Birleşmiş Milletler sığınmacısı statüsüyle Türkiye'de bulunurken 2007 yılında Taksim Polis Merkezi'nde polis kurşunu ile öldürülen Nijeryalı göçmen Festus Okey'in davası 17 Kasım 2011, Perşembe günü, saat 14.00'da Çağlayan'daki İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edecek. Duruşma öncesinde saat 13.00'da Göçmen Dayanışma Ağı, Festus Okey davası sürecini takip edenlerle adliye önünde bir basın açıklaması düzenliyor.
Geçtiğimiz celselerde, Okey'in kimlik bilgileri konusunda Dışişleri Bakanlığı'ndan beklenen cevabın hâlâ gelmediği görüldüğünden duruşmalar ertelenmişti. Bu yüzden 4 yıldır bir arpa boyu ilerleme kaydedilmeyen ve müdahillik talebinde bulunan kişilerin "mahkeme heyetine hakaret" ettikleri ve "adil yargılamayı etkiledikleri" gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen davada, önceki duruşmaların aksine bu celse, biraz farklı geçeceğe benziyor.
Dava süreci ile ilgilenen avukatlar ve müdahillik talebinde bulunan kişilerle mahkeme heyeti arasında yoğun tartışmaların yaşandığı son celsede, mahkeme heyeti, Okey'in kimlik bilgilerinin son kez beklenmesine ve cevabın mahkemeye ulaşıp ulaşmadığına bakılmaksızın esasa ilişkin mütalaanın verilmesi yönünde karar vermişti.
Festus Okey'in ölümüne sebep olan ve görevine devam eden sanık polis memurunun nihayet yargılanmaya başlanacağı davada, Festus Okey dava süreciyle ilgilenen kişi ve kuruluşların, bu celsede de müdahillik başvurusunda bulunması bekleniyor.
Geçtiğimiz celselerde Göçmen Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla İstanbul ve Ankara Baroları, Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der), İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (Mazlumder) ile birlikte Yeryüzüne Özgürlük Derneği de müdahillik talebinde bulunmuş, ancak bu kurumsal müdahillik talepleri de tüm bireysel müdahillik talepleri gibi mahkeme heyetince reddedilmişti.
Festus Okey davasının takipçisi olmak üzere başvuruda bulunanların, yasal bir hak olarak müdahillik taleplerini iletmesini "hakaret" olarak değerlendiren mahkeme heyetinin suç duyurusu üzerine, haklarında soruşturma başlatılan kişi sayısı ise 140'ı geçmiş durumda.
Davada, müdahillik talebinde bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olmasını hukuk dışı bir skandal olarak değerlendiren Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyesi ve vekili Av. Muhsin Kemal Şimşek, "Müdahillik, kendisini insan olarak gören herkesin hakkıdır. Polis kurşunu ile hayatını kaybeden Festus Okey, bizzat ya da bir yakını tarafından davada herhangi bir şekilde temsil edilemiyor. Dava konusu, insanlığa karşı işlenmiş bir fiil, dolayısıyla bu fiilin tarafı olmak, kendisini insan olarak gören herkesin hakkıdır" diye konuştu.
Davaya müdahillik talebinde bulunan ve bu yüzden hakkında soruşturma açılan, Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Burak Özgüner ise "Nasıl ki kadına karşı taciz, tecavüz olayıyla karşılaştığımızda ya da cezaevi yönetimince vegan beslenme biçimine saygı gösterilmeyen ve şu anda açlık grevinde olan mahkûm Osman Evcan'la ya da nefret cinayetine kurban giden trans bir bireyle ya da hakları yok sayılan ve gaspedilen hayvanlarla, ayrımcılığa uğrayan bireylerle dayanışma göstermek için sokaklara dökülüp tepkimizi dile getiriyorsak bu müdahillik talebi de aynı şey. Ancak mahkeme heyeti, neden böyle bir talepte bulunduğumuzu anlamaktan o kadar uzak ki kimsenin doğrudan zarar görmediği iddiasıyla her defasında müdahillik taleplerimizi reddediyor. Müdahillik dilekçemizin içinde mahkeme heyetine karşı herhangi bir hakaret unsuru bulunmamasına rağmen hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu. Bunu bir engelleme, susturma ya da yıldırma girişimi olarak tanımlıyorum. Dava sürecindeki gözlemlerime dayanarak mahkemeye karşı itimadımın kalmadığını da söylemek istiyorum. Her şeye rağmen, Festus Okey davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.
Göçmen Dayanışma Ağı'nın müdahillik çağrısının, Türkiye'deki hak ihlallerinin görünür kılınması ve hakları gaspedilen, yalnızlaştırılan, ötekileştirilen bireylerle dayanışmak açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Yeryüzüne Özgürlük Derneği, 17 Kasım 2011 Perşembe günü, saat 13.00'daki basın açıklamasına ve ardından 14.00'daki duruşmaya, yaşama ve haklara saygılı olan tüm kesimleri davet ediyor ve davaya müdahil olmaya çağırıyor.
Son celsede ne olmuştu?
Geçtiğimiz celselerde, Okey'in kimlik bilgileri konusunda Dışişleri Bakanlığı'ndan beklenen cevabın hâlâ gelmediği görüldüğünden duruşmalar ertelenmişti. Bu yüzden 4 yıldır bir arpa boyu ilerleme kaydedilmeyen ve müdahillik talebinde bulunan kişilerin "mahkeme heyetine hakaret" ettikleri ve "adil yargılamayı etkiledikleri" gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen davada, önceki duruşmaların aksine bu celse, biraz farklı geçeceğe benziyor.
Dava süreci ile ilgilenen avukatlar ve müdahillik talebinde bulunan kişilerle mahkeme heyeti arasında yoğun tartışmaların yaşandığı son celsede, mahkeme heyeti, Okey'in kimlik bilgilerinin son kez beklenmesine ve cevabın mahkemeye ulaşıp ulaşmadığına bakılmaksızın esasa ilişkin mütalaanın verilmesi yönünde karar vermişti.
Festus Okey'in ölümüne sebep olan ve görevine devam eden sanık polis memurunun nihayet yargılanmaya başlanacağı davada, Festus Okey dava süreciyle ilgilenen kişi ve kuruluşların, bu celsede de müdahillik başvurusunda bulunması bekleniyor.
Geçtiğimiz celselerde Göçmen Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla İstanbul ve Ankara Baroları, Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları
Festus Okey davasının
Davada, müdahillik talebinde bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olmasını hukuk dışı bir skandal olarak değerlendiren Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyesi ve vekili Av. Muhsin Kemal Şimşek, "Müdahillik, kendisini insan olarak gören herkesin hakkıdır. Polis kurşunu ile hayatını kaybeden Festus Okey, bizzat ya da bir yakını tarafından davada herhangi bir şekilde temsil edilemiyor. Dava konusu, insanlığa karşı işlenmiş bir fiil, dolayısıyla bu fiilin tarafı olmak, kendisini insan olarak gören herkesin hakkıdır" diye konuştu.
Davaya müdahillik talebinde bulunan ve bu yüzden hakkında soruşturma açılan, Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Burak Özgüner ise "Nasıl ki kadına karşı taciz, tecavüz olayıyla karşılaştığımızda ya da cezaevi yönetimince vegan beslenme biçimine saygı gösterilmeyen ve şu anda açlık grevinde olan mahkûm Osman Evcan'la ya da nefret cinayetine kurban giden trans bir bireyle ya da hakları yok sayılan ve gaspedilen hayvanlarla, ayrımcılığa uğrayan bireylerle dayanışma göstermek için sokaklara dökülüp tepkimizi dile getiriyorsak bu müdahillik talebi de aynı şey. Ancak mahkeme heyeti, neden böyle bir talepte bulunduğumuzu anlamaktan o kadar uzak ki kimsenin doğrudan zarar görmediği iddiasıyla her defasında müdahillik taleplerimizi reddediyor. Müdahillik dilekçemizin içinde mahkeme heyetine karşı herhangi bir hakaret unsuru bulunmamasına rağmen hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu. Bunu bir engelleme, susturma ya da yıldırma girişimi olarak tanımlıyorum. Dava sürecindeki gözlemlerime dayanarak mahkemeye karşı itimadımın kalmadığını da söylemek istiyorum. Her şeye rağmen, Festus Okey davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.
Göçmen Dayanışma Ağı'nın müdahillik çağrısının, Türkiye'deki hak ihlallerinin görünür kılınması ve hakları gaspedilen, yalnızlaştırılan, ötekileştirilen bireylerle dayanışmak açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Yeryüzüne Özgürlük Derneği, 17 Kasım 2011 Perşembe günü, saat 13.00'daki basın açıklamasına ve ardından 14.00'daki duruşmaya, yaşama ve haklara saygılı olan tüm kesimleri davet ediyor ve davaya müdahil
Son celsede ne olmuştu?
Festus Okey davasını unutmadık, unutturmayacağız!
20 Ağustos 2007 akşamı Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis silahından çıkan kurşunla öldürülen Festus Okey davasında kilidin çözüleceği duruşmaya geldik. Maktul, Türkiye’ye sığınmış bir Nijerya vatandaşı, katil zanlısı ise bir polis memuru olunca, tam dört yıl ve on dört duruşma boyunca insanlık adına utanç verici bir tiyatro oynandı. Mahkeme bunca zamandır Festus’un kimlik bilgilerini beklemek dışında hiçbir şey yapmadı: ne silinmiş karakol kamera kayıtlarını, ne de en önemli delillerden olan Festus’un kayıp gömleğini soruşturdu. Mahkeme Festus adına adalet aramak için davaya müdahil olarak başvuranları da reddetti ve sindirmek için haklarında suç duyurusunda bulundu. Zanlı polis memuru ise dört yıldır görevinin başında, elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Önümüzdeki duruşma 17 Kasım Perşembe günü saat 14.00’te Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak. Bizler yine orada olacağız ve yine Festus’un yalnız olmadığını, ölmüş olsa bile suskun olmadığını göstereceğiz.
Bizler, benzerleri yüzlerce kez tekerrür etmiş bu cinayete, onun örtbas edilme çabasına karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Bu olay vesilesiyle herkesi sesimize güç vermeye, nefret ve ayrımcılık söylemleriyle, adaleti hiçe sayan hukuk sistemiyle hesaplaşmaya, mücadeleye, müdaheleye çağırıyoruz.
Göçmen Dayanışma Ağı
20 Ağustos 2007 akşamı Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis silahından çıkan kurşunla öldürülen Festus Okey davasında kilidin çözüleceği duruşmaya geldik. Maktul, Türkiye’ye sığınmış bir Nijerya vatandaşı, katil zanlısı ise bir polis memuru olunca, tam dört yıl ve on dört duruşma boyunca insanlık adına utanç verici bir tiyatro oynandı. Mahkeme bunca zamandır Festus’un kimlik bilgilerini beklemek dışında hiçbir şey yapmadı: ne silinmiş karakol kamera kayıtlarını, ne de en önemli delillerden olan Festus’un kayıp gömleğini soruşturdu. Mahkeme Festus adına adalet aramak için davaya müdahil olarak başvuranları da reddetti ve sindirmek için haklarında suç duyurusunda bulundu. Zanlı polis memuru ise dört yıldır görevinin başında, elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Önümüzdeki duruşma 17 Kasım Perşembe günü saat 14.00’te Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak. Bizler yine orada olacağız ve yine Festus’un yalnız olmadığını, ölmüş olsa bile suskun olmadığını göstereceğiz.
Bizler, benzerleri yüzlerce kez tekerrür etmiş bu cinayete, onun örtbas edilme çabasına karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Bu olay vesilesiyle herkesi sesimize güç vermeye, nefret ve ayrımcılık söylemleriyle, adaleti hiçe sayan hukuk sistemiyle hesaplaşmaya, mücadeleye, müdaheleye çağırıyoruz.
Göçmen Dayanışma Ağı