2 Kasım 2011 Çarşamba

"Kentsel Dönüşüm Depremle Meşrulaştırılıyor"

Başbakan Erdoğan, Van depremi sonrasında büyükşehirlerdeki kaçak yapılaşma ile ilgili harekete geçileceğini açıkladığından beri herkes bunu konuşuyor. Mimarlar Odası Kentleşme ve Planlama Komitesi üyesi Yıldız Uysal konuyu bianet'e yorumladı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van depremi sonrasında büyükşehirlerdeki kaçak yapılaşma ile ilgili harekete geçileceğini açıkladığından beri herkes bu konuyu konuşuyor.

Çünkü Başbakan, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki kaçak yapılaşma karşısında yasal düzenlemenin hemen yapılacağını ve kaçak yapıların kamulaştırılarak yıkılacağını söyledi. Yani İstanbul'un yüzde 70'inden bahsetti.

"Kentsel dönüşüm" dedi, "ruhsatsız binalar" dedi ve "Yıkacağım" dedi.

Peki, örneğin Van depreminde yerle bir olan Gedikbulak Köyü İlköğretim Okulu kaçak bir yapı mıydı? Ya da Van Merkez'de "ağır hasar" gören 15 okul ruhsatsız mıydı?

Cevap "Hayır"sa, deprem sorunu kaçak binalar ve gecekondulara indirgenemez.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kentleşme ve Planlama Komitesi üyesi Yıldız Uysal, "Kaçak yapılar kadar, yasal yapılar da riskli" diyor ve "Van depreminden önce kentsel dönüşüm projeleri büyük tepki alıyordu. Şimdi deprem, kentsel dönüşüm projelerini meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılacak" diye ekliyor.

"Kendi yapıları depremde yıkılan bir devlet bütün İstanbul'u nasıl yapacak?"

Yıldız Uysal, Başbakan'ın projesini şöyle değerlendiriyor:

* Van depremi Türkiye için milat değil; o milat 1999'daydı. Van depreminden önce kentsel dönüşüm projeleri büyük tepki alıyordu şimdi bu deprem riskine bağlayıp yasa çıkaracaklarını ifade ettiler. Bu tehlikeli.

* Örneğin, Kadıköy'ün yapılaşma emsali 2.07'dir. Bu demek oluyor ki arsanın alanı 2.07'yle çarpılır; o kadar inşaat hakkı var. Ama Kadıköy bina dolu. Batı Ataşehir gökdelenle doldu; 2,5 yapı emsaliyle. Dönüşüm yapılan Fikirtepe'ye 4,4 yapı emsali getirdiler. Hiçbir yeşil alanı yok, hiçbir okul alanı yok.

* Öyle bir alan yaratıyorlar ki, oradaki binaların sağlam kalması değil, insanların binalardan dışarı çıkması bile mümkün olamayacak. Deprem sadece binayla ilgili değildir. "Deprem değil bina öldürür" sloganı yayıldı. Mimarlar odası olarak, sağlam binanın çok önemli olduğunu ama yaşanabilir ve sağlam çevrenin de aynı derecede mühim olduğunu tekrarlıyoruz.

* Örneğin San Francisco depremi "büyük yangın" olarak anılır çünkü yangın sebebiyle ölenler deprem sebebiyle ölenlerden fazladır.

* 2005'ten sonra Büyükşehir Belediyesi, Bakırköy için yaptığı planda bir ilköğretim okulunun yanındaki boş alana benzin istasyonu koydu ve imar etti. Yanıcı madde deposunun deprem zamanında bir okulun yanında neye sebep olacağını onlar da biliyor.

* Benzin istasyonlarının, patlayıcı, yanıcı madde depolarının şehir merkezlerinde olmaması gerektiğini biliyorlar. Bunlar için kimse bir şey yapıyor mu? Önlem almak isteniyorsa, önce şehrin göbeğine benzin istasyonu yapılmayacak ama yapılıyor.

* Deprem, tepki alan kentsel dönüşüm projelerini meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılacak. 1999'dan beri deprem önlemi açısından hiçbir adımın atılmamış olması bunun en net kanıtıdır.

* Dönüşüm uygulanması kamuoyu tepkisi nedeniyle zorlaşan alanlar var; bu duyarlılığı kırmak için deprem iyi bir tez.

* Hem 1999 Marmara Depremi'nde hem de 2011 Van Depremi'nde resmi yapılar tahribata uğradı. Yeni yapılan okul binası bile çöktü.

* Haydarpaşa Numune Hastanesi mesela, o bina iyi durumda değil ama güçlendirilmiyor; birçok hastane var böyle.

* Hükümet, en önce devletin resmi yapılarının sağlam yapılması için çaba göstermeli. Kaçak yapılar kadar, yasal yapılar da riskli. Kendi yapılarını, hastanelerini, okullarını, kamu binalarını böyle yapan bir devlet bütün İstanbul'u nasıl yapacak, pek anlaşılabilir değil. İlk önce kendi binalarını sağlam yapabilmeli, değil mi?

* İstanbul, 1999'dan daha kötü durumda. Olduğu gibi bırakılsaydı daha iyiydi. Deprem sonrası ihtiyaç duyulacak toplanma alanları bile binalaştı, dönüştürüldü.

* Dönüşüm, biz de "imara açmak" olarak algılanıyor. Herhangi bir dönüşüm sosyal yapıyı ve insanı yok sayarak yapılmaz; hiçbir yerde de yapılmaz. Bizim gibi kentsel dönüşüm yapanı ben hiç duymadım.

* Kente ve kentliye gerçek bir dönüşümden bahsediliyorsa, Gökkafes, Park Otel gibi yapıların da dönüştürülmesi gerekiyor.

* Deprem konusunda yapılması gerekenler 12 yıl boyunca söylendi. Her şey biliniyor ve yapılmıyor. Şimdi bunları ilk defa keşfediyormuş gibi söylemek doğru değil. Başbakan'ın bu konuda olumlanmak için yapabileceği hiçbir şey yok, söylediklerini ciddiye almamıza imkân yok. Çünkü 2002'den beri tam dokuz senedir, elinde tüm imkânlar vardı.

Gökdelenler tehlikeli mi?

* Uygun zemine uygun teknolojiyle yapılan gökdelenin zararı olmaz. Ancak yıkıldığı takdirde, etrafındaki bütün sağlam yapıları yok eder. Sırf sallanmakla bile çok hasar verir. Gökdelenlerin arasındaki mesafenin bu kadar yakın olması da uygun değil; salınımda birbirlerine çarpma riskleri var.

Kaynak: Bianet