8 Eylül 2011 Perşembe

Tutuklu GSÜ Öğrencisi Cihan Kırmızıgül'le Dayanışma Çağrısı...

BASINA VE KAMUOYUNA

Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Cihan Kırmızıgül, Kağıthane’de bir markete düzenlenen molotoflu saldırıya katıldığı gerekçesiyle durakta otobüs beklerken 20 Şubat 2010 tarihinde polisler tarafından gözaltına alınmıştır. Polis, bahsi geçen günde Kağıthane’de arkadaşının evinde bulunan ve otobüse binip evine dönmek üzere durakta bekleyen Kırmızıgül’ün boynundaki puşinin suç delili olduğunu iddia ederek Kırmızıgül’ü yakalamış, yere yatırmış ve kafasına dipçikle vurmuştur.

Kırmızıgül, yapılan aramalarda üzerinde ve evinde herhangi bir suç delili ve bahsi geçen eyleme katıldığına dair hiçbir delil bulunmamasına rağmen tutuklanmış, 4 Mart 2010 tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne konulmuştur. 20 aydır devam eden tutukluluk süresi içerisinde ise 4 duruşma yapılmıştır ve kendisi halen tutuklu yargılanmaktadır. Davanın ilk evresinde bir gizli tanık, Kırmızıgül’ü söz konusu eylemde gördüğünü iddia etmişse de kendisiyle yüzleştirildikten sonra gördüğü kişinin Kırmızıgül olmadığını belirtmiş ve ifadesini geri çekmiştir. Bunun dışında mahkemenin elindeki tek “delil,” “yakalandığında” Kırmızıgül’ün takmakta olduğu puşidir. Puşi dışında mahkemenin dikkate değer bulduğu bir diğer husus ise, arkadaşının kendisine atmış olduğu Kürtçe bayram mesajıdır.

Nihayetinde sadece puşi taktığı için tutuklu bulunan Kırmızıgül’ün tutukluluk süresi 20 aya ulaşmış; Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ndeki koğuş koşullarının ve verilen yemeklerin kötülüğü kendisinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açmış ve 3 ay içerisinde yaklaşık 30 kilo vermiştir. Tutukluların sağlığının bozulmasına sebep olan koşulların protesto edilmesi ise disiplin kovuşturmalarıyla sonuçlanmıştır. Yaşadığı tüm bu sorunların üzerine Kırmızıgül, katıldığı protesto neticesinde disiplin kovuşturmasına tabi tutulmuş, altı aylık hak mahrumiyeti cezası almıştır. Üç ay süreli mektup yasağının ardından, kendisine üç aylık açık görüş yasağı uygulanmıştır ve bu açık görüş yasağı Ekim ayına kadar devam edecektir.

Bütün bu süreç içerisinde Kırmızıgül, öğrenim gördüğü Galatasaray Üniversitesi’nde lisans eğitimine devam edememiş, sınava katılma başvurusunun üniversite tarafından “güvenlik gerekçesiyle” reddedilmesi sonucunda sınavlarına girememiştir. Böylece halen tutukluluğu devam eden Kırmızıgül’ün öğrenim hakkı da elinden alınmıştır.

***

Görüldüğü üzere, bir adalet skandalına daha imza atılmaktadır. Bu davada tanık olduğumuz şey, pazarlarda, mağazalarda satılan, pek çok kişinin “otantik bir aksesuar” olarak kullandığı bir metrekarelik “popüler” bir bez parçasının, “sakıncalı” bir kökene sahip, “sakıncalı” bir muhitte otobüs bekleyen bir gencin omzunda, bir suç deliline dönüşmesidir. Bu bez parçası, 23 yaşındaki bir gencin hayatının neredeyse iki yılını tutuklu geçirmesine yol açmıştır. Bu durum, adil yargılanma, kişi özgürlüğü, eğitim hakkı gibi temel hakların ve belirlilik, öngörülebilirlik, masumiyet karinesi gibi temel hukuki güvencelerin herkesi değil, yalnızca devletin “makbul” addettiği vatandaşları koruduğunu bir kez daha ortaya çıkartmıştır.

Gündelik olağan eylemler ile suç arasındaki mesafe, suç lehine daraltılırken devlete büyük bir keyfiyet kapısı açılmaktadır. Böylesi bir uygulama için, ailesinden uzakta, maddi manevi pek çok destekten yoksun bir üniversite öğrencisinin seçilmiş olması ve üniversitenin steril kalma kaygısıyla öğrencisine sahip çıkmaktan kaçınması da bu keyfiliği tedirgin edici boyutlara vardırmaktadır.

Bu münferit bir vaka değildir. Sadece İstanbul’da 100’den fazla öğrenci, böyle zorlama delillerle cezaevlerinde tutulmakta, keyfi uygulamalara maruz kalmakta ve eğitim haklarından mahrum edilmektedir. Bu kişilerin çoğu kurumsal destekten yoksun bulunmaktadır. Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, derneklerin, akademisyenlerin ve gazetecilerin bu tür durumlar karşısında harekete geçmesi gerekmektedir. Bu konuya duyarlı olan herkesi 13 Eylül Salı günü saat 12.00’de İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenecek Basın Açıklaması’na ve ardından 14 Eylül Çarşamba günü saat 11.00’de Beşiktaş Adliyesi’nde gerçekleştirilecek duruşmaya katılmaya davet ediyoruz.

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Platformu