5 Eylül 2011 Pazartesi

İstismarın meşrulaşan ismi: Çocuk gelinler

Çocuk gelinler sorunu yıllardır gündemde olan ciddi bir sorun. Ancak sorunun köklü çözümü için gerekli olan yasal düzenlemeler yapılmıyor. Mevcut yasalar sorunu çözmek şurada kalsın daha da ağırlaştırıyor. Çocuk gelin sorununun en fazla yaşandığı Riha’da konuya ilişkin yapılan bir araştırmaya göre şehirde kadın hastalıkları ve doğum hastanesinde geçen yılki doğumların %34’ünün küçük yaşta evlendirilen kız çocukları tarafından gerçekleştirildiği öğrenildi. Yine ortaya çıkan bir diğer gerçek de bu şekilde yaşanan vakaların büyük oranda adli makamlara yansıtılmadığı.

Yasalar çocukların alehinde değişti

Konuya ilişkin açıklama yapan Urfa Barosu Başkanı İrfan Güven, suçla mücadele konusunda eksikliği ortaya koyan bu duruma, Anayasa Mahkemesi’nin neden olduğunu savunuyor. 2005 yılında TCK’nin ilgili maddesinin ‘eşitlik ilkesine aykırılık nedeniyle iptal edilmesini eleştiren Güven “İptal edilen bu düzenleme ne getiriyordu? Şayet mağdur çocukla, evlenmiş gibi birlikte olan veya evlenmemiş kişi arasında 5 yaş fark varsa, şikayete bağlı olmaksızın direkt soruşturma yürütülebiliyordu. En azından bu haliyle küçüğün yaşlı birine gelin gitmesi riski ortadan kalkmış oluyordu. Ama artık bu koruma maalesef yok.” şeklinde konuştu ve Meclis’in acilen bu konuda bir çalışma yapması gerektiğini, çocukları koruyan yasalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

Savcılığa bildirilmiyor

Güven, araştırmalarında elde edilen bir başka vahim durumun da hastanedeki vakaların neredeyse hemen hemen hiçbirinin savcılığa bildirilmemesi olduğunu dile getirdi. Yapılan araştırmaya göre Urfa Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde 2010 yılında 712 çocuk anne doğum yapmış, bunların sadece 8’i savcılığa bildirilmiş. 2011 yılında ise 120 çocuk anne hastanede doğum yapmış yine bunların 12’si savcılığa bildirilmiş.

TÜİK verilerine bakıldığında konunun Türkiye çapında genel bir sıkıntı olduğunun görülebileceğini dile getiren Güven, “Doğrusu sağlık görevlilerinin bilgi eksikliği, belki yörenin özellikleri gereğince çocuk annenin hayatını riske atmak istememeleri vahim sonuçları ortaya çıkarabilir endişesiyle belki görevlerini ihmal ettiklerini söyleyebiliriz. Ama bu konuda değerlendirme yetkisi sadece ve sadece cumhuriyet savcısında olduğu için mutlaka ve mutlaka makamların ve yetkili birimlerin bunu savcılığa bildirmesi şarttır” dedi.

Sorun bir bölgeye özgü değil

Güven, bu durumla mücadele için ortaya konulan samimi çalışmaların kamuoyunda yanlış algılamalara neden olmaması, haberin veriliş biçimi ve dilinin “Çocuk anneler” sorununa zarar vermemesi gerektiğine dikkati çekerek, bu tür evliliklerin sadece belli bir bölgede gerçekleşmediğini, benzer durumları İstanbul, Antalya, İzmir gibi kentlerde de görmenin mümkün olduğunu belirtti.

Hayatları tehlikeye giriyor

Bir süre önce konunun gündeme gelmesinin ardından erken yaşta doğumların adli mercilere daha fazla ihbar edilmeye başlandığına değinen Güven, ancak bunun da beraberinde çeşitli sıkıntıları getirdiğini vurguladı. Güven, çocuk yaştaki kadınlarla evli olanların ve ailelerin, konunun gündeme gelmesiyle çevreden baskı görmeye başladığını ve psikolojik bir sorun yaşandığını, bununla birlikte ailede ve çevrede “Çocuk annelere” hastanede doğum yaptırmama gibi bir eğilimin de ortaya çıkmasından kaygı duyduklarını vurguladı. Avukat Güven, “Bunun sonucunda çocuk annenin ilkel koşullarda, evde doğum yapma riski söz konusu. Bu durum hem kendisini hem de çocuğun yaşam hakkını tehlikeye atıyor” dedi.

Kaynak: Haberlink