri üzerine mahkeme başkanı "Bu salonda hakaret edemezsin" diyerek Hayal'i susturdu.
Hayal, "Bu salonda bir sürü vatan evladının, Anadolu çocuğunun kalemi kırıldı. Benim kalemimi kıracak delikanlı daha annesinin karnından doğmadı. Kimmiş bakalım benim kalemimi kıracak delikanlı?" diyerek sözlerini bitirdi.
Karar için duruşmaya ara verildi. Kararın açıklanmasının ardından, adliye önünde bekleyenler Agos gazetesi önüne yürüyecek.
Kaynak: Bianet