Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, doğaya müdahaleler nedeniyle ayıların beslenme düzeninin bozulduğunu, aç kalan başka canlılar gibi ayıların beslenmek için yerleşim yerine indiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Kurdoğlu, insanların dünyanın pekçok yerinde yabani hayvan saldırısına maruz kalabildiğini belirterek, "Bu tür olayların sosyal ormancılık açısından değerlendirilmesi lazım. Ormanlarda turizm amaçlı kesmeler, yüksek yaylaların sayfiye amaçlı kullanılması gibi nedenlerle ayıların doğal yaşam alanlarına girmeye başlandı. Hal böyle olunca da ayıyla insanların karşılaşma ihtimali arttı'' dedi.
Ormanlardaki bazı yabani meyve türlerinin yok olmasıyla aç kalan hayvanların yerleşim yerlerine indiğini ifade eden Kurdoğlu, ''Geçmiş 20 yılda ormanlardaki meyveli ağaçların kesimine izin verilmesi, zaman içinde ayıların besin kaynaklarının azalmasına neden oldu. Kış mevsiminin uzun sürmesi nedeniyle ormanın içindeki ağaçlar meyve vermedi. Bu durum ayıları tarımın yapıldığı insan yerleşimlerine doğru yaklaştırdı'' diye konuştu.
Ayıların insanlara zarar vermemesi için çeşitli önlemler alınması gerektiğine işaret eden Kurdoğlu, ''Bunlardan biri ormanlık alana yalnız gezmemektir. Bu tür yerlere gidildiğinde olabildiğince metal bir şeyleri birbirine vurarak gürültü çıkarmak gerekir. Eğer ayı tarlalara giriyorsa güneş panellerinden yararlanılarak elektro şoklardan faydalanmak çözüm olabilir. Ayıların sayısının arttığını düşünmememiz lazım. Ayılarda sayı artmadığı ortada. Doğaya müdahaleler nedeniyle ayıların beslenme düzeni bozuluyor ve aç kalan başka canlılar ne yaparsa ayılar da aynısını yapıyor. Beslenmek için yerleşim yerine inmeleriyle ayı-insan çatışması artıyor.''
''AYI İÇİN EN BÜYÜK TEHDİT İNSAN VE İNSAN FAALİYETLERİDİR''
Ayıların, yanlarında yavruları varken her şeyi tehdit olarak algıladıklarını anlatan Kurdoğlu, şöyle devam etti:
"Ayı insana tehdit olarak algıladığı için saldırır. Ekosistemi yeniden rehabilite etmek, ayıyı insan yerleşiminden uzak tutar. Ayı popülasyonunun olduğu yerlerde meyveli ağaç dikimi gerçekleştirilmeli. Doğal ormanlarda yapılacak HES, yol gibi her türlü yatırımlar habitatın parçalanmasına sebep olur. Bu da ayıların iş makinelerinin, araçların olmadığı daha sakin yerlere gitmelerine neden olur. 'Katil ayı' ya da benzeri tanımlama yapıp, onları bir tehdit olarak algılayıp ortadan kaldırmaya kalkmamak lazım. Doğal dengeye insan müdahalesi ne kadar fazla olursa bu ve benzeri durumlarla karşılaşma oranı daha da artacaktır. Ayı-insan çatışması ya da yaban hayvanı-insan çatışması sosyal ormancılık problemidir. Sosyal ormancılığın gerekleri yapılarak ayı tehdidi ortadan kaldırılmalıdır.''
Yrd. Doç. Dr. Kurdoğlu, ayı açısından da en büyük tehdidin insan ve insan faaliyetleri olduğuna dikkati çekerek, ''Artvin'de geçmiş 15-20 yılda yaklaşık 170 ayı öldürülmüştür. Bunlar kayda girmemiş, vatandaşların araştırma çalışmaları sırasında söyledikleri rakamlardır. Ancak yine de zaman zaman Artvin'de ayı saldırısı yaşanmaktadır. Ayıları öldürmek çare değildir. Çok şiddetli büyük zararlar veren popülüsyona ulaştığı, gerçek anlamda tehdit olduğunda gereğini ilgili kurumlar yaparlar. Öncelikle yapılması gereken karınlarının doyurulmasıdır'' dedi.
Sağlıklı envanter yapılmadığı için sürek avı faaliyetine geçilmesini doğru bulmadığını ifade eden Kurdoğlu, "Sürek avı yerine toplam habitatın iyileştirilmesi yoluna gidilmeli. Bir ayının saldırıyı gerçekleştiren ayı olduğunu belirlemek kolay iş değildir. 'Ayı var' diye onu bir tehdit olarak görmektense doğamızın zenginliği olarak görmek gerekiyor. Trafik kazası çok oluyor diye bütün araçları trafikten kaldıralım dersek yanlış olur. Bunun için de 'ayıları öldürelim çare bulalım' demek çare değildir'' diye konuştu.
Kurdoğlu, ağustos, eylül ve ekim aylarının ayıların yavruları ile gezdikleri dönem olduğunu vurgulayarak, ayılara karşın halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Kaynak: AA