İstanbul'da avukatlar, pek çok Avrupa ülkesindeki meslektaşları ile eş zamanlı olarak yaptıkları eylemle, tutuklu avukatlara özgürlük istedi. 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü, bu yıl tutuklu avukatlara ithaf edildi.
Savunmaya Özgürlük Platformu, 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü nedeniyle Beşiktaş'ta yaptığı yürüyüşle tutuklu avukatlara özgürlük istedi, savunmanın bağımsızlığına ve özgürlüğüne yönelik baskıları protesto etti.
24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü, Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları için Avrupa Avukatlar Birliği, Avrupalı Demokratik Avukatlar ve Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü tarafından bu yıl "politik nedenlerle mesleklerini yerine getirdikleri için eziyet edilen ve tutuklanan ve bu böylece mesleki görevlerini yerine getirmeleri engellenen avukatlara" ithaf edildi.
Pek çok Avrupa ülkesinde avukatlar, Türkiye Konsoloslukları ve Türk Büyükelçilikleri önünde düzenledikleri protesto gösterilerinde KCK operasyonu adı altında avukatların tutuklanmasını kınarken, Türkiye'de avukatlar cübbeleriyle Beşiktaş'ta yürüyüş yaptı.
Beşiktaş Meydanı'nda bir araya gelen avukatlar, "Tutuklu avukatlar serbest bırakılsın" yazılı pankart taşıdı. Yolu trafiğe kapatarak yürüyüşe geçen avukatlar, sık sık "Savunmaya özgürlük", "İktidar yargı işbirliğine hayır", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Bıji bratiye gelan" sloganlarını attı. Avukatlar, yürüyüşün ardından İstanbul Adliyesi'nin hakim ve savcıların giriş yaptığı kapısının önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
'BAŞBAKAN'IN SİYASİ TALİMATI İLE TUTUKLANDILAR'
Avukat Ercan Kanar, KCK soruşturmaları kapsamında 40 avukatın cezaevinde olduğunu hatırlatarak, "Ortada hukuk aklı ve hukuk mantığına, hukuk ilkelerine uygun bir tek ciddi gerekçe yok. Sadece ve sadece Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'ne; Abdullah Öcalan ile yıllardır devletin denetimi altında görüşme yapan ve Kürtlerin davalarına bakan avukatları hedef gösteren Başbakan'ın siyasi talimatları var" diye konuştu.
Av. Kanar, Kasım ayında 36 avukatın tutuklandığı operasyon ile halkın, yönetilenlerin savunma hakkı, savunma mesleği, yargı ve adaletin evrensel kurallarının derin bir yara aldığını söyledi. Kanar, "Devletin tüm birimlerinin katkısı ve göz yummasıyla katledilen Hrant Dink cinayetinde örgüt bulamayanlar, avukatların mesleki faaliyetlerine hayali kurgularla örgüt senaryosu yaratmışlardır" dedi.
ADLİ TEHCİR
Kanar, toplu avukat tutuklamasının "adli tehcir niteliğinde" olduğunu söyledi, "siyasal rehin" ve "hukuk cinayeti" değerlendirmesi yaptı. Ercan Kanar, "Başbakan'ın emriyle, şoven yargı pratiğiyle bir hukuk ucubesi yaratılmıştır" diye konuştu.
Avukatların tutuklanmasının ulusal ve uluslararası yasalara aykırı olduğuna dikkat çeken Kanar, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri için de "düşmanla savaş hukuku uygulayan sınırsız yetkili mahkemeler" değerlendirmesi yaptı.
Av. Ercan Kanar, "Unutulmamalıdır ve tarih göstermiştir ki, tüm diktatörlüklerin her zaman varlığından korktukları savunma hakkı ve mesleği gün gelmiş kendilerine de gerek olmuştur" diye konuştu.
Avukatların tutuklanmasının özelde Kürt kimliklerinden dolayı Öcalan'ın avukatlarını hedef almış olsa da genelde tüm avukat camiasına, savunma mesleği ve örgütlerine yönelik saldırı olduğunu söyleyen Kanar, bu saldırı karşısında sesiz kalan Baro yönetimlerini de eleştirdi.
Kanar, "Bugün dünyadaki tüm demokratik, özgürlükçü, savunma mesleğinin özgürlük ve bağımsızlığından yana tüm meslektaşlarımızla birlikte haykırıyoruz" dedi ve ekledi: "Tutuklu meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kapatılmalı, TMY kaldırılmalıdır. Savunmanın bağımsızlığına ve özgürlüğüne yönelik baskılar son bulmalıdır."
Kaynak: ETHA