"F" tipi oturma eyleminin 12. haftasında, hasta tutukluların durumuna dikkat çekildi, tedavilerinin yapılabilmesi için serbest bırakılması istendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevleri Komisyonu, "F" oturma eyleminin 12.'sini bu akşam Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda gerçekleştirdi.
F tipi cezaevlerindeki hak ihlallerini anlatan bildiriler dağıtan İHD üyeleri, hasta tutukluların isimlerinin yazılı olduğu dövizleri yere serdi. Üzerlerine siyah önlük giyen insan hakları savunucuları, "F" harfi şeklinde oturdu.
TUTUKLU SAYISI 140 BİNİ AŞTI
İHD Cezaevleri Komisyonu adına açıklama yapan Sevim Kalman, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısının Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 140 bine ulaştığını belirtti, "Artan sayı ile birlikte sorunlar da çoğalmış, mahpuslar fiziki ve psikolojik işkence altına alınmış, idare denetiminde çocuklar tecavüze uğramış, sorumlular terfi ettirilmiştir" dedi.
F tipi cezaevlerindeki ihlallere dikkat çeken Kalman, şöyle konuştu: "Hastanelerde kadın mahpusların muayeneleri sırasında dahi askerler odadan dışarı çıkmamakta, bu nedenle bir çok mahpus tedavi edilmeden hapishaneye geri getirilmektedir.
F tipi hapishanelerde mahpuslar bir ve üç kişilik odalarda tecrit altında tutulmakta, koridorda tesadüfen karşılaşan mahpusların selamlaşmaları dahi engellenmeye çalışılmaktadır."
'YÜZLERCE TUTUKLU ÖLÜM SINIRINDA'
Yüzlerce tutuklunun ölüm sınırında olduğunu belirten Kalman, "Birçok mahpus önleyici tedavi hizmetlerinden yararlanamadığı için ağır hastalıklara yakalanmakta, hasta olanlar yeterli tedavi görümemektedir. Ölüm riski altında bulunan mahpuslar yasa gereği tahliye edilmeliyken, adli tıp kurumu ve hastanelerin duyarsız, ön yargılı, sorumsuz davranışları nedeniyle hapishanelerde hayatlarını kaybetmektedir" diye konuştu.
Sevim Kalman, cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutukluları hatırlatarak, şöyle konuştu: "Ümraniye Cezaevi'nde hükümlü Avni Karabulut, hapishanede kalabilir raporu verilmesinin üzerinden iki ay geçmeden son aşamasına gelen kanser hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiş, 'Buradan tabutla tahliye olmak istemiyorum' diye Antalya Cezaevi'nden derneğimize mektup yazan adli hükümlü Gülay Çetin hakkında Adli Tıp, ancak ölümünden bir ay sonra tahliye olması gerektiğine dair rapor düzenlemiştir."
Kalman hükümete seslenerek, "Ağır hasta mahpusları bırakmak, tecridi durdurmak ve hak gasplarını yok etmek zorundasınız" dedi.
Açıklamanın ardından yaşamlarını yitiren hasta tutuklular Mehmet Aras, Latif Badur ve Avni Karabulut'un mektupları okundu.
Kaynak: ETHA