9 Eylül 2011 Cuma

LGBTT'ler Barışa Yürüyor! Yarın saat 18:00'de Taksim'de!

Otuz yılı aşkın bir zamandır barışı ihmal ediyoruz ve gelinen noktada binlerce yıldır kardeşçe yaşayan halklar birbirini düşman bellemek üzere. Uyuşukluğu, tembelliği, bireyselliği ve korkularımızı bir kenara koyalım artık. Barış düşlerimize her zamankinden daha fazla sahip çıkmanın vakti geldi de geçiyor. Sesimizin daha gür çıkması ve daha çok insana ulaşabilmek için LGBT olan, olmayan herkesi kalıcı barış ortamını kurmak için gökkuşağı bayrağının altında buluşmaya davet ediyoruz.

Yer: Taksim Meydanı

Tarih: 11 Eylül Pazar - 18:00

İstanbul LGBTT

Kadın Kapısı


On yıl önce bugün yani 11 Eylül 2001 günü New York’taki ikiz kulelere yapılan saldırıyla tüm dünyayı mahvedecek bir savaş cehenneminin içine düştük. On yıl önce bugün küresel mafyanın; savaşa ve canavarlığa kilitlendiği bir günde LGBTT’ler olarak barış için sokaklardayız.

Tüm dünyada olduğu gibi Ortadoğu’da da her zaman silahlar konuştu. Son sözü her zaman savaş ağaları söyledi. Yine ülkemizde de savaş, önemli bir rant alanına dönüştüğü gibi, her dönem toplumu iradesizleştirmenin en etkili aracı olarak kullanıldı. Yıllar süren dehşetle, körleşip kötürümleşen toplum, gelinen noktada artık ülkedeki savaş gerçeğini göz ardı ettiği gibi, barışın her şeyin temeli olduğunu unutmaya başladı.

Ne acı ki bugün, barış umutlarının az da olsa canlandığı, müzakerelerin gizli ya da açık sürdürüldüğü bir dönemde yeniden savaş senaryoları devreye sokulmuştur. Üstelik 90’lı yılların insanlık-dışı yöntemleri yeniden kullanılmaya başlanmaktadır. Son dönemde artan işkence, orman yakma ve şüpheli ölüm haberleri vahim ve endişe vericidir. Dahası artık barışın sözünü etmek dahi belli bedelleri göze almayı gerektirmektedir. Barış mitingleri bombalanmakta, eli sopalı linç grupları barış isteyenlerin üzerine sürülmektedir.

LGBTT’ler olarak bizler iyi biliyoruz ki;

Savaş çıkaran zihniyetle transseksüeli öldüren zihniyet aynı zihniyettir.

Kürtleri ve diğer halkları yok sayan zihniyetle eşcinselleri inkar eden zihniyet aynı zihniyettir.

Hrant Dink’in katiline yol verenlerle, her geçen gün artan kadın cinayetlerine göz yumanlar aynıdır.

Kısacası yalnızca cephelerde değil toplumun her alanına yayılmış bir savaş hali söz konusudur. Adeta topluma karşı gizli bir savaş, gizli bir işgal yürütülmektedir. Başta medya olmak üzere çeşitli araçlarla topluma aşılanan nefret kültürü toplumsal barışı ve ortak yaşamın temellerini her geçen gün biraz daha aşındırmaktadır. Açık ki iktidar, hak mücadelesini unutmuş ve öfkesini birbirine kusan bir toplum yaratmak istemektedir. Çünkü iktidarın en büyük korkusu kolkola, omuz omuza mücadele veren bir halktır.

LGBTT’ler olarak; bizleri kimliklere bölüp karşı karşıya getirenlerin oyununu boşa çıkarmak için sokaklardayız. Kendi özgürleşmemizin tüm toplumun özgürlüğüne hizmet ettiğini her fırsatta dile getirdik, getiriyoruz. Anlamak gerekir; her eylemde yanımızda getirdiğimiz gökkuşağı bayrağı yalnızca bizim özgürlüğümüz için değildir. Gökkuşağı bayrağı aynı zamanda herkesin kendi rengiyle, farklılıklarıyla bir arada yaşadığı daha barışçıl bir toplum özlemini de ifade eder. Dolayısıyla yalnızca siyah ya da beyaz olmanın dayatıldığı, renklerin kaybolduğu, barışın her geçen gün biraz daha yara aldığı bu karanlık günlerde, gökkuşağı kurtarıcı bir esin kaynağı olabilir. LGBTT olan olmayan herkesi gökkuşağının altında buluşmaya davet ediyoruz.

Savaş baronları! Egemenler! Efendiler!!! Bir korku ve nefret toplumu yaratmaya çalıştığınızın farkındayız. Provakasyonlarınızı muhatap almıyoruz, ciddiye almıyoruz. Daha fazla kan ememeyeceksiniz. Barış umudumuzu tüketemeyeceksiniz. Sizler savaşın sesini yükselttikçe bizler de barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Özgür ve barışçıl bir toplumda yaşama arzumuza daha da bağlanacağız! Dünyanın tüm diğer renkleriyle her seferinde daha da kalabalıklaşarak gökkuşağının altında barış şarkıları söylemeye devam edeceğiz!

İstanbul LGBTT

Kadın Kapısı