Cumartesi Anneleri 370. kez Galatasaray'daydı. 1984'de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Nurettin Öztürk'ün ve tüm kayıpların hesabını soran aileler, Mehmet Ağar'a sağlanan özel "cezaevi" koşullarına tepki gösterdiler.
Cumartesi Anneleri 370. buluşmada Nurettin Öztürk'ün akıbetini sordu.
Öztürk 5 Nisan 1984'de Ankara'da gözaltına alınmış ve o dönemin işkence merkezi Derin Araştırma Laboratuarı'na (DAL) götürülmüştü.
370. Buluşmada okunan basın açıklamasında DAL'da sorguda olan bir kişinin Nurettin Öztürk'ün gördüğü işkence sonucu öldürüldüğüne tanıklık ettiği hatırlatıldı.
Öztürk ailesinin tüm başvurularının sonuçsuz kaldığının belirtildiği açıklamada "Devlet 28 yıldır Nurettin Öztürk'ün gözaltına alındığını inkar ediyor. 28 yıldır Nurettin Öztürk'ü kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunuyor" denildi.
Ardından Nurettin'in abisi Fahrettin Öztürk'ün mektubunu yeğeni Hülya Öztürk okudu.
Ağar yargılanmıyor, ödüllendiriliyor
Daha sonra Susurluk Davası'ndan aldığı 2.5 yıl hapis cezası kesinleşen eski Emniyet Müdürü, Vali, İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın yatacağı cezaevini seçmesi eleştirildi.
Yüzlerce operasyona katılan ve birçok faili meçhul cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, çocuklarının faili olduğunu belirten Cumartesi Anneleri, halkla dalga geçildiğini belirttiler.
Grup adına yapılan açıklamada ise "370 haftadır bu meydan'da dillendirdiğimiz kayıplarımızın failleri arasında Mehmet Ağar yer alıyor. Ayrıca Mehmet Ağar gözaltına alınanları kaybetmekle yargılanmadı ve yargılanmamaya devam ediyor. Verilen ceza ve sağlanan koşullar, Mehmet Ağar'ın yaptıklarından dolayı ödüllendirildiğinin göstergesidir" denildi.
Bu açıklamanın ardından söz alan gözaltında kaybedilenlerden Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da, Ağar'ın cezaevini seçmesine izin verilmesini "Hakaret" olarak değerlendirdi: "Bir de Adalet Bakanı ile randevu talebi ettik. Hani bakalım o ne sözler verecek dedik. Ancak ne yazık ki Adalet Bakanı kıymetli boş zamanlarını bize ayıramadı.
"Meğer Mehmet Ağar için çok büyük çalışmalar yapıyorlarmış 'nereye yerleştireceğiz' diye. Peki onlarca hasta tutuklular, korunmaya muhtaç insan varken adalet bakanı bu kişilere aynı hassasiyeti neden göstermiyor? Adalet Bakanı diğer konularda da böyle hassas olsaydı çocuklar tacize uğramazdı. Çocukları aldılar ailelerinden uzaklara götürdüler. Aileleriyle görüşemesinler diye. Onlar da biliyordu çünkü ailelerinin durumlarının kötü olduğunu" dedi.
Yıldız sözlerini "Adalet olmayan bir ülkede Adalet ve İçişleri Bakanlığı boşuna" diyerek bitirdi.
1994'te gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan'ın eşi Halime Aydoğan'ın mektubu okunurken, Başbakanın Suriye' ye yardımda bulunurken ülkesinde olanlara kayıtsız kalması eleştirildi. Van'da açlık, sefalet dururken diğer ülkelere yardımda bulunarak prim yapmaya çalıştığı ifade edildi.
Kaynak: Bianet