3 Kasım 2011 Perşembe

Sol Partiler Siyasi Baskıları Kınadı

Sol partiler ÖDP, ESP, EMEP, İKP, TKP, DİP, TKP, SP, EHP, KCK tutuklamaları dahil son dönemde yapılan tutuklamaları ve siyasi baskıları kınayan bir basın toplantısı yaptı.


Sosyalist partiler, son dönemdeki siyasi ve askeri operasyonları kınayan bir basın toplantısı düzenledi.

Taxim Hill Oteli'nde yapılan toplantıda konuşan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), İşçi Kardeşliği Partisi (İKP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Parti (SP), Devrimci İşçi Partisi (DİP) genel başkanları, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) eleştirerek, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını ve demokratik anayasa yapma sürecinin başlanmasını istedi.

Parti Başkanları, Kürt halkının yanında olduklarını ve tüm siyasi baskılara karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.

Alper Taş (ÖDP Genel Başkanı):
Türkiye'de büyük birader düzenine geçildi. Hukukun siyaseye bu kadar bağımı olduğu bir dönem yaşamadık. Bu ortamda demokratik bir yeni anayasa yazılamaz. Öncelikle kendisi bir terör olan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişmeli. Bu savaş insanlığı öldürdü. Devlet askeri ve siyasi operasyonları durdurmalı, PKK de saldırılara son vermeli. KCK tutuluları serbest bırakılarak, Kürt sorunu barışçıl bir ortamda çözülmeli.

Erkan Baş (TKP Merkez Komite Üyesi): Her gün öğrenci, sendikacı, siyasi parti üyesi, aydınların tutuklandığı bir memleket haline döndük. Asıl kaygı verici olan halkımız buna alıştırılmaya başlandı. Muhalefeti susturmaya dönük tüm bu baskılara karşı, tek taraflı değil, bütünlüklü bir ses çıkarmak gerekiyor.

Figen Yüksekdağ (ESP Genel Başkanı): Kürt halkı ve ezilen halkların teslim olması mümkün değildir. AKP iktidarı da bunu gördüğü için "intikam" söylemiyle imha politikasına başladı. Buna karşı, farklı çizgilerdeki oluşumlar birleşik bir tepki göstermeli.

Rıdvan Turan (SDP Genel Başkanı): Gelsinler bizleri de alsınlar, tutuklanan insanların yaptığı gibi biz de Kürt halkının özgürleşmesi için benzer şeyler yaptık. Eğer rötuşları çıkarırsak 90'lardan ne farkımız kaldı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Arap ülkelerine gidip Türkiye modelini tanıtıyor; önce kendi evini düzeltsin.

Sadi Ozansu (İKP Genel Başkanı): 12 Eylül'de bile gözaltına alınanlara işkence ile yapmadıkları suçlar söyletilip, onların üzerinden suçlama yapılır; cezalar verilirdi. Şimdi, işkence yok delil bulmaya bile ihtiyaç duymuyorlar çünkü cezalar önceden verilmiş. Bundan sonra Ergenekon, Balyoz Özel yetkli mahkemelerde görülen tüm davalar o mahkemelerin elinden alınmalı.

Selma Gürkan (EMEP Genel Başkanı): Emperyalizmin Ortadoğu'da yeniden yapılandırılmasında, AKP iktidarı üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Bu siyaseti uygularken, siyasi partiler, meslek odaları, sendiklar kendisine sorun çıkartan herkesi imha ediyor. İttifak gücüne ihtiyaç var; bu sürece Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki akli insanlar da dahil olmalıdır.

Sibel Uzun (EHP Genel Başkanı):
Bu yaşanan süreçte sosyalistler olarak Kürtlerin yanında olacağız. Wall Street eylemcileri yüzde 99 biziz diyor; bizim de bu yüzde 99'u yaratma yükümlülüğümüz var. Tehlike içinde olsak da bunu yapmak zorundayız.

Sevim Belli (SP Genel Başkanı): Bugün yaşanan bir iç savaş kışkırtıcılığıdır. Irkçı söylemler halkın bilincini kuşatmış durumda, sosyalistler bunu önlemek için çabalamalıdır. Bu vicdan temizlenmesini sağdan bekleyemeyiz. Sosyalistler, Kürt davasıyla ilgileniyor çünkü canı yanmış bir halkın yanında yer almak istiyor.

Sungur Savran (DİP Genel Başkan): Bu baskılarla Kürt halkının çevresi boşaltılmak isteniyor, muhalif kesimin Kürt sorununa ilgisi kesilmek isteniyor. AKP'nin bu tutumuyla demokratik bir anayasa yapılamayacağı artık kabul edilmeli.

Kaynak: Bianet