5 Mart 2012 Pazartesi

Polisin Yine "Ayağı Kaydı": Adliye önünde infaz...

Asker firarisi olduğu gerekçesiyle cezaevine götürülürken kaçma girişiminde bulunan Demirkaya, ayağı kaydığı söylenen bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Mehmet Tursun, polisin pek çok olayda aynı şeyi söylediğini belirtti.

Mahir Zorbey Demirkaya, asker firarisi olduğu gerekçesiyle hakkında kesinleşen 10 aylık hapis cezasını yatmak üzere cezaevine götürülürken, kaçma girişiminde bulununca polis memuru M.S tarafından dü (4 Mart) kafasından vurularak öldürüldü.

Uluslararası Baran Tursun Vakfı'nın kurucusu olan ve oğlu Baran Tursun 25 Kasım 2007'de polis kurşunuyla ölen Mehmet Tursun, kendi oğlunun ölümünde de Çağdaş Gemik'in ölümünde de, Turan Özdemir'in ölümünde de polislerin hep aynı savunmayı yaptıklarını ve mahkemelerin de bu ifadeye itibar ettiğini söyledi.

Polisin ayağı kaymış

Aydın'da "Yaşı küçük çocuğu alıkoyduğu" iddiasıyla gözaltına alınan ve gözaltında asker kaçağı olduğu gerekçesiyle hakkında kesinleşmiş 10 ay ceza olduğu anlaşılan 21 yaşındaki Demirkaya, adliyeye götürüldü.

Buradan 10 aylık cezayı çekmek üzere cezaevine götürüleceği sırada annesini gören ve sarılmak istediğini söyleyen Demirkaya'nın kelepçeleri açıldı. Annesine sarıldıktan sonra kaçmaya başlayan Demirkaya, polis memuru M.S tarafından başından vuruldu.

Milliyet gazetesinin haberine göre, "dur" ihtarında bulunan ve havaya ateş eden İnfaz Büro Amirliği'nde görevli polislerden M.S'nin ayağı kaydı ve kurşun Demirkaya'nın başına isabet etti.

Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Demirkaya hayatını kaybederken, polis memuru M.S. gözaltına alındı.

Ayak kayınca, kurşun hep kafaya isabet ediyor!

Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, bu gibi olaylarda polislerin hep aynı savunmayı yaptığını ve mahkemelerin de buna inandığını söyledi.

"Baran da aynı, Çağdaş Gemik de aynı Turan Özdemir de aynı. Hepsinin kaçarken polis tarafından yanlışlıkla vurulduğu iddia ediliyor. Hepsinde polislerin ayağı kaydı deniyor."

"Ama nedense ayağı kayan polislerin kurşunları hep bu çocukların kafasına isabet ediyor. Koluna, bacağına veya çevrede başka bir şeye isabet etmiyor; polisin ayağı kayınca kurşun tam kafadan vuruyor."

24 karakol, 24 ölüm, 24 bozuk kamera

Mehmet Tursun, sadece sokaklarda değil, karakollarda da çok sayıda şüpheli ölüm olduğunu ifade ederek vakıf olarak Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na başvurduklarını söyledi.

2007'de değişen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'na dikkat çeken Tursun, bu tarihten itibaren 24 karakolda 24 ölüm olayının gerçekleştiğini söyledi.

Bu karakolların hiçbirinde kameraların çalışmadığını ve kayıt olmadığını vurgulayan Tursun, bu iddiaları gayri ahlaki buluyor.

"Bu karakolların da hiçbirinde güvenlik kameraları çalışmıyor. Bir, iki tanesinde kameralar bozuk olsa ve kayıt alınamamış olsa anlayacağım ama 24 karakol, 24 ölüm ve hiçbirinde kameralar çalışmıyor."

"Kameralar çalışmayınca, geriye sadece tanık ifadeleri kalıyor. Tanık olarak ifade verenler de yine polis. Polisler de bir şey bilmediklerini söylüyorlar ve mahkemeler de polislerin söylediklerine genellikle itibar ediyorlar ve takipsizlik kararı veriliyor."

"Mesela Abdurrahman Süzen karakolda üç kurşunla öldürüldü. Karakoldaki polislerin hepsi 'duymadım, görmedim' diyince Süzen'in davası takipsizlikle sonuçlandı."

"Komisyondan milletvekilleriyle görüşmelerimiz devam ediyor. 24 ölüm hakkında İçişleri Bakanı'nın cevaplaması istemiyle soru önergesi verilmesini istiyoruz."

Kaynak: Bianet