Aliağa Sokran'da kurulan hapishane kompleksi, daha tam tamamlanmadan tutukluların apar topar nakledilmesiyle açıldı. 4 T tipi, bir çocuk, bir açık ve bir de kadın kapalı hapishanesinin bulunduğu hapishaneler kompleksinden, hak gaspları haberleri eksik olmuyor.
Aliağa Kapalı Kadın Hapishanesi'nden siyasi tutuklu kadınlar, yazdıkları mektupla yaşadıkları hak gasplarına ve insan haklarının engellenmesine dikkat çekti. Tutuklu kadınlar, “Hapishaneye ilk girişinizde çıplak arama dayatmasıyla karşılaşıyorsunuz. İtiraz ettiğinizde üzerinizdeki giysiler gardiyanlar tarafından parçalanarak çıkarılıyor. Sonra da yerlerde sürüklenip tekmelenebiliyorsunuz. Bu onur kırıcı uygulama bütün karşı duruşumuza rağmen devam ediyor” dedi.
“Hapishaneye getirildiğimizde inşaat devam ettiği ve koğuşlar temizlenmeden yerleştirildiğimiz için sıkıntılar yaşadık. Günlerce temizlik malzemesi edinemedik” diyen kadınlar, “İki hafta görüş, telefon, posta, kantin hakkımızdan mahrum edildik. Ailelerimize haber verilmesinde yaşanan sıkıntılara, görüş gününün yanlış bildirilmesinden dolayı gelip görüş yapamadan dönenlerin mağduriyeti eklenti hak ihlallerine” diye yazdı.
İÇERİDE DE DEDEKTÖRLÜ ARAMA
“Arama sorunu en temel gündemimiz doğal olarak. Bırakın revir, görüş, avukat vs. koğuş kapımızın önündeki ankesörlerden telefon ederken bile dedektörle aranıyoruz” diyerek duruma tepki gösteren siyasi tutuklu kadınlar, “İlk haftalarda elle aramaya itirazımızla getirilen dedektörün her çıkış ve girişimizde kullanılması keyfi bir uygulama. Avukatla yaptığımız açık görüşlerde ayakkabı çıkarmamız dayatıldığı için savunma hakkımız engelleniyor, avukatlarımızla görüşmelerimizde sorunlar çıkıyor. Hastane, mahkeme vs. gibi yerlere gittiğimizde de ayakkabı çıkarmaya zorlanıyor, itiraz ettiğimizde disiplin cezaları devreye sokuluyor. Böylece tedavi hakkımızda engellenmiş oluyor” dedi.
Bir ay boyunca gazete ve radyo edinemeyen kadın tutuklulara, cezaevi yönetimi, kantinden pahalı televizyon almayı dayatıyor, mektuplar ise haftalar sonra tutukluların eline ulaşıyor. Telefon görüşmelerinde tekmil dayatması ve Kürtçe konuşma yasağı konulunca, kadın tutuklular bir süre görüşmelere çıkmadı. Cezaevinde az sayıda tutuklu bulunmasına rağmen, açık görüşler yarım saatle sınırlandırılması, çoğu şehir dışından gelen aileleri mağdur etti.
Yiyeceklerin yetersiz olması ve kantinden alışverişlerin sınırlanması nedeniyle tutuklularda beslenme sorunları baş gösterdi. A.G. adlı tutuklu, iaşelerinin verilmemesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadı. Hapishanede düzenli doktor bulunmaması, ciddi sağlık sorunları bulunan tutukluların tedavilerinin aksamasına neden oluyor.
LİMİTLİ SU KULLANIMI
Kadın tutukluların dikkat çektiği diğer uygulamalar şöyle:
“Aklınıza gelebilecek her konuda dilekçe yazmamız ve bu dilekçelerin tam sayfa olması dayatılırken, dilekçelerimize yanıt alabilmemiz günler alabiliyor. Aylık koğuş aramaları dışında ziyaret adı altında yapılan aramalarda dolabımızın nerede duracağına varana kadar zorlama uygulamalarla karşılaşıyoruz. Havalandırma kapıları sabah 09.00'dan önce açılmayıp akşam güneş batmadan saatlerce önce kapatılıyor. Saatlerin ileri alınması da bu durumu değiştirmiş değil. Kullanılan yapı malzemelerinden kaynaklı koğuşumuzdaki en ufak ses bile yankı yapıyor, sürekli başağrılarına neden olan bu yankıyı engellebilecek bir önlem alınabilmiş değil. Günün herhangi bir saatinde suyumuz kesilebiliyor, sunulan gerekçe ise; su kullanım limitinizi aştınız oluyor. Susuz olmanız hiçbir şeyi değiştirmiyor. Kullanılan su cildinizin kurumasına pul pul dökülmesine ve kaşıntılara neden oluyor. Maltada, revirde karşılaştığınız arkadaşınızla selamlaşmanız dahi engelleniyor. Sohbet hakkımız koğuşlarda 11 kişi olmamız gerekçe gösterilerek gasp ediliyor. Sürgün sevkle getirilen arkadaşlarımız hapishane girişinde darp edilerek arandılar. Ciddi sağlık sorunları olan analarımızda bu sevklerin arasında.”
Devrimci kadın tutuklular, tüm dayatmalara karşı direndiklerini ve bu direnişi sürdüreceklerini belirtti.
Kaynak: ETHA
