Banu Güven'in moderatörlüğünü yaptığı Özgürlük Ekspresi'nde Nadire Mater, Wilco van Herpen ve Faruk Mercan, Türkiye'de ifade özgürlüğünün sorunlu olduğu alanları ve tutuklu gazeteci ve akademisyenleri konuştu.
Hollanda Kraliyeti Büyükelçiliği ve Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu'nun, farklı fikirlerin kutuplaşmadan tartışılabileceği özgür bir düşünce platformu oluşturmak amacıyla düzenlediği "Freedom Express - Özgürlük Ekspresi" panel dizisinin açılışı dün Ghetto'da gerçekleşti.
Banu Güven'in moderatörlüğünü yaptığı panelde gazeteci Nadire Mater, gazeteci ve belgeselci Wilco van Herpen ve gazeteci Faruk Mercan Türkiye'de ifade özgürlüğünün sorunlu olduğu alanları tartıştı.
"İfade özgürlüğü başlığında basın özgürlüğünün kapladığı yer büyük" diyen Güven, bu durumun, gazetecilerin haber yapma özgürlüğü ve okuyucuların bilgi alma özgürlüğünü etkilediğini belirtti.
"Eskiden 301'di, şimdi terörle mücadele yasası"
Mater konuşmasına 15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü'nü ve gün itibarıyla hapiste 71 gazeteci olduğunu hatırlatarak başladı. Mater, "Türkiye'de ifade özgürlüğünü kullanmaya çalışanların çarptığı yer eskiden TCK 301'di, bugün ise terörle mücadele yasası" diye konuştu.
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Ergenekon ve diğer örgüt davalarında tutuklanan gazetecilere ve otosansür konusuna değinen Mater, "yeni medya düzeninde, basın büyük medya grupları tarafından yönetiliyor. Bu grupların küresel sermayeye eklemlenmeleri ve devletle ilişkileri medyayı şekilllendiriyor. Türkiye'de başbakan medya patronlarını, yayın yönetmenlerini çağırıp nasıl haber yapmaları gerektiğini anlatıyor. Dolayısıyla bunların işçilerin, kadınların haklarını savunmaları, savaş karşıtlığı yapmaları beklenemez" dedi. Mater son olarak gazetecilerin en büyük sorunlarından birinin örgütsüzlük olduğunu ifade etti.
"Devlet neden çocuk gibi davranıyor?"
Van Herpen, Türkiye'ye Metin Göktepe'nin öldürüldüğü yıllarda geldiğini, senelerce gazetecilere destek olmak için Devlet Güvenlik Mahkemesi kapılarında beklediklerini anlattı. "Gazeteciler olarak artık korkuyoruz ve farkında olmadan otosansür uyguluyoruz. Başbakanın ayak parmakları o kadar uzun ki, kıpırdadığımız anda ayağına basabiliyoruz" diyen van Herpen, "Türkiye'de devlet, hükümet neden çocuk gibi davranıyor?" diye sordu.
Van Herpen, ifade özgürlüğünün bir piramit gibi düşünülmesi gerektiğini ve ailenin içinde başladığını, "halk düzeyinde ifade özgürlüğü ne durumda?" sorusunun da sorulması gerektiğini belirtti.
Mercan ise Türkiye'de durumun bu denli kötü olmadığını ifade etti. "Öyle bir anlatıyorsunuz ki kendimi Çin'de hissettim" diye konuşan Mercan, "gazetecilerin dokunulmazlığı olmadığını ama tutuksuz yargılanmaları gerektiğini" düşündüğünü söyledi.
Mercan, Büşra Ersanlı gibi akademisyenlerin tutuklanmasını değerlendirirken ise, "Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) siyaset akademisini diğer partilerinki gibi normal bir akademi olarak görmesem de, Ersanlı'nın tutuklanmasını doğru bulmuyorum" dedi.
Konuşmaların ardından Baba Zula bir konser verdi.
Kaynak: Bianet