3 Mart 2012 Cumartesi

Beşiktaş'ta 'F oturması'

İHD, her cumartesi gerçekleştirdiği 'F oturmaları' eylemine, Beşiktaş Demokrasi Anıtı önünde devam etti.


İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, F Tipi cezaevlerindeki tecrit koşullarına dikkat çekmek için gerçekleştirdiği 'F oturmaları' eylemine Beşiktaş Demokrasi Anıtı önünde devam etti.

Oturarak F harfi oluşturan dernek üyeleri, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Tecrite son" sloganlarını attı.

Dernek adına açıklama yapan komisyon üyesi Sevim Kalman, Adalet Bakanlığı'nın son yaptığı açıklamaya göre cezaevlerinde 416 ağır hasta tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, son 15 yılda 550 kişinin cezaevlerinde intihar ettiğini vurguladı.

'TUTUKLULAR TEDAVİ OLAMIYOR'

Hastalık kaynağı olan cezaevlerinde, tutuklu ve hükümlülerin yeterli tıbbi bakım ve tedavi olanaklarına sahip olmadığını, aile hekimliği uygulamasına tabi kılınan cezaevlerine yeterli sayıda doktorun gitmediğini, hastaneye sevklerde büyük aksamaların yaşandığını ve kimi zaman randevuların dahi kaçırıldığını belirten Kalman, kelepçeli muayene dayatması, kadınların muayenesi sırasında askerlerin odaya girmek istemesi gibi nedenlerle birçok tutuklu ve hükümlünün tedavi olamadan cezaevine geri döndüğünü dile getirdi.

'ÇOCUKLARA YÖNELİK TECAVÜZ İDARENİN BİLGİSİ DAHİLİNDE'

Cezaevlerindeki çocuklara yönelik şiddete dair başvuruların rahatsız edici boyuta ulaştığını, çocukların birbirine yönelik cinsel saldırı ve tecavüzlerinin artarak devam ettiğini sözlerine ekleyen Kalman, "Adana Pozantı Hapishanesi'nde yaşanan siyasi çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olaylarının siyasi ve idari birimlerin bilgisi dışında olduğunu düşünmek mümkün görünmemektedir. Çocukların vücut bütünlüklerine ve ruhsal sağlıklarına yönelik saldırılar infaz rejiminin bir parçası haline gelmiştir" şeklinde konuştu.

'TECRİT KALDIRILMALI'

Kalman şöyle konuştu: "Mahpusların sağlığı ve can güvenlikleri için bir an önce tecrit kaldırılmalı, tedavi olanakları yeterli seviyeye getirilmeli, toplumun güvencesinde olması gereken ve özgürlükleri kısıtlanmış olan mahpuslar her insanın sahibi olduğu halklardan en üst düzeyde yararlanmalıdır."

Kaynak: ETHA