"Hocalı anması" diye duyurulan ve daha en başından bir nefret gösterisine dönüşeceği belli olan mitingin ardından, "Benim Ülkem Sana Dar Gelir" davasının şikâyetçisi, HYHKD Başkanı Eva Aksoy, ilk tehdidini aldı: Bahçesine, mitingde dağıtılan "Ermeni Yalanına Sessiz Kalma" şapkalarından biri atıldı. Söz konusu durumun “açık bir tehdit” olduğunu belirten Eva Aksoy "Durmadan hatırlatılan bir Ermenilik olayı dönüp dolaşıyor. Herkes kendi halinde yaşayıp gitse ne olur? Kim bu yaptıklarıyla iftihar eder ki? ” diyor.
* Bu nefret eyleminin ardından yayınladığımız kınama bildirisini buradan okuyabilirsiniz.
2 yılı aşkın bir süreden beri süren "Benim Ülkem Sana Dar Gelir" davası, bitmek bilmiyor. Her duruşmada, ya sanık ya da sanık vekili, olmadık taleplerde bulunarak davayı mecrasından saptırmaya çalışıyor. Her duruşma öncesinde, tüm duyarlı kesimleri ırkçılığa, nefrete karşı dayanışmaya çağırıyoruz
Her ırkçı, faşist saldırıda, girişimde dayanışmanın önemini vurguluyoruz, elimizden geldiğince farklı grup ve kesimlerin dayanışma eylemlerine, ayrım gözetmeksizin katılmaya çabalıyoruz. Ancak görüyoruz ki "Benim Ülkem Sana Dar Gelir" davası yeterince sahiplenilmedi ya da önceliklerimiz bu nefret davasını geri plana itti.
Bir sonraki duruşma 20 Mart 2012 Salı günü, saat 9.00'da, Çağlayan'daki İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülecek. En ufak bir provokasyonun ardından harekete geçmeye hazır olanlar, tehditlerini, "kendi varlıkları"nı hissettirmek için kolları sıvıyor ve nedense ilk adres, bu davanın şikâyetçisi Eva Aksoy oluyor. Onun yalnız olmadığını "eli kulağında bekleyenler"e göstermek, ona hissettirmek, yani dayanışmak için herkesi şimdiden duruşmaya katılmaya çağırıyoruz.
Aşağıda dayanışma çağrımızı, davanın gidişatı ile ilgili linkleri ve haberleri bulabilirsiniz.
Duruşma gününü lütfen şimdiden takviminize, ajandanıza ekleyin.
Dayanışma ile,
Yeryüzüne Özgürlük Derneği
Davada ne oldu?
Basında çıkmış ilgili haberler:
* * *
BASINA ve KAMUOYUNA;
Türkiye, yarattığı kafese her geçen gün birilerini daha kapatmaya, bu sonsuz cenderede her kesimden duyarlı insanı aynı eşitsiz ve adaletsiz yöntemle boğmaya devam ediyor. Adalet talebi için yolları aşındıran insanlar, kuşak kuşak, o adaletin gerçekten yerini bulacağı günlerin peşinde koşuyor. Ayrımcılık, her köşe başından o çirkin suretini ve kanlı dişlerini göstermeyi sürdürüyor.
HYHKD Başkanı Eva Aksoy’u doğrudan, Türkiye’de birlikte yaşadığı insanların içinde ötekileştirerek tek başına bırakmak amacıyla; “Taşnak kırıntısı”, “Ermeni ajanı”, "provokatör", "ajitatör" gibi sözlerle itham edip, “Benim ülkem sana dar gelir, sen Erivan’a git” diyerek kovmaya dahi cüret edebilen ve haksızlığı bir karakter özelliği haline getirmiş kişinin, hayvan hakları mücadelesinde 24 yıldır faaliyet gösteren bir derneği de, “gizli örgüt/ajanlık örgütü”, "ülke aleyhinde faaliyet gösteren örgüt" ya da “çete”; dernek destekçilerini de "tetikçi" gibi sıfatlarla yaftalamasına, Türkiye sınırları içerisinde çok da şaşıracak değiliz. Bizim asıl şaşırdığımız, bugüne kadar Türkiye’de şahit olduğumuz her türlü hukuksuzluk ve eşitlik, adalet ihlali örneğine rağmen; haksızlığın bunca geniş bir nüfusla temsil şansı bulduğu ülkemizin, resmi kurumları tarafından, haksızlığa uğrayanlardan çok haksızlığın arkasında durmak için gösterdiği azimdir.
Başta Eva Aksoy olmak üzere, adı geçen derneğin bünyesinde bulunan herkesi kriminalize etmeye çalışan, karalayan, aleyhte propaganda yürüten; üstelik bunların tamamını, Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı ve cezası bulunan bir dolu suçu, en vahimi de, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek” yapan kişi, söz konusu kininin sınırlarını; bulduğu yoğun hukuksuzluk ortamında Aksoy’un açık ikâmetgâh adresini internet üzerinden yayınlayıp, “Nereye kaçacaksın?” diye sormaya ve "Senin sonun darağacıdır" demeye kadar vardırdığı halde, daha ‘milli’ gördükleri konularda pek keskin olan savcılarımızın gözlerinden nedense kaçmış ve hakkında bir yasal işlem yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Küfür, hakaret, tehdit ve iftiralarını başta basın mensupları, devlet kurumları ve ilgili kişi ve kuruluşlara internet ortamından dağıtarak, insanları Eva Aksoy’a karşı kışkırtan ve “harekete geçmeye” teşvik eden ve Ermenileri, “insanları arkadan vuran ırk” olarak niteleyen böylesi bir zihniyetin, daha çok yakın tarihlerde bu memlekette ne gibi cinayetlere neden olduklarını, halklar arasındaki kardeşlik bağını nasıl budamaya kalkıştıklarını çok iyi biliyoruz.
Ergenekon Terör Örgütü’nün iddianamesinde yer alan “Kafes Eylem Planı”nda, adı, “saldırıya uğrayan gayrimüslimler” listesinde, saldırgan olarak işaretlenen kişi hakkında açılan kamu davasının beşinci duruşması 20 Mart 2012 Salı günü, saat 09:00’da, Çağlayan'daki İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Bu şahıs, yıllardır sürdürdüğü sözlü saldırılar, tehdit ve hakaretler nedeniyle, başından çok sonunu merak ettiğimiz bu davada, adalete hesap verecektir. Haklara saygılı tüm bireyleri bu duruşmaya katılmaya, bu dava sürecinde dayanışmaya çağırıyoruz.
Bizler, yarın hiç dilemediğimiz ve deli gibi korktuğumuz kem bir sonun ardından, “Hepimiz ......’yız” diye yollara dökülmemek için, o henüz burada ve bizimleyken o gün orada olacağız.
Yeryüzüne Özgürlük Derneği
Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu