Engin Çeber‘in polis merkezinde ve cezaevinde işkence sonucu yaşamını yitirmesi ile ilgili davada savcı kararın bozulmasını istedi. Mahkeme savcının bu talebini kabul ederse, dava zamanaşımından düşebilir.
Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberi şöyle:
Engin Çeber adlı gencin İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi ve Metris Cezaevinde dövülerek öldürülmesiyle ilgili davanın Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülmekte olan temyiz görüşmesinde Savcı Betül Tortamış, kararın bozulmasını istedi.
Savcı Tortamış; aralarında menfaat çatışması olmasına karşın jandarma, polis ve gardiyan kökenli sanık gruplarının her birinin aynı avukat tarafından savunulmasını ve bir hakimin karar tutanağında imzasının olmamasını gerekçe gösterdi. Eğer Yargıtay, Tortamış’ın görüşünü onaylar ve dosyayı yerel mahkemeye gönderirse davanın uzama ve ‘işkenceyle adam öldürme’ fiili dışında kalan; iki gardiyan, üç polis ve bir doktorla ilgili cezalarda zamanaşımının oluşması ihtimali var. Avukat Taylan Tanay’a göre bu nedenle, hakkaniyetle sonuçlanan bir işkence davası daha kadük kalabilir.
Sarıyer’de, 28 Eylül 2008′de bir basın açıklamasından sonra üç arkadaşıyla gözaltına alınan Çeber, işkence sonucu öldürülmüş, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Metris Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu ile üç gardiyan ‘ağırlaştrılmış işkence’ suçlamasıyla müebbet hapis cezası almıştı. Ayrıca iki gardiyan ve dört polis de işkence savıyla hapis cezasına çarptırmıştı. Fakat iki gardiyan ve iki polis için tutuklama kararı verilmemişti.
Dosya sanıkların itirazı üzerine temyiz için Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin önüne geldi. Daire de Yargıtay Savcısı Betül Tortamış’a görüşünü sordu. Savcı Tortamış, iki ayrı gerekçeyle kararın bozulmasını istedi. 60 sanıklı davada jandarmaların, gardiyanların ve polislerin meslek gruplarına göre üç ayrı avukat tarafından savunulduğunu kaydeden Savcı Tortamış, bu uygulamaya itiraz etti.
Tortamış, sanıklar arasında menfaat çatışması olabileceğini kaydetti. Ayrıca Tortamış, mahkemenin kısa kararında bir hakimin imzasının bulunmamasını da usuli bir hata olarak gösterdi.
Çeber Ailesi’nin avukatı Taylan Tanay, bu davaya bakan hakim Nesibe Özer’in şu an HSYK 2. Daire Başkanı olduğunu, Özer’in çok hızlı bir yargılama sonucunda karar verdiğini anımsattı. Yargılama sürerken, menfaat çatışması olabileceği ikazında bulunduklarını, bunun sanıklara da sorulduğunu belirten Tanay, bir gardiyan dışında hiçbir sanığın bir diğeri hakkında beyanda bulunmadığını ifade etti. Bir hakimin imzasının unutulmuş olmasının da bozma için yeterli olmayacağını savunan Tanay, şayet savcının görüşüne uyulur ve dava yerel mahkemeye dönerse ‘işkenceyle adam öldürme’ iddiasıyla ceza alan gardiyan sanıklar dışında kalan sanıklar ve atfedilen suçların zamanaşımına girebileceği uyarısında bulundu. Taylan’ın iddiasına göre zamanaşımına girmesi muhtemel suç ve sanıklar şöyle:
Gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise işkence suçunu üç kez işledikleri savıyla 90′ar ay, polisler Abdulmuttalip Bozyel ve Mehmet Pek’e 90′ar ay, polis Aliye Uçak için iki yıl 6 ay hapis, sahte evrak düzenlediği öne sürülen cezaevi doktoru Yemliha Söylemez’e 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş, tümü meslekten ihraç edilmişti. Başçavuş Abdulkadir Öztekin ve iki gardiyana kasten yaralama, yedi gardiyana görevi ihmal, bir gardiyana suçu bildirmeme suçlarından beşer ay hapis verilmişti. Bu cezalar ertelenmişti.
Kaynak: Yeşil Gazete