10 Kasım 2011 Perşembe

"Gözdağı Vermek için Gözaltına Aldılar"

10 aydır tutuklu olan Yusufcan Yıldırım'ın annesi Melek Yıldırım, evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Yıldırım, arama sırasında çantasına CD konulduğunu söyledi ve "Oğlum için kamuoyu oluşturma çabamı rahatsız etti, beni susturmak istediler" dedi.

"Örgüt üyesi ama hangi örgüte üye bilmiyoruz" denerek 10 aydır Sincan F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan üniversite öğrencisi Yusufcan Yıldırım'ın annesi Melek Yıldırım da 1 Kasım'da evine yapılan baskınla gözaltına alındı.

Üç gün gözaltında tutulduktan sonra 4 Kasım'daki savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Melek Yıldırım, bianet'e konuştu: "Oğlumun çıkması için kamuoyu oluşsun diye çabalamam rahatsızlık yarattı, susturmak, gözdağı vermek için gözaltına alındım."

Yıldırım, iki yıldır Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ve Sosyal Demokrasi Vakfı'nın (SODEV) birlikte sürdürdüğü, Avrupa Birliği ve Federal Alman Hükümeti tarafından desteklenen, Almanya'ya Aile Birleşimi yoluyla giden insanlara, ön bilgi için eğitim veren "Yeni Vatanım" adlı projede çalışıyor.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat bölümünde öğrenci olan oğlu Yusufcan dört arkadaşıyla birlikte Ankara'da 20 Ocak'ta gözaltına alınıp 23 Ocak'ta tutuklandığından beri de oğlunun hapishaneden çıkması için çaba gösteriyordu.

"Sadece oğluna inandı"

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği bölümünden geçen yıl mezun olan kızı Açelya Yıldırım da, annesi gözaltına alındıktan sonra, facebook sosyal paylaşım sitesine şunları yazdı:

"Ortada herhangi bir delil ya da bir suç yokken; yasal dergiler, ders kitapları, kitap listeleri suç unsuru gösterilerek 10 aydır cezaevinde tutulan kardeşimin en büyük destekçisi annemdi. Ara sıra duygusallaştık, yıldık, ama annem kaptırmadı kendini bu  duygulara, baskılarıyla yaratmaya çalıştıkları anne modeli olmadı, inandırmak istediklerine inanmadı, sadece oğluna inandı. Bu yüzden bugün o da gözaltında."

"Tek yaptığı oğlu için çabalamaktı"

Avukat Murat Yılmaz, bianet'e yaptığı açıklamada, "Melek Yıldırım'ın herhangi bir örgütle ilişkisinin söz konusu olmadığını, tek yaptığının oğlunun cezaevinden çıkması için çabalamak olduğunu" söyledi. Yılmaz, "Sık sık cezaevine, oğlunun gittiği kültür merkezine giderdi. Basınla ve avukatlarla irtibat halindeydi ve oğlunun sesinin duyulması için çabalıyordu" dedi.

"Çantamdan bana ait olmayan CD'ler çıktı"

Melek Yıldırım, ev aramasını, gözaltını ve hissettiklerini şöyle anlattı:

* Sabah 06:30'da eve geldiler, her tarafı aradılar. Yusufcan'ın bilgisayarındaki bazı dosyaları, onun kitaplarını, ders notlarını aldılar. Cezaevine götürürken bile sorun çıkarılmayan yasal dergileri topladılar.

* Ev araması bitince, çantama bakmak istediler. Çantamın içinden bana ait olmayan üç CD çıktı. bunların bana ait olmadığının tutanağa geçirilmesini istedim. Ayrıca, üzerinde parmak izlerimin aratılmasını istedim, çünkü bu CD'leri ilk kez görüyordum, dokunmadığım için üstünde parmak izim de olamaz. Sorguda CD'lerle ilgili bir şey sormadılar. Üye olduğum yasal dernekler, sanat faaliyetlerim soruldu.

"Tutuklanırsam oğlumu göremezdim"

* Bu yaşadıklarım, oğlumun cezaevine girmesinden önce olsaydı çok korkardım, büyük bir karamsarlığa kapılırdım. Sorguda, oğlumun da aynı şeylere maruz kaldığını, aynı aşamalardan geçtiğini düşündüm. Böylece yaşadıklarım daha katlanılır oldu.

* Kendimle ilgili içim rahat, sorguda da oğlumla ilgili sorular soruldu. Kendimle ilgili bir şey yok. Tutuklanırsam, oğlumun 6 Aralık'taki duruşmasına gidemeyeceğimi, onu göremeyeceğimi düşündüm, bu yüzden endişelendim.

"Bana gözdağı vermek istediler"

* Bunun bir gözdağı olduğunu düşünüyorum. Oğlum cezaevine girdiğinden beri çıkması için uğraşıyorum. Bana bu gözaltıyla, "Otur, bekle, sus" dediler. Ama şimdi daha güçlüyüm, oğlumun çıkması için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğim. Bu ev aramaları, gözaltılar bizi sindirmeye yönelik. Sadece bana değil, toplumun tamamına bu yapılıyor.

* Hukuk sistemine, adaletin tecelli edeceğine güvendiğimi söyleyemiyorum. Her an herkesin başına bunlar gelebilir, ülke yarı açık cezaevine çevrilmiş durumda.

"Dört ayrı örgüte üyelikle" suçlandı

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü birinci sınıf öğrencisi Yusufcan Yıldırım, 20 Ocak'ta "silahlı eylem planlamaktan" gözaltına alındı, 23 Ocak'ta da "dört ayrı örgüte üye olmak" suçlamasıyla tutuklandı. Halen tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Cezaevi'nden bianet'e yazdığı mektupta, "Dört ayrı örgüte birden nasıl üye olayım, sayısal loto mu oynadılar?" demişti. İlk duruşması tutukluluğunun 11. ayında, 6 Aralık'ta.

Kaynak: Bianet