28 Şubat 2012 Salı

Şemdinli Davası'nda örgüt görülmedi!

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Şemdinli Davası'na ilişkin gerekçeli kararında bir örgütün varlığına dikkat çekti. Ancak örgütün kanıtlanamadığını savundu.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Şemdinli Davası'nda, sanık astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş'e verilen cezanın gerekçeli kararı açıklandı. Kararda bir örgütün varlığına dikkat çekildi, ama kanıtlanamadı!

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005'de meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili sanıklar Ali Kaya, Özcan İldeniz ile itirafçı Veysel Ateş, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları davada 10 Ocak 2012 tarihinde 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

Mahkeme sanıklara verdiği cezayla ilgili olarak 353 sayfalık bir gerekçeli kararı açıkladı.

Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi: "Askeri bir emir komuta zinciri içinde bulunan sanıkların böylesi bir eylemi, terör eylemlerinin yoğun olarak yaşandığı bir bölgede tek başlarına planlamaları ve uygulamaları hayatın olağan akışına aykırı olup olanak dışıdır. Nitekim sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in olay gününe ilişkin görevlendirme yazısına göre, '9 Kasım günü saat 08.00'den itibaren Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbari ve operasyonel faaliyetlerde bulunmak ve kendilerine gereken yardım ve kolaylığı sağlamak üzere görevlendirildikleri' görülmektedir."

Gerekçeli kararda suç konusu olayın niteliği itibariyle ülke genelinde ve bölgedeki diğer kamu görevlilerini de kapsayacak ölçüde çok yönlü araştırılması gerektiği, yargılama safhasında olayın arkasındaki ilişkilerin çözülmesi mümkün olmadığı vurgulanarak şu ifadelere yer verildi: "Soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki bu kişilerin varlığı tespit edilmemiş ve kendilerine ulaşılamamıştır. İzah edilen örgütü kuran, yöneten ve sanıklar dışında örgüte üye olan ve diğer kişilerin tespit edilip, yargı önüne çıkarılmaları görevi devletin yetkili organlarındadır."

'HUKUK İHLAL EDİLDİ'

Sanıkların bölgede hukuk dışı keyfi eylemlerini sürdürme amacında oldukları anlaşıldığı ifade edilerek, "Terörle mücadele adı altında da olsa açıklandığı gibi hukuk dışı bir örgütlenme ile devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak yürürlükteki yasalar yerine kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmak devleti, hukuk devleti olmaktan çıkarmaktır. Bu koşullarda da güçlünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği belli olmayan her türlü yasa dışılığın egemen olduğu bir sistem oluşacağı, sonuçta vatandaş-devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine korku ve kaygının geçerli olacağı, bunun ise bir anayasa ve yasa ihlali olmanın ötesinde tam bir hukuk ihlali niteliği taşıyacaktır" denildi.

Kararda, jandarma teşkilatında istihbaratçı astsubay olarak görevli olan sanıkların icra ettikleri görev içinde bulunan astlık ve üstlük ilişkisi, konumları ile iç disiplin karşısında örgüt içinde yalnız olamayacakları belirtildi. Böyle bir eylemi kendilerinden rütbe olarak yüksek olan görevlilerin himayesi ve katılımı olmadan işlemeyecekleri gözetildiğinde sanıkların örgüt kurmak değil, kurulan örgüte üye olmak ve amaçları doğrultusunda faaliyette bulunmak suçunu işledikleri vurgulandı.

Kaynak: ETHA