Fethiye, utançla sonuçlanan tek dava değil. Tecavüz davalarında ortaya çıkan karar, yaşanan utancı ikiye katlıyor. Haksız tahrik indirimi uygulayan mahkemeler, tecavüz mağduru olan kadınları bağırmadıkları için suçlu ilan ediyor, cezalarda indirime gidiyor.
Türkiye'de görülen tecavüz davalarının sonuçları, yaşanan utancı ikiye katlıyor. Tecavüz mağdurlarının yaşadığı tacavüzü "rıza" ile açıklayan mahkemeler, haksız tahrik indirimi uygulayarak adeta suça teşvik ediyor.
Bunun son örneği Fethiye davasında görüldü. Fethiye'de bir kadına tecavüz eden 6 kişi hakkında beraat kararı verildi.
Utançla sonuçlanan tek dava bu değil:
13 yaşındayken aralarında yüzbaşı, kaymakamlık yazı işleri müdürünün de olduğu 28 kişinin tacavüzüne uğrayan N.Ç. davasında mahkeme, "rızasıyla yaptığını" savunarak, tecavüzcülere verilen cezalarda indirim yaptı.
Samsun'da özel bir hastanenin ameliyathanesinde tevcüvüze uğrayan Ç.O. davasında çıkan karar ise daha trajik. Mahkeme tecavüz sırasında Ç.O'nun "bağırıp yardım istememesi, alınan doktor raporunda vücudunda darp ve cebir izlerine rastlanmaması" iddasıyla, kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini savunarak, 15 yıl hapis cezısa istemiyle yargılanan sanık hakkında beraat kararı verdi.
Kamuoyunda "Utanç davası" olarak bilinen bir diğer dava ise Siirt davası. 2'si kardeş 7 kız çocuğuna tecavüz eden aralarında okul müdürü, asker ve polislerin de olduğu 39 sanık "Çocuğun nitelikli istismarı" suçundan sadece 7.5 ila 30 yıl arasında hapis cezasına mahkum etti.
Kaynak: ETHA