Agos gazetesi Ermeni soykırımının 97. yıldönümü nedeniyle bu haftaki başyazısını manşete taşıyarak yüzleşmenin önemine vurgu yaptı ve Türkiye'nin 1915'le yüzleşmeden "Yeni Türkiye"nin kapısına gelebileceğini ama eşikten geçemeyeceğini yazdı.
Agos gazetesi Ermeni soykırımının 97. yıldönümü nedeniyle bu hafta "başyazı" köşesini manşete taşıdı.
"Türkiye için idrak zamanı" manşetiyle çıkan gazete, 1915'in Türkiye'nin hesaplaşmaya çalıştığı yakın tarihinin üstünde yükseldiği sessizlik olduğunu ve 1915'i anımsamadan, Müslüman'ı, Alevi'yi, Türk'ü ve Kürt'ü de kurban eden devlet anlayışıyla yüzleşmenin mümkün olmadığını belirtti.
Türkiye'de artık 1915'te ne olduğunu tartışmadığımızın, yüz binlerce insanın yerinden edildiğini ve bir daha geri dönemediğini, pek çoğunun Anadolu toprağının bir köşesinde veya Suriye çöllerinde bir mezar taşı bile olmadan yattığını, bu konu üzerine konuşan herkesin bildiğinin ifade edildiği yazıda, insanların yaşamak için din değiştirmek zorunda bırakıldığı, Müslüman ailelerin yanına sığınmak zorunda kaldıklarının da bilindiği ifade edildi.
"Bu gerçekler artık sadece 'Kimse bize soykırım yaptınız diyemez!' diklenmesiyle savunulabiliyor. Sanki başka türlü bir adlandırma, olup biteni hafifletecekmiş gibi..."
"Soykırımları halklar değil, zihniyetler yapar"
1915'te yaşananların sorumlusunun Türkler, Kürtler veya Müslümanlar olmadığını, çünkü soykırımları halkların değil zihniyetlerin yaptığının ifade edildiği yazıda, İttihatçı zihniyetin Naziler gibi hem mağduru hem faili kurban ettiği, ölenlerin öldüğü, geride kalanların ise hastalandığı vurgulandı.
"2015 yaklaşırken, Türkiye'yi daha milliyetçi bir zemine çekmek için gösterilen çabalara tanık oluyor ve bundan endişe duyuyoruz. Sevag Balıkçı'nın öldürülmesi, Hocalı anmasında yükselen nefret, okullarda verilmekte olan '1915 yalanı' konferansları, 2015 için yapılan propaganda hazırlıkları, bu yolun nasıl döşenmekte olduğunu gösteriyor."
"Kurucu ideolojinin temelindeki ayaklardan birinde, Anadolu topraklarının, binlerce yıldır üzerinde yaşayan halklardan temizlenmesi duruyor. Modernizm öncesi millet-i hâkime anlayışı ile modernist toplum mühendisliği, el birliğiyle, Ermenileri, Rumları, Süryanileri yaşadıkları haritadan sildi."
"Bu nedenle, 1915 salt bir vicdan sorunu değil, bundan çok daha fazla, bir siyasi tercih sorunu. Çünkü 1915, Türkiye'nin hesaplaşmaya çalıştığı yakın tarihin üzerinde yükseldiği sessizlik anlaşması. Onu hakkıyla anımsamadan, Müslüman'ı, Alevi'yi, Türk'ü ve Kürt'ü de kurban eden devlet anlayışıyla yüzleşmek mümkün değil. Ermeni meselesi, tam da bu yüzden bir yeni Türkiye meselesi. 1915'te yaşananlar idrak edilemeden, yeni bir Türkiye'nin kapısına gelinebilir belki, ama eşiğinden geçilemez."
* Yazının tamamı için tıklayınız.
Kaynak: Bianet