21 Eylül 2011 Çarşamba

253 toplu mezarda 3 bin 248 kişi yatıyor

İHD Diyarbakır Şubesi, toplu mezarlara ilişkin hazırladığı raporda çarpıcı veriler ortaya çıktı. Rapora göre, 253 toplu mezarda 3 bin 248 kişiye ait cenaze bulunuyor. 



Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen interaktif Toplu Mezar Haritası’nın da tanıtıldığı İHD’nin basın toplantısında konuşan Şube Sekreteri Raci Bilici, raporda da görüleceği üzere binlerce insanın halen toprak altında olduğunu belirterek, “Kimi bir dağın yamacında, kimi bir derenin kenarında, kimi yakılan ormanlık alanlarda, ya da sahipsiz bir mezarlıkta. Kimi ise Bitlis’te olduğu gibi insanlık onurunu ayaklar altına alan bir şekilde çöplüklerde ortaya çıkıyorlar. İnsanlık dışı uygulamalar, başta ulusal mevzuata, uluslararası sözleşmelere ve savaş hukukuna aykırıdır. En önemlisi de insan hakları ve onuruna aykırıdır” diye konuştu.

İHD Diyarbakır Şubesi uzun süredir üzerinde çalıştığı Türkiye’de Toplu Mezarlar Raporu’nu düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Dernek binasında düzenlenen basın toplantısına basın mensuplarının yoğun ilgisinin yanı sıra, BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, DTK üyeleri, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, Diyarbakır Tabip Odası, MAZLUMDER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Basın toplantısından ziyade toplu mezarlara ilişkin bir brifing şeklinde düzenlenen toplantıyı İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, İHD MYK Üyeleri ve Diyarbakır Şube Yöneticileri Av. Rahşan Bataray ve Av. Serdar Çelebi, İHD Şube Yöneticileri Halil Bayhan ve Emin Ermin gerçekleştirdi. Öte yandan toplantının yapıldığı salona üzerinde toplu mezarların bulunduğu bölgelerin işaretlendiği ve toplu mezarların sayısının yer aldığı büyük bir pankart asıldı.

Toplantıda ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Kürt sorunu konusunda Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne, egemenlerin çözümsüzlükte ısrar ettiğini belirterek, “Yıllardır kirli bir savaşın yaşandığı bu coğrafyada, yaşanan tahribatların haddi hesabı yoktur. Bunlardan biri de yapılan son kazılarla gün yüzene çıkan toplu mezarlardır. Ülkemizde 30 yılı aşkın süredir devam eden savaş, ne yazık ki halkımıza hep acı, gözyaşı ve cansız bedenler getirmiştir” dedi.

BU VAHŞET BİR DEVLET POLİTİKASI

Yaşanan savaşın etkilerinin yıllar boyu sadece rakamsal bazda vurgulandığını dile getiren Bilici, “Yaşanan ölümler sadece istatistiki veri olarak işlenmektedir. Sürekli olarak bu savaş nedeni ile 40 bin insanımızın yaşamını yitirdiğinden bahsedilmektedir Ancak istatistiki veri olarak önümüze sunulan rakamların her birinin altında; genç yaşta ölen militanlar, annelerinin bağrından koparılarak askere alınan gencecik askerler, faili meçhule kurban giden masum siviller ve yakınlarının hala bir umutla eve dönmesini beklediği binlerce kayıp insanın acısı vardır. Sadece istatistiki veri olarak önümüze sunulan 40 bin kişiden çoğunun mezarı dahi bulunmamaktadır. Yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren militanlar ve karanlık güçler tarafından katledilen sivil vatandaşların cenazeleri, dönemin gerek sivil, gerekse askeri yetkilileri tarafından insanlık dışı bir muameleyle toplu halde gömülmüşlerdir. JİTEM’in kurucularından Arif Doğan’ın, ‘PKK’lilere bir de mezar mı yapacaktık. Tabi ki toplu halde gömdük’ şeklindeki beyanları bu gerçeği perçinlemiştir. Aslında yapılan bu itiraflar, toplu mezarlarla ortaya çıkan bu vahşetin bir devlet politikası olduğunu gözler önüne sermiştir” diye konuştu.

İNSAN HAKLARI VE ONURUNA AYKIRI

Raporda da görüleceği üzere, binlerce insanın toplu halde halen toprak altında olduğunu kaydeden Bilici, “Kimi bir dağın yamacında, kimi bir derenin kenarında, kimi yakılan ormanlık alanlarda, ya da sahipsiz bir mezarlıkta. Kimi ise Bitlis’te olduğu gibi insanlık onurunu ayaklar altına alan bir şekilde çöplüklerde ortaya çıkıyorlar. Yoğunluklu olarak 90’lı yılarda yaşanan bu insanlık dışı uygulamalar, başta ulusal mevzuata, uluslararası sözleşmelere ve savaş hukukuna aykırıdır. En önemlisi de insan hakları ve onuruna aykırıdır” diye belirtti.

Hazırladıkları Toplu Mezar Raporu’nun uzun uğraşlar sonucu, birçok belge, bilgi ve tanık beyanları dikkate alınarak hazırlandığını ifade eden Bilici, şunları söyledi: “Çoğu derneğimiz şubelerine yapılan başvurular, şubelerimizin yaptığı araştırmalar, görgü tanıklarının beyanları ve basın yayın organlarında yayınlanan haberlerden oluşan rapor, bir döneme ışık tutacak niteliktedir. 11 Şubat 2011 tarihinde açıkladığımız ilk toplu mezar raporu bizim için önemli bir milat olmuştur. Çünkü, o tarihte raporu açıkladıktan sonra neredeyse her gün toplu mezar ihbarı yağmaya başladı. Nitekim bugün açıklayacağımız rapordaki rakamsal veriler, açıkladığımız ilk raporu neredeyse üçe katlamaktadır.”

DEVLET YETKİLİLERİ ARTIK HAREKETE GEÇMELİ

“Bu coğrafyada insanlar hala bir umutla bir yerde açılacak mezarda kendi çocuklarının olabileceği ihtimalini düşünerek, yaşamını yitiren çocuklarının cenazelerine ulaşmak istemektedir. Bunun için yıllardır devletin resmi organlarına başvurular yapmakta, ancak bir sonuç alamamaktadırlar” diyen Bilici, şöyle devam etti: “ Bizler insan hakları savunucuları olarak bu insanlık dışı uygulamaların ortaya çıkması, sorumluların yargılanması için çalışmalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz. Ancak daha sağlıklı bir sonucun ortaya çıkması için, acil bir şekilde hakikatleri ortaya çıkaracak bir komisyonun oluşumuna gidilmesi gerekmektedir. Bizler, bu coğrafyada her faili meçhulün, kayıpların ve çatışmalarda yaşamanı yitiren insanlarımızın akıbetlerinin ne olduğunun devletin bilgisi dahilinde olduğunu biliyoruz. Bu nedenle çağrımız şudur ki; Türkiye, artık bölgede yaşanan toplu mezarlar gerçeği ile yüzleşmeli ve bu mezarları açılması konusunda yetkilerin bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir. Ancak bu bir kaç savcının iyi niyetli çalışması ile sonuçlandırılacak bir çalışma değildir. Bu nedenle gerek askeri, gerekse de sivil yetkililerin elinde bulunan tüm veriler kamuoyu ve savcılıklarla paylaşılmalı mezarları açılması konusunda ciddi bir iradenin ortaya konulması gerekmektedir. Açılacak toplu mezarlardaki insanların sağlıklı bir şekilde kimliklendirmeleri yapılabilmesi için başka yerlerde kullanılmaması kaydıyla bir DNA veri bankasının oluşturulması ve tüm kayıp yakınlarından alınacak örnekler ile sağlıklı bir şekilde karşılaştırılmasının yapılması sağlanmalıdır. Ayrıca delilerin kaybolmasının engellenmesi amacıyla mezar açımları sırasında Minnesota Protokolü’nde teknik ayrıntıları belirtilen hususlara uyularak mezarlar açılmalıdır.”

Bilici’nin açıklamasının ardından İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Rehşan Batara, hazırlanan Toplu Mezar Raporu’nun ilk bölümü olan; toplu mezarların tanımı, Minnesota Protokolü’nün içeriği, toplu mezarlar konusunda uluslararası kuruluşların desteği, dünyada toplu mezar örnekleri ve Türkiye’de toplu mezarların tarihçesini anlattı.

Daha sonra ise, İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Serdar Çelebi, raporda yer alan verileri ve il il toplu mezar rakamlarının bulunduğu tabloyu anlattı.

İNTERAKTİF TOPLU MEZAR HARİTASI TANITILDI

Çelebinin sunumunun ardından İHD Diyarbakır Şubesi Bilgi-İşlem ve Dökümantasyon Birimi tarafından hazırlanan İnteraktif Toplu Mezar Haritası ve İHD Diyarbakır Şubesi’nin yeni tasarladığı web sitesi tanıtıldı. www.ihddiyarbakir.org adresinden girilebilen web sitesinde yer alan harita, aynı zamanda Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.

Toplu Mezar Haritasının özellikleri ve kullanım biçimi şöyle;

“*Toplu Mezar Haritası Google Maps tabanlı olup, sürekli güncellenebilir özelliğe sahip.

*Harita, toplu mezarların yerlerini bulunduğu yere yakın koordinatlarıyla göstermektedir.

*Kolay bir kullanıma sahip olan harita, toplu mezarların bulunduğu bölgeleri illere göre ayırabilme seçeneğini sunuyor.

*Açılan veya açılmayan şeklinde katagorize edilebilen harita, normal illere göre gösteriminin yanında uydu üzerinden bölgenin yakından izlenebilmesini de sağlıyor. Haritadaki oklar sayesinde toplu mezarın bulunduğu bölge istenilen yakınlık düzeyine getirilebiliyor.

*Bulunmak istenen yer veya ismin arama bölümünden kolayca aranabildiği haritada, ayrıca istatistik bölümüyle bugün kadar kaç mezarın ve mezarlarda bulunan kişilerin sayısı görülebiliyor.

*Haritanın en önemli bölümlerinden biri ise, “Mezar iddia et” bölümü. Siteye giren ve toplu mezar haritasını inceleyen herhangi bir vatandaş, haritada bulunmayan bir toplu mezar hakkında görgü veya bilgiye sahip ise bu konudaki bilgisini bu bölümden ihbar edebilecek. Bu ihbar, anında sunucunun eline ulaşacak ve yapılan araştırma-inceleme sonucunda toplu mezara ilişkin iddia doğrulandıktan sonra haritaya yerleştirilecek.

Kaynak: ANF

Toplu mezarlara ilişkin detaylara ulaşmak için tıklayın.