15 Mart 2012 Perşembe

'Kapalı kapılar ardında değil bağırarak özür dilesinler'

Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, "Meydanlarda bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür dilemeyi de bilsinler. Patrikhane'ye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler" dedi.

Hrant Dink'in katillerinin yargılandığı davaya ilişkin Taksim Hill Otel'de yapılan basın toplantısında Rakel Dink söz aldı. Gözyaşları arasında konuşan Rakel Dink, Hrant Dink davasının yüzleşme davası olduğunu söyledi.

Rakel Dink konuşmasının tamamı şöyle:

"Cinayetten önceki döneme takılı kalmıştır benim aklım. Bütün işaretler zaten oraya götürüyor. Onca tehditler... Resmen ölümle tehdit bu, korkutma tehdidi değil. Onca Agos'un önünde protestoların 2005 sonrası artması ve bunları hiç görmeyen Başbakan, hiç bunları görmeyen İçişleri Bakanı, hiç bunları görmeyen Adalet Bakanı, istihbarat, emniyet, hangisini sıralarsanız sıralayın, polis, onlar neredeydi?

Ben sıradan basit bir vatandaş olarak, bir eş olarak, bir ev halkı olarak yine de gözardı etme hakkım olabilir ama onların bu görevlerde bulunarak gözardı etmeye görmemezlikten gelmeye, kör olmaya, sağır olmaya hakları yoktu. Biz ruhsal ve bedensel olarak, devletin himayesi altındayız. Kendisi de öyle ifade ediyor zaten, bizi korumakla mükelleftir. Ama burada üç maymunu oynadı. Görmek istemiyor, duymak istemiyor, söylemek istemiyor. Çünkü ne söyleyecek? Ya direkt 'yapın, öldürün' diyecek ya da susacak yine aynı şeyi söylemiş olacak. Şimdi mahkeme sonucu da bunu gösteriyor.

'DİNK DAVASI BENİM DEĞİL TÜRKİYE'NİN YÜZLEŞME DAVASI'

Eşim öldürülmüş, 100 kişiyi de mahkum etseler bana ne getirisi olacak. Size sormak isterim; hepimiz görecek miyiz, özlemimizi alacak mıyız? Ama adalet yerine oturdu diye bir rahatlama gelecek, Türkiye değişiyor diye bir öngörüş başlayacak, bir hissiyatımız değişecek bu devlet gerçekten adaletli davranmaya başladı, haksızlıklarla yüzleşmeye başladı, artık istiyor gemişiyle yüzleşmek diye... Çünkü Hrant Dink davası benim, sizin davanız olmaktan çok yüzleşme davasıdır aynı zamanda. Hrant Dink davası Türkiye'nin adaletle olan duruşunu sergileyecek bir davadır.

Hrant'ın 1974'ten beri gözetim altında olduğu söyleniyor. Yasin Hayal de gözetim alında. Nasıl bir gözetim bu? Ben sormak istiyorum; Bir Ermeni olacak, Tuzla kampında yönetici olacak, yönetim kurullarında çalışacak, Agos Gazetesi'ni açacak, bütün uğradığı haksızlıkları ilan edecek, sonra gözetilmeyecek, MİT'in bundan haberi olmayacak! Bilmiyorum ben cevap veremiyorum, yalancısınız derim ancak.

'MİDEM BULANIYOR ARTIK HAKSIZLIKLARDAN'

Şunu da söylemek istiyorum ki, suçluyu suçsuz çıkarmaktan da suçsuzu da mahkum etmekten de tanrı iğreniyor. Bu kelimeyi söylemek istiyorum. Benim de artık midem bulanıyor, Türkiye'de yapılan haksızlıklardan... Sivas davası da aynen öyle, herkes çıkmış orada toplanmış kendi dertlerini dile getiriyor o yaşlı başlı kadınlar erkekler gözyaşlarını siliyor davadan sonra, ama nerede bunu anlayabilecek yürek, nerede bu hissiyat? Gaz bombaları ile cevap veriyorlar o gözyaşlarına, o acılara, o adaletsizliklere. Bakalım ne zaman göreceğiz adalet ışıltılarını.

Meydanlarda bağırarak hakaret etmeyi biliyorlarsa, bağırarak özür dilemeyi de bilsinler. Patrikhane'ye giderek kapalı kapılar ardında özür dilemesinler."

Kaynak: ETHA