3 Eylül 2011 Cumartesi
Mahkeme hala Festus'u tanıyamadı!
Karakolda öldürülen Nijeryalı Festus Okey'in davası hala Okey'in kimliğinin tespit edilememesi nedeniyle ilerlemiyor. Fakat, davanın yavaşlığını eleştiren avukatlar ve davaya müdahil olmak isteyenler hakkında soruşturma başlatılıyor!
Nijeryalı Festus Okey’in, Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis kurşunuyla öldürülmesinin üzerinden dört yıl geçti. Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yaklaşık üç yıldır ölen kişinin gerçek Festus Okey olup olmadığını araştırmakla meşgul. Katıldığı bir TV kanalında mahkemenin bu tutumuna itiraz eden Avukat Güray Dağ’a dava açılmasından sonra bu kez de duruşma salonunda heyetle tartışan İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi’nden Ömer Kavili ile iki avukat, baroya şikâyet edildi. Öte yandan, müdahillik dilekçesi veren 100’ü aşkın kişi hakkındaki soruşturma da ifade alımlarıyla sürüyor.
Okey, dört yıl önce, 20 Ağustos 2007’de Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis Cengiz Yıldız’ın tabancasından çıkan kurşunla ölmüştü. İlk duruşma 27 Kasım 2007’de görüldü. Davaya bakan Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 2008’den beri, öldürülen kişinin gerçek Festus Okey olup olmadığını belirlemek için Nijerya’dan yanıt bekliyordu. Fakat geçen on duruşma ve üç yıl boyunca bu evrak Türkiye’ye gelmemişti.
Radikal, 20 Ekim 2010’da, Festus Okey’in ölümünden iki hafta önce bir halı sahada çekilmiş görüntü kayıtlarını “Bay hiçkimsenin varlığı kanıtlandı” başlığıyla yayımladı.
Bakanlık izni alınmadı
Aynı gün NTV’de ‘Mirgün Cabas’la Her Şey’ programında bu konu ele alındı. Görüş bildirmesi için, ilk duruşmadan itibaren davaya Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına müdahillik dilekçesi veren fakat talebi sürekli reddedilen Avukat Güray Dağ da çağrıldı. Dağ, “Bir şekilde unutturup sonrasında beraat kararı verilirse temyiz eden olmayacağı için polis aklanacak. Davaya müdahil olamadığımız için temyiz şansımız yok...” dedi. Bu sözler üzerine Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı İshak Eken, üye hâkimler Gönül Demirci ve Keskin Karakurt, Savcı Mehmet Nuri Gür, şikâyette bulundu. Böylece Avukat Dağ hakkında, ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ten dava açıldı.
Üç soruşturma daha
Avukatlar davanın 11 Temmuz 2011’deki 14. duruşmasında da hazır bulundu. İstanbul ve Ankara baroları ile ÇHD adına yine müdahillik dilekçesi verildi. Mahkeme heyeti ara karar verip duruşmayı erkenden bitirince avukatlarla heyet arasında tartışma çıktı. Mahkeme tutanağına göre avukat Ömer Kavili, “Söyleyeceklerimiz vardı, ne hakla duruşmayı bitirirsiniz, burada adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor, hak arama özgürlüğü engelleniyor, duruşma salonunu terk etmiyoruz” dedi. Tutanağa göre avukatlar uzun süre duruşma salonunda kaldı. Mahkeme heyeti polislerin müdahalesini istediyse de Kavili, memurlara, “Suç işlersiniz, sizi biz bile kurtaramayız” dedi. Gerginlik saat 20.00’ye kadar sürdü. Daha sonra mahkeme, disiplin soruşturulması yapılması için Avukat Ömer Kavili ile müdahil olmak için dilekçe verenlerin avukatlarından Avukat Burcu Özaydın ve Muhsin Kemal Şimşek hakkında şikayette bulundu.
İstanbul Barosu, usul gereği üç avukatın savunmasını istedi. Üç avukat için ceza soruşturması açılıp açılmadığı ise şimdilik bilinmiyor.
‘Dava ilerlesin’ demek suç oldu
Bu arada davaya müdahil olmak isteyen ancak bu talepleri kabul edilmeyen beş avukatla, Göçmen Dayanışma Ağı’ndan yaklaşık 100 kişi davanın Nijerya’dan beklenen belgeye takılarak, ilerlemesini eleştirince mahkeme bu kişiler hakkında ‘adli yargılamayı etkileme’ suçundan suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmada zanlılar teker teker savcılığa giderek ifade vermeye devam ediyor. Dava açılıp açılmayacağı ifadelerin tamamlanmasından sonra belirlenecek.
Kaynak: Radikal