KCK adı altındaki operasyonlar kapsamında gözaltına alınan ve mahkemeden serbest bırakılan ETHA Editörü Demir ve DİHA muhabiri Kepenek, kendilerini hedef gösteren gazeteler hakkında suç duyurusunda bulundu.
KCK adı altındaki operasyonlar kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan gazeteciler, asılsız haberler yapan gazeteler ve köşe yazarları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Etkin Haber Ajansı Editörü Arzu Demir ve Dicle Haber Ajansı muhabiri Evrim Kepenek; Feza Gazetecilik Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteci Fazlı Mert, Koza İpek Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş adına Sorumlu Müdür Gürdal Gürler, gazeteci Bilal Şahin, Star Medya Yayıncılık A.Ş adına Tevhit Karakaya, Genel Yayın Yönetmeni adına Mustafa Karaalioğlu, gazeteci Kemal Gümüş, Diyalog Gazetecilik adına Ahmet Albayrak, Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, Yusuf Gülbakan, İlhan Toprak ile Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş adına Ahmet Çalık, Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, yazar Ersin Ramoğlu, gazeteciler Ufuk Emir Köroğlu ve Gülcan Demir hakkında suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe veren Demir ve Kepenek, "TCK'nın 288/1 maddesinde yer alan adil yargılanma ilkesinin ihlal edilmesi, TCK'nın 285/4. maddesinde yer alan masumiyet ilkesinin ihlal edilmesi ve Basın Kanunu 19. Maddesi'ne aykırılık nedeniyle" ile söz konusu kişiler hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti.
Suç duyurusunun ardından Alınteri, Atılım, Emeğin Dünyası, ETHA, Halkın Günlüğü, Kızılbayrak, Mücadele Birliği, Özgür Gelecek ve Yarın Gazetesi çalışanları Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Açıklamayı okuyan ETHA Editörü Arzu Demir, uzun süredir "KCK" adı altında sürdürülen operasyonlarda, Kürt gazetecilerin ve Kürt basını ile dayanışma içerisinde olan devrimci demokrat gazetecilerin de hedef alındığını söyledi.
20 Aralık günü birçok ilde yapılan operasyonlarla kendisinin de aralarında olduğu 49 gazetecinin gözaltına alınıdığını ve 35 gazetecinin tutuklandığını hatırlatan Demir, tutuklamaların sonraki günlerde de devam ettiğini kaydetti.
'EGEMEN MEDYA 'TERÖRİST' İLAN ETTİ, TEHDİT ETTİ'
Birçok dosyada olduğu gibi gazetecilere yönelik KCK adı altındaki operasyonda da savcıların dosyaya koyduğu "gizlilik" kararı nedeniyle ne ile suçlandıklarını dahi tam olarak öğrenemeden savcılık ve mahkemede ifade vermek zorunda bırakıldıklarını kaydeden Demir, avukatların da dosyayı tam olarak incelemeden savunma yapmak zorunda kaldıklarını söyledi.
"Ancak bu süreç içerisinde her şeyi bilenler de vardı. Onlar da sırtını devlete dayamış Türk egemen medyasıydı" diyen Demir, operasyon öncesinde yayınladığı şemalarla Kürt medyasını hedef gösteren egemen medyanın, gazeteciler daha savcılığa çıkarılmadan, "Bunlar gazeteci değil, terörist", "PKK'nın en büyük ayağı çökertilmiş" şeklinde haberler yaptığını hatırlattı.
Sabah Gazetesi köşe yazarlarından Ersin Ramoğlugiller'in gazetecileri "terörist" ilan etmekle kalmadığını, gözaltındaki meslektaşları için yürüyen yüzlerce gazeteciyi de "PKK'nın ekmeğine yağ sürmeyin" diyerek tehdit ettiğini vurguladı.
Star Gazetesi'nin yaptığı haberlerde, "aramalar bekar evlerinde yapıldı" şeklinde ifadeler kullandığına dikkat çeken Demir, medyada gözaltındaki gazeteciler için kullanılan en iyi ifadenin ise "şüpheliler" tanımlaması olduğunu vurguladı.
'BAŞBAKAN HEDEF GÖSTERDİ, POLİS GÖZALTINA ALDI, YARGI TUTUKLADI'
Demir, şunları söyledi: "Hakim sınıfların sözcülüğünü yapan medya patronları ve kiralık kalemşörlerinin bu tutumu bizi şaşırtmadı. Onun yeri geldiğinde bir asker gibi nasıl siperden konuştuğunu en son Roboski katliamında gördük. 34 köylünün TSK'nın bombalarıyla parçalanarak öldürülmesinin açık bir biçimde üzerini kapatmaya çalıştı. Hükümet, Başbakan Erdoğan hedef gösteriyor, düzenin polisi gözaltına alıyor, yargısı tutukluyor."
Özgür basının sindirilmeye çalışıldığını kaydeden Demir, son olarak Özgür Gelecek Gazetesi'nin kapısına mermi bırakılarak tehdit edildiğini hatırlattı.
'EZİLENLERİN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
ETHA Editörü Demir, "Siyasi saldırganlığını meşruiyetini medyanın yayınları üzerinden sağlamaya çalışan AKP'ye teslim olmadığımız gibi, sermaye medyasının saldırılarına da teslim olmayacağız. Bir yandan, içeride ya da dışarıda, kalemimizle halkımıza gerçekleri anlatmaya devam ederken, diğer yandan da meydanlarda, sokaklarda, zindanlarda ve her alanda haklarımızı aramaya, Kürt halkının, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, ezilenlerin sesi olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Devrimci, sosyalist ve özgür basın emekçileri olarak baskı ve saldırılar karşısında teslim olmayacaklarını vurgulayan Demir, kendisi ve birlikte gözaltına alınan meslektaşlarını hedef gösteren, yaptıkları haberlerle yargıyı etkilemeye çalışan sermaye medyası ve kalemşörlerine karşı suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Demir, gazetecileri, siyasetçileri, insan hakları savunucularını tutuklamakta elini çabuk tutan savcıların, yaptıkları başvuruyu da dikkate alması temennisinde bulundu.
'TMY KALDIRILSIN, ÖYM'LER KAPATILSIN'
Kendisiyle birlikte gözaltına alınan meslektaşlarının 35'inin bir aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Demir, 2006 yılından bu yana uygulamada olan Terörle Mücadele Yasası'na göre, ilk duruşmalarına çıkmak için dahi aylarca beklemek zorunda kalacaklarını söyledi, özgür basın emekçilerinin serbest bırakılması talebini yineledi. Demir, "Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri olan Terörle Mücadele Yasası'nın uygulamadan kaldırılmasını ve verdikleri kararlarla engizisyon mahkemelerini aratmayan Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasını istiyoruz" diye konuştu.
Demir, Fransız Eutelsat şirketi tarafından Roj TV'nin yayının durdurulduğunu hatırlatarak, şirketin uygulamasını kınadı.
Kaynak: ETHA