Engin Çeber'in işkencede ölümüne sebebiyet vermekten hüküm giyen dört tutuklu sanık, eğer yeniden yargılama 14 ayda bitirilemezse serbest kalacak.
Engin Çeber'i işkencede öldürülenlerin yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında yine bir aşama kaydedilemedi. Duruşmaya gelmeyen dört sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından duruşma 30 Nisan'a bırakıldı.
Dört tutuklu sanığın, beş yıllık tutukluluk süresinin dolmasına 14 ay kaldı ve hüküm giymezlerse hepsi serbest kalacak. Ayrıca, tutuksuz yargılanan 41 sanığın aldığı cezalar da dava uzadığı takdirde zamanaşımına uğrayacak.
Çeber ailesinin avukatları, Yargıtay'ın bozma kararı verdiği beş aydır hiçbir işlem yapılmadığını ve duruşmaların sürekli ertelendiğini söyledi.
Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, "Çeber davası, işkencenin yargılanması bakımından bir ilk. Bu davada ilk kez, işkencede bizzat bulunmayan ancak işkence yapılmasına göz yuman Metris Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu müebbet hapis cezası aldı" diye konuştu.
"Pozantı, Osmaniye ve diğer cezaevlerinde yaşanan işkencenin son bulması için, bu davanın faillerin cezasız kalmaması önemli. Eğer hüküm giymezlerse tutuklu sanıklar 14 ay sonra serbest kalacak."
Davanın bugünkü duruşmasına, Çeber ailesinin avukatlarının yanı sıra, Mardin, Siirt, Bitlis, Van, Diyarbakır, Şırnak baro başkanları ve temsilcileri de katıldı.
"Davada usulden esasa geçilemedi"
Çeber'in 10 Ekim 2008'de öldürülmesiyle ilgili açılan dava, 1 Haziran 2010'da karara bağlandı. 60 sanıkla başlayan davada, tutuklu yargılanan dört kişi müebbet hapis, 41 sanık da 7,5 yıla kadar ceza aldı.
Ancak 28 Eylül 2011'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı imza eksikliği, bir ismin yanlış yazılması ve "sanıkların aynı avukatlarca savunulması" gerekçeleriyle bozdu. İlk duruşma, karardan 16 ay sonraya verildi.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmeye başlanan davanın bugünkü ikinci duruşmasında, geçen duruşma hazır bulunmayan polislerin Yargıtay bozma kararı hakkındaki talebi soruldu. Polislerin hepsi, Yargıtay kararına uyulmasını istedikleri yönünde görüş beyan etti.
Çeber ailesinin avukatı Taylan Tanay, davanın tıkanma noktasına getirildiğini, Yargıtay'ın kararının üzerinden beş ay geçmesine rağmen, mahkemenin bununla ilgili bir karar vermediğini söyledi.
Mahkeme henüz Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına dair bir karar vermiş değil. Tanay, ilk mahkeme kararından sonra da bir işlem yapılmadığını belirtti ve "17 aydır davada usulden esasa geçilemedi" dedi.
"Mahkemenin, sanıkları davet etmedeki ısrarı yasaya uygun değildir. Lütfen bozma ilamına uyulup uyulmayacağı yönünde bir karar verin."
Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, "İşkencenin sadece sorgulamada olmadığını, ortadan kalmadığını bu dava gösteriyor. İşkencenin cezasız kalması toplumun adalet duygusunu zedeliyor" dedi.
Savcı Erdal Şenol, Yargıtay kararının uygulanmasına karar verilmesini, ayrıca tutuklu sanıkların üzerilerine atılı suçun vasfı, mevcut delil durumu göz önüne alınarak bu hallerinin devamı yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme heyeti başkanı Recep Karaman duruşmaya gelmeyen dört sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar vererek, duruşmayı 30 Nisan saat: 13:30'a erteledi.
Ne olmuştu?
Çeber, 28 Eylül 2008'de bir basın açıklamasına katıldığı ve Yürüyüş Dergisi dağıttığı için gözaltına alındı. İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde ve Metris Cezaevi'nde 7 Ekim 2008'e kadar kesintisiz işkence gördü. Kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi'nde 10 Ekim 2008'de hayatını kaybetti. İşkenceyle öldürüldüğü, bilirkişi raporuyla kanıtlandı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 39 gardiyan, üç cezaevi müdürü, 13 polis, dört asker ve bir doktor toplam 60 sanık hakkında dava açıldı. Metris Cezaevi İkinci Müdürü Fuat Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Selahattin Apaydın, Sami Ergazı ve Nihat Kızılkaya işkenceyle insan öldürmek suçundan 1 Haziran 2010'da müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
İşkence yapmak, kasten yaralama, görevi ihmal ve suçu bildirmemek suçlarından da gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise 7.5 yıl, polis memurları Abdulmuttalip Bozyel ve Mehmet Pek 7.5 yıl, polis Aliye Uçak 2 yıl 6 ay ceza aldı. Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de sahte evrak tanzim etmekten 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildi. Karar, 28 Eylül 2011'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce bozuldu.
Kaynak: Bianet