Göçmen Dayanışma Ağı ve farklı ülkelerden sivil toplum örgütleri dört günlük "Transborder Konferansı"nın ardından Edirne'de bulunan göçmen merkezine giderek "Serbest dolaşım hakkı ve sınırsız dünya" taleplerinde bulundu.
Göçmen Dayanışma Ağı (GDA) Afrikalı ve Avrupalı sivil toplum örgütleriyle 15-18 Mart tarihleri arasında düzenlenen "Transborder Konferansı"nın ardından Edirne'de bulunan göçmen merkezine giderek "Sınırlara hayır" ve "Herkese özgürlük" sloganlarıyla merkezi protesto ettiler.
GDA'dan Ayşe Akalın, bianet'e yaptığı açıklamada Edirne'deki merkezin "misafirhane" adıyla açıldığını ancak tam anlamıyla "hapishane" olduğunu söyledi.
Akalın, Avrupa'ya göç trafiğinin çoğunlukla Türkiye ve Edirne üzerinden sağlandığına dikkat çekerek bu merkezin kritik bir öneminin olduğunun altını çizdi.
Ulus ötesi mücadele ağı
Avrupa ve Afrika'dan çeşitli sivil toplum örgütleri ile muhalif gruplar Türkiye'ye gelerek dört gün boyunca Galatasaray ve Mimar Sinan Üniversitesi'nde çeşitli atölye çalışmaları yaptı.
Akalın, göç alanında Avrupa güvenlik sistemlerinin her ülkede aşağı yukarı aynı şekilde uygulandığını söyledi.
Her ülkenin muhalif sivil toplum örgütlerinin bu politikalar karşısında örgütlendiğini söyleyen Akalın ortak mücadele için çalıştıklarını ifade etti.
"Yerelde çalışan örgütlerin bir araya gelmesi, birbirlerinden değişik mücadele yöntemleri öğrenmeleri hem de ulus ötesi ağ şeklinde hareket edebilmek için çalışıyoruz."
"Avrupa'da uygulanan politikalar sayesinde Fransa ve İspanya'dan Avrupa'ya girişleri oldukça azalttılar. Şu an en işlek geçiş yolu Türkiye. Edirne'deki merkezin kritik bir önemi var. O yüzden diğer ülkelerden gelen aktivistler Türkiye hakkında bilgi almak istiyorlardı."
"Misafirhane değil hapishane"
Akalın, konferansın bitimiyle birlikte yaklaşık 60 kişilik bir grup olarak Edirne'de bulunan "kapama merkezi"ne gittiklerini söyledi.
Burada söz konusu merkezin bahsedildiği gibi bir misafirhane değil hapishane olduğuna dikkat çekmeye çalıştıklarını söyleyen Akalın, merkezde kalan kişilerin de kendilerine destek verdiğini söyledi.
"Eylemi tam kapının önünde yaptık. Biz 'Herkese özgürlük', 'Sınırlara hayır' şeklinde slogan atmaya başlayınca göçmenlerden hemen olumlu tepki aldık ve bütün eylemi aramızdaki duvarlara rağmen karşılıklı bir iletişim halinde yaptık."
"Serbest dolaşım hakkı tanınsın"
Eylemde GDA adına basın açıklamasını Çağdaş Önder okudu. Türkçe, Rusça, Yunanca, İngilizce, Arapça, Farsça ve Fransızca okunan basın açıklamasında, "Asıl sorun sınırlardır" denildi.
"Yeni, lüks bir binanın önündeyiz. Ama bu bina sosyal bir hizmet için inşa edilmiş değil. Aksine, burası bir alıkoyma merkezi. Hiç bir suç işlememiş, sadece sınır geçerken tutuklanmış insanların hapsedildiği bir alıkoyma merkezi. Hükümetler ve yetkililer göçmenleri her geçen gün daha da kriminalize ediyor ve onları birer tehdit unsuru olarak gösteriyorlar."
"Son yıllarda gerekli belgelere sahip olmadan seyahat etmek önemli bir sorun olarak gündeme getirilmiş durumda. Ama bize göre esas sorun insanların serbestçe dolaşmalarının sınırlandırılması, istedikleri yerde yaşama haklarının engellenmesi ve yerleştikleri yerde temel haklara bile erişimlerinin olmamasıdır."
"Bu merkez Meriç'teki alıkoyma merkezlerinden ve Yunanistan sınırında inşa edilmekte olan duvardan sadece bir kaç kilometre uzakta. Dünyanın pek çok farklı yerinde benzer merkezlerde bulunduk. Bu yerlerin hepsinde göçmen karşıtı politikalar uygulanmakta veya planlanıp koordine edilmektedir."
"Küresel eşitsizliklere ve ırkçılığa, baskı ve kontrol mekanizmalarına, kapatılma merkezlerine, duvarlara ve sınır dışı edilmeye karşı, onurlu bir hayat için, serbest dolaşım hakkını, sınırların kaldırılmasını ve yerleşme hakkını savunuyoruz."
Kaynak: Bianet