358. kez toplanan Cumartesi İnsanları toplu mezarlardaki kazıların deliller karartılmadan yapılmasını istedi. Haziran 1993'te Şırnak, Güçlükonak'ta yaşananlar hatırlatıldı, sorumluların yargılanması istendi.
İstanbul, Galatasaray'da 358. kez toplanan Cumartesi İnsanları devletin yöneticilerinin gözaltında kayıplar konusunda inkar politikalarına devam ettiğini söyledi.
Hükümetin devlet eliyle işlenen suçların cezasız kalması karşısında ses çıkarmadığını vurgulayan Cumartesi İnsanları, tesadüfen topraktan fışkıran kemikler üzerinden siyaset yapılmamasını istedi, arşivlerdeki bütün bilgi ve belgelerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğine işaret etti.
Kayıpların ailelerine gerçeği öğrenme hakkı tanıyan Birleşmiş Milletler'in insanların zorla kaybedilmesinin önlenmesi sözleşmesinin imzalanması için çağrıda bulundu.
Toplu mezarlarda kazıların kepçeyle yapılmasının delillerin karartılmasına yol açtığına dikkat çeken Cumartesi İnsanları, bilimsel yöntemleri öngören Minnesota protokolüne uygun şekilde davranılması gerektiğini söyledi.
Haziran 1993
Cumartesi İnsanları geçtiğimiz günlerde devletin kaybettiği yakınlarını Güçlükonak'taki toplu mezardan elleriyle çıkaran ailelere de değindi, orada kaybedilenler bir kez daha hatırlatıldı...
1993 Haziranı'nda Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinin Özbaşoğlu köyüne baskın yapan askerler köy halkını meydana topladı. Ömer Çetin'i işkenceden geçirdi. PKK ile ilgili bilgi vermezse eşini çırılçıplak soyup teşhir edeceklerini söyledi.
Kendini iki metrelik kayalıklardan aşağıya atan Ömer Çetin'in üzerine ateş eden askerler onu daha sonra köy meydanına yaralı halde getirdi, önce foseptik çukuruna soktu, ardından üzerine odun parçaları koyarak canlı canlı yaktı. Ömer Çetin'in cansız bedeni beş köylüyle birlikte götürüldü.
Abdullah Güler, Sait Şen, Beşir Başkak, Ahmet Güler ve aynı isimdeki bir başka kişi Ahmet Güler göstermeleri istenen PKK sığınaklarını bilmedikleri için bir çukura indirilerek üzerlerine ateş edildi, el bombası atıldı. Bedenine isabet eden 10 kurşunla yaralanan Ahmet Güler köyüne döneyi başardı.
Olanları hastanede doktorlara, sonra da savcılığa anlattı. Ancak hiçbir işlem yapılmadı. Kayıp yakınlarının ısrarları üzerine 19 yıl sonra mezar açılması için harekete geçildi.
Özbaşoğlu köyü ile Yağızoymak Jandarma Taburu arasındaki bölgede Abdullah Güler, Sait Şen ve Başir Baksak'ın kemikleri çıkarıldı. Aileler yakınlarını giysilerinden teşhis etti.
Sorumlular yargılanmalı
Cumartesi İnsanları bu olaylar yaşandığında görevde olan OHAL Valisi Ünal Erkan, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ve Güçlükonak- Bulmuşlar taburunda görev yapan askerlerin yargılanmalarını talep etti.
Araştırma komisyonu kurulmalı
Bu hafta TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün de Cumartesi İnsanları'nın arasındaydı.
Son altı ayda Tunceli ve Diyarbakır'da yapılan iki toplu mezar kazısına değindi. Biri Hüsnü Yıldız'ın 66 gün süren ölüm orucu sonunda yapılan ve 16 kişinin kemiklerine ulaşılan kazı. Bulunan kemikler yaklaşık yedi aydır İstanbul Adli Tıp'ta kimliklendirilmeyi bekliyor. Diğeri ise İçkale'deki turistik restorasyon sonucu şu ana kadar 26 kafatası bulunan toplu mezar kazısı.
Her ikisinin ortak özelliğinin bir plan ve program dahilinde yapılmamış olduğunu söyleyen Aygün, bunun hükümetin toplu mezarlar konusunda planlı bir çalışma başlatmadığını gösterdiğinin altını çizdi.
Aygün toplu mezar kazılarının İHD tarafından daha önce çıkarılan ve gazetelerde de yayınlanan haritaya göre araştırılması ve Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu'nun kurulmasının gerektiğini anlattı.
Kaynak: Bianet