3 Eylül 2011 Cumartesi

Yeni aile bakanı Şahin, selefinden farksız


Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yerine kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Bakanlığın isminden ‘Kadın’ ifadesinin kaldırılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı haline getirilmesi pek çok sivil toplum örgütünün tepkisini çekmiş ve 12 Haziran Genel Seçimleri öncesinde yoğun tartışmalara sebep olmuştu. Seçimlerden bu yana geçen iki buçuk ayda Bakanlık popülerliğini yitirmedi. Tartışmaların sebebi ise kurumun ismi değil, Bakan Fatma Şahin’in basında çıkan demeçleri. 60’ıncı Hükümet döneminde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile pek çok kereler karşı karşıya gelen kadın ve eşcinsel hakları savunucuları, benzer bir süreci Fatma Şahin ile de yaşıyor.

KAVAF DİZİLERE TAKMIŞTI

Bir önceki hükümette Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Kavaf, ilk olarak televizyon dizilerine getirdiği eleştiri ve önerilerle gündeme gelmişti. Kimi televizyon dizilerinin muhafazakar Türk aile yapısı ile örtüşmediğini ifade eden Kavaf, aile yapısına zarar verecek görüntüler, yayınlar, söylemler ve eylemlerin gözlem altına alınacağını, gerekirse şifreleneceğini belirtmişti. Cinsellik yaşının 13’e kadar düştüğünü söyleyen Kavaf, televziyon dizilerinin bunun sebeplerinden biri olduğunu öne sürmüştü.

‘EŞCİNSELLİK HASTALIK’ DEMİŞTİ

Kavaf, en büyük tepkiyi ise eşcinselliği hastalık olarak gördüğünü söylemesi üzerine almıştı. Önce farklı aile formlarına ilişkin Avrupa Konseyi bildiri taslağına “ülke olarak eşcinsel evliliği ve ebeveynlik kurumunu kabul etmiyoruz” biçiminde itiraz eden Kavaf, “Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence” açıklamasıyla LGBTT (Lezbiyen Gey Biseksüel Travesti ve Transeksüel) hakları savunucusu derneklerin hedefi haline geldi. Sivil toplum örgütlerinin yanı sıra, siyasi parti temsilcileri de çeşitli defalar Kavaf’ı istifaya davet etmişti.

DOĞU EROĞLU

Kadının ailede “anne” veya “eş” biçiminde geleneksel bir rol üstlenmesini salık veren ve eşcinselleri tamamen görmezden gelen Bakan Kavaf’ın görev süresinin dolmasıyla kadın ve eşcinsel hakları savunucusu dernekler gergin bir bekleyiş içerisine girmişti. Bakanlığın kurumsal yapısındaki değişiklik ve Fatma Şahin’in göreve gelir gelmez verdiği demeçler, sivil toplum örgütlerinin endişesinin yerinde olduğunu kanıtladı.

ANTİ-FEMİNİST BAKAN ŞAHİN

Seçimlerden sonra bakanlık koltuğuna oturan Fatma Şahin, ilkin selefi Aliye Kavaf’tan daha temkinli ve ılımlı olduğu izlenimini verdiyse de, kısa süre içerisinde Kavaf’ınkine benzer demeçlerle gündeme gelmeye başladı. “Feminizmden bugüne kadar kimse fayda görmemiştir, bundan sonra da görmeyecektir. Kadının kadın olarak, erkeğin erkek olarak, insanın da insan olarak, kişi olarak var olacağını gösteren modelleri geliştirmemiz lazım” açıklamasıyla kadın hakları savunucularını hedef alan Şahin, hak mücadelesinin radikalleştirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Kendisine yöneltilen sorulara geleneksel aile biçimi temelli bir yaklaşımla cevap vererek farklılık vurgusu yapan sivil toplum örgütlerini karşısına alan Şahin, önemli olanın toplumsal mutabakat olduğunu belirtti.

18 Ağustos’ta çıktığı bir televizyon programında “eşcinsellik hastalık mıdır?” sorusuyla karşı karşıya gelen Şahin, eşcinsellik olgusunun süregelen bilimsel bir tartışmanın konusu olduğunu, bu sebepten ötürü soruya açık bir cevap veremeyeceğini belirtti. LGBTT örgütleri ise bu politik tavrın eşcinsel haklarını görmezden gelen, eşcinsel kimliğini reddeden bir anlayış olduğu konusunda birleştiler.

Yine aynı programda muhafazakar bir partinin bakanı olduğunun altını çizen Şahin, sorumlu bakan olarak problemleri çözmek için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu, fakat bunu yaparken aile değerlerini tehlikeye atamayacağını belirtti.

İDEAL TÜRK AİLESİ TANIMI

Sivil toplum örgütleri, eşcinsellikle ilgili beyanıyla yeniden gündeme gelen Bakan Şahin’in açıklamalarındaki ‘ideal Türk ailesi’ne dikkat çekiyor. STÖ’lere göre, kadını yalnızca geleneksel rollerle tanımlayan ve ekonomik olarak erkeğe bağımlı tutan modelde, eşcinseller başta olmak üzere tüm farklı kimlikler dışarıda bırakılıyor.

Kaynak: Birgün