Bu yıl Marsilya'da düzenlenen 6. Dünya Su Konseyi'ne karşı 'Alternatif Su Forumu'nda gösterilen ve Ergene Nehri'nin kirlenmesinin anlatıldığı 'Gündöndü' filmi izleyenleri ağlattı.
Tüm dünyadan su hakkını savunan sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin katıldığı Alternatif Forum'a, Türkiye'den de Çiftci Sendikaları Konfederasyonu temsilcisi Abdullah Aysu ve Ergene İnisiyatifi'nden Nejla Demirci katıldı.
Fransa'nın Marsilya kentinde yapılan Alternatif Su Forumu'nda dünyadaki su ve toprak gaspı tartışmalarının yani sıra, 145 adet ekoloji içerikli film gosterildi.
Forumda, mücadele deneyimleri paylaşıldı ve su hakkının hayata nasıl geçirilebileceği tartışmaları yapıldı. Daha fazla kardan başka bir şey bözetmeyen şirketlerin suyu kendilerine nasıl rezerv ettiklerinin örnekleri verildi.
Sadece suyun ve toprağın değil başka kaynakların da sahibi olan dev şirketlerin kazandıkları paraların nereye aktığı da forumda tartışıldı.
EKONOMİK, EKOLOJİK VE KÜLTÜREL TEHDİT...
Alternatif forum tartışmalarında öne çıkan bazı sonuçlar şunlar oldu:
- Su hakkının kavram olarak anlaşılması, sadece içme suyu olarak değil, aynı zamanda sulama hakkını da içerdiğinin bilinmesi gerekir.
- Suyun gelecegi için kontrolü mutlaka yerel inisiyatifler yapmalıdır.
- Toprak ve su gaspının temel aktörleri olan devletler, uluslararası şirketler ve bankalar; en iyi , en verimli sulak ve erişimi en kolay toprakları gaspediyorlar. Örneğin, Nil Nehri havzasında 10 milyon hektar toprak gaspedilmis durumdadır.
- Açlıkla boğuşan Etiyopya da 6 milyar hektar toprak, bir gıda şirketi tarafından el konulmuş durumdadır.
- 4 yılda 27 ülkede 56 milyon hektar toprak şirketler tarafından gaspedilmis durumda.
- Küreselleşen iktidarların küresel şirketlere hizmet ettigini bilerek yerel inisiyatifleri geliştirmek günümüzde kaçınılmazdır.
- İnsanı doğal hayatın parçası olmaktan çıkartıp, doğal hayata yabancılaştıran neo-liberal söylem ne yazık ki insanı kendisine de yabancılaştırdı.
- Pompalanan aşırı tüketim hırsı, insanı eko-sistemin parçası olmaktan çıkarıp eko-sistemi yok eden bir varlığa dönüştürdü.
- Bugün ekonomik, ekolojik ve kültürel bir yok oluş içindeyiz.
- Dünyadaki çeşitli halkların ve kültürlerin yok olmasının etkenlerinden biri de yaşadıkları doğanın yok olmasındandır.
- Sorunlarla mücadele ederken, yeni demokrasi anlayışlarının geliştirilmesi gerekiyor. İnsanla doğa arasındaki ilişkide, insanın kendisini doğanının öznesi olmaktan çıkartıp, daha komünal ve kollektif bir yaşam öngörmelidir.
- Yeni vatandaşlık kavramı geliştirilmelidir. Sadece kendi ülkelerimizin seçmeni olarak değil, gezegenin korunması konusunda da dünya vatandaşı olarak sorumluluk ve söz sahibi olmak gerektiğini bilmeliyiz .
ERGENE İNİSİYATİFİNİN ÖNERİLERİ İLGİ GÖRDÜ
Alternatif forumda dile getirilen Ergene İnisiyatifi önerileri tartışıldı. Bu öneriler şunlardı:
- Bütün derelerin mutlaka koruma altına alınması gerekir.
- Yaşanan ekolojik felaketler karşısında bilim ınsanları - kurumlarının halka gerçeği söylememeleri veya gerçeği saptırmaları halinde deşifre edilmeleri gerekir.
- Ekolojik felaket sorumluları ve tahribatı gizleyenler, forumda önerilen ULUSLARARASI EKOLOJİ SUÇLARI MAHKEMELERİ'nde yargılanmalıdır.
- Bu konuda Türkiye'de örnek olan Prof. Dr. ONUR HAMZAOĞLU gibi bilim ınsanlarının gerçekleri açıkladıkları için yargılanmalarına karsı dünyada dayanışma icinde olmalıyız.
GÜNDÖNDÜ AĞLATTI
14 - 18 Mart tarihlerinde Fransa'nın Marsilya kentinde yapılan “6. Dünya Su Konseyi Forumu” na alternatif olarak toplanan forumun son gününde Ergene belgeseli gösterildi.
Yapımcılığını ve yönetmenliğini Ergene İnisiyatifi gönüllüsü Nejla Demirci'nin yaptığı GÜNDÖNDÜ filmi sessizlikle izlendi ve hiç alkışlanmadı. Su hakkı savunucularını derinden etkileyen Gündöndü, izleyenleri ağlatan tek film oldu.
Kaynak: Haberlink