İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri ve tutuklu yakınları YKM önünde bir araya geldi. Alkış ve sloganlarla Meclis TBMM kapısına yürümeye başladılar.
Yürüyüşten önce İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan açıklama yaptı. Sadece 2010 yılında 160 tutuklunun tedavisi yapılmadığı için yaşamını yitirdiğini hatırlatan Türkdoğan, "Adalet Bakanlığı verilerine göre, cezaevlerinde 520 hasta tutuklu var. Ancak bunlar birer rakam değil. her birinin birer öyküsü var" diye konuştu.
İHD Genel Başkanı, "Mahpusların da insan hakları vardır. F tipi cezaevleri kapatılsın" dedi.
Kitle, açıklamanın ardından "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "İnsan haklarıyla insandır", "Tecrit işkencesine son", "Disiplin cezalarına son", "Havalandırma haktır engellenemez", "Çıplak aramaya son" sloganlarıyla yürüyüşe geçti.
BAKANLIK ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Yürüyüş güzergahında bulunan Adalet Bakanlığı önünde açıklama yapıldı. İHD Ankara Şube Başkanı Halil İbrahim Vardın, dünya çapındaki 34 bin siyasi tutukludan 3'te birinin Türkiye'de olduğuna dikkat çekti.
Açıklamanın ardından Meclis'e doğru yürüyüşlerini sürdüren İHD'lilerin önü, polis tarafından kesildi. Pankartları kapatılan ve önlükleri çıkartılan İHD'liler, polisin tutumunu protesto ederek, yürüyüşünü alkışlarla sürdürdü.
"F" OTURMASI MECLİS ÖNÜNDE
İHD üyeleri, Meclis önüne ulaştığında "F" oturmasını gerçekleştirdi. Burada açıklama yapan Sevim Kalman, F tipi cezavlerinde yaşanan sorunlara dikkat çekmek için İstanbul'dan Ankara'ya geldiklerini hatırlatarak, şunları söyledi: "Buraya vekillerimize sorunlarımızı anlatmak ve onlardan gerekli çalışmaları yapmalarını istemek için geldik. İsterdik ki, tüm gruplardan milletvekilleri ile görüşme imkanı bulalım. Konunun önde gelen muhatabı olan insan hakları komisyonunun temsilcileri ile görüşelim. Ne yazık ki, insan hakları komisyonu talebimize rağmen bize randevu vermedi. Ya hapishanelerde bulunanları gerçek insan kabul etmediğinden ya da bu mekanlarda konuşmaya değer sorun yaşanmadığını düşündüğünden. Başka bir nedeni varsa isterlerse açıklarlar."
Hapishanelerde uygulanan çifte standarta son verilmesini isteyen Kalman, "Biz bu insani düzenlemelerin sadece, hapishanede kaldığı 4 ay boyunca 30 binden fazla ziyaretçiyi kabul etme hakkına sahip olan, 13 bin mektup yazan Başbakan Erdoğan ya da kendisine 5 yıldızlı cezaevi aranan Mehmet Ağar için geçerli olmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Onlarda olsun ama onlara tanınan haklar tüm mahpuslara tanınmalıdır" diye konuştu.
Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Kalman, "Hayati tehlike altındaki mahpuslar serbest bırakılmamakta, bu nedenle tedavileri engellenmekte ya da son günlerini sevdiklerinin, yakınlarının yanında geçirme hakları ellerinden alınmaktadır" dedi.
'16. MADDE YENİDEN DÜZENLENSİN'
Kalman, Ceza İnfaz Kanunu'nun 16. madesinde daha net bir düzenleme yapılarak, hayati tehlike altında olan tutukluların tahliyelerinin sağlanmasını istedi.
Kalman, diğer taleplerini de şöyle sıraladı: "İnfaz Kanunu'nda yer alan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum siyasi mahpusların ölene kadar hapishanelerde kalmasına yönelik düzenleme bir an önce yürürlükten kaldırılmalı, bu mahpuslar hakkındaki ayrımcı düzenlemelyer iptal edilmelidir. İnsan hakları asla pazarlık konusu olmamalı, çoğunluğun ya da bir grubun öfkesine, intikam duygularına, geri anlayışlarına göre değil, ilerici insanlık değerlerine göre düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye hapishanelerinde insan haklarının ayaklar altına alınmasına son verin."
İHD heyeti, milletvekilleri ile görüşmek üzere TBMM'ye girdi.
Kaynak: ETHA
