4 Ocak 2012 Çarşamba

Efeoğlu için hukuk mücadelesi yeniden başladı

Ayhan Çarkın'ın itiraflarıyla yeniden gündeme gelen Ayhan Efeoğlu'nun gözaltında kaybedilmesi olayında ailenin avukatı Mustafa Yağcı, hukuk mücadelesini yeniden başlattı. Yağcı, bu kez soruşturmadan sonuç alınacağı görüşünde.


Ayhan Efeoğlu, öğrencisi olduğu Yıldız Teknik Üniversitesi'nin önünden 6 Ekim 1992 tarihinde ellerinde telsiz bulunan sivil polisler tarafından gözaltına alındı ve bir daha da kendisinden haber alınamadı. Babası Osman Efeoğlu, avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Ancak 15 yıl boyunca soruşturma kapsamında sadece Osman Efeoğlu'nun birkez ifadesi alındı, Emniyet Müdürlüğü'nden bir kez soruldu. Son olarak da nüfusa kayıtlı olduğu İnegöl Savcılığı'yla yazışma yapıldı.

TANIKLAR VARDI

Ayhan Efeoğlu'nun gözaltına alındığının üç tanığı bulunuyor. Aynı tarihlerde gözaltında bulunan Hacer Arıkan'a polisler sürekli Ayhan Efeoğlu'nu sorup bilgi istedi. Ali Tekin adlı tanık da aynı tarihlerde Gayrettepe Siyasi Şube'de tutuluyor. Arıkan ve Tekin, Efeoğlu'nun gözaltında tutulduğuna tanık olduklarını açıklamalarına rağmen, soruşturma sürecinde tanıklıklarına hiç başvurulmadı. Son tanık ise eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın.

'KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2008 yılında "kovuşturmaya gerek olmadığı" yönünde karar verdi. Efeoğlu ailesinin avukatı ve İHD Balıkesir Şube Başkanı Mustafa Yağcı, söz konusu karara ilişkin şu bilgiyi verdi: "Aile ve avukatı ilk şikayetlerinde 'işkence' endişesiyle savcılığa başvuruda bulunuyorlar. Savcılıklar, TCK'nın ilgili maddelerindeki 'öldürme kastı olmaksızın ölüme sebebiyet vermek' suçunu uygulayarak, 15 yıllık zamanaşımını işletiyor. 15 yıl dolduğu için de dosyayı 2008 yılında kapatıyorlar. Halbuki bir insan kaçırılıp öldürüldüyse ortada 'tasarlama' vardır. Bu noktayı düşünmüyorlar. Bu durumda zamanaşımı süresi 20 yıl oluyor. Biz de bu nedenle 'kovuşturmaya yer olmadığı'na dair karara itiraz ettik."

'ÇARKIN, AYHAN'IN CESEDİNİ BİR KAMYONETE KOYMUŞ'

Efeoğlu ailesinin avukatı ve İHD Balıkesir Şube Başkanı Mustafa Yağcı, itirafları üzerine geçtimiz Haziran ayında Çarkın ile bir görüşme yaptı. Çarkın'ın Ayhan Efeoğlu ile ilgili anlatımlarının medyada yanlış yer aldığını söyleyen Yağcı, ETHA'ya görüşmeye ilişkin şu bilgiyi verdi: "Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu'nun cesedinin kamyonet benzeri bir vasıtaya konulduğunun tanığı. Yani basında yer aldığı gibi gömüldüğü yeri bilmiyor. Bana yerini bilmediğini söyledi. Savcılık anlatımlarında da aynı şekilde yerini bilmediğini belirtiyor. Basında yer aldığı gibi Ayhan'ı elleriyle mezara koymadı, elleriyle kamyonete koymuş olabilir. Trakya tarafına bir yere götürdüklerini biliyor sadece."

YENİDEN SUÇ DUYURUSU YAPILDI

Avukat Yağcı, Çarkın'ın anlatımlarının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na Ali Osman Akar, Baki Avcı, Hasan Erdoğan, Ahmet Sakarya, Şefik Kul, Ayhan Özkan ve Ali Çetkin hakkında "adam öldürme" suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

TAZMİNAT DAVASI AÇILDI

Efeoğlu ailesi, İçişleri Bakanlığı aleyhine de tazminat davası açtı. Aile, bakanlıktan 800 bini manevi olmak üzere 820 bin lira tazminat istedi. İçişleri Bakanlığı, ailenin başvurusunun ardından Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'ne iki dilekçe gönderdi. Dilekçelerde Efeoğlu kardeşlerin akıbeti ile ilgili dikkat çekici iki bilgi yer aldı.

'İDARENİN EYLEM VE İŞLEMİ'

Buna göre, Bakanlık her iki dilekçesinde, "...dava konusu olay, idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanmaktadır" dedi. Dava konusu olay ise, iki üniversite öğrencisinin gözaltında kaybedilmesi. Bu durumda İçişleri Bakanlığı, iki kardeşin gözaltında kaybedilmesini kabul etmiş oldu.

İçişleri Bakanlığı ayrıca, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yetki itirazında bulunurken, "kayıp olduğu iddia edilen kişilerin kabirlerinin İstanbul'da olması"nı itiraz nedeni olarak gösterdi. Bakanlık bu ifadesiyle de Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin öldürüldüklerini ve İstanbul'da gömüldüklerini itiraf etti.

Bakanlıktan gelen yanıtı hukuk mahkemeleri kanununda yer alan "ikrar müessesi"ne benzeten Avukat Mustafa Yağcı, şunları söyledi: "İkrar şudur. İkrar olunan oluyan varlığı, yokluğu tartışılmaz, doğru kabul edilir. Öldürüldüklerini bilmiyorduk. Ayhan Çarkın'la görüştükten sonra, Ayhan'ın babası Osman Efeoğlu'na 'öldürülmüştür' diyebildim. O güne kadar 'ölüm' kelimesini telaffuz etmiyorduk. Baba bu durumu kabul etmiş görünüyor. Ancak Ali için hala umutları var."

'SONUÇ ALACAĞIZ'

Savcılığın "kovuşturmaya yer olmadığı" kararına itiraz ettiklerini kaydeden Avukat Mustafa Yağcı, soruşturmadan sonuç alacağı görüşünde. "Hukuk sistemine güvenmiyorum ama hukuka güveniyorum. Hukuk kendi diliyle bir takım açıklamalarda bulunacak bize. En azından bir hukuk devletinde 'kaybedilme olgusunun olamayacağı' konusunda bize birşeyler anlatacak" diyor.

Kaynak: ETHA