27 Şubat 2012 Pazartesi

Avukatların tutukluluğuna itiraz

Savunmaya Özgürlük Platformu, 90 gündür tutuklu olan avukatlar hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılması ve tahliye taleplerinin duruşmalı incelenmesi istemiyle dilekçe verdi.

Savunmaya Özgürlük Platformu, "KCK" soruşturması kapsamında 90 gündür tutuklu olan avukatlar hakkında tutuklama kararının kaldırılmasını ve tahliye taleplerinin duruşmalı incelenmesi talebiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na dilekçe verdi.

'KARARLARIN HEPSİ GEREKÇESİZ'

Beşiktaş Adliyesi önünde Savunmaya Özgürlük Platformu adına açıklama yapan Avukat Several Ballıkaya, 36 avukatın 26 Kasım 2011'den beri tutuklu olduğunu hatırlattı. Mahkemenin 30 Kasım'da verdikleri itiraz dilekçesini reddettiğini anımsatan Ballıkaya, mahkemenin verdiği tutuklama kararı gibi itiraz ve itirazın reddi kararlarının da gerekçesiz olduğunu vurguladı.

Anayasa'nın 141. maddesine göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazması zorunluluğu olduğunu kaydeden Ballıkaya, Yargıtay'ın bir çok kararında, gerekçesiz kararların keyfiliğe yol açacağına dikkat çektiğini, yeterli gerekçe belirtmeyen mahkemelerin kararını bozduğunu kaydetti.

Meslektaşlarının tutuklanması için somut koşulların bulunmadığını vurgulayan Ballıkaya, avukatlar hakkında tutuklama kararı veren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların neler olduğundan söz etmediğini kaydetti. Ballıkaya, mahkemenin soruşturma aşamasındayken tutuklama kararı almasının, "tutuklamanın adeta insan rehin anlayışıyla uygulanan bir cezalandırmaya dönüştüğünün" göstergesi olarak değerlendirdi.

'KAÇMA, DELİL KARATMA İHTİMALİ YOK'

Yargıtay kararlarına göre tutuklamanın hukuka uygun olması için "gecikmede tehlike, haklı görünüş ve ölçülülük" ön şartlarının aranması gerektiğini kaydeden Ballıkaya, "delil yok etme, karartma ya da kaçma" ihtimalinin olmadığını vurguladı. Ceza Muhakemesi ilkelerinin başında, "hukuk devleti, adil yargılama ve suçsuzluk karinesi" ilkelerinin geldiğini söyledi. Ballıkaya, tutuklama kararının AİHM kararlarına da aykırı olduğunu vurguladı.

Avukatların savunmalık görevleri nedeni ile yargılandıklarını kaydeden Ballıkaya, "Müvekkilleri Abdullah Öcalan'la yaptıkları görüşmeler suçlama olarak kendilerine yöneltilmiştir" dedi. "Avukatlık, kamu hizmeti ve bir serbest meslektir" diyen Ballıkaya, "Yani avukat mesleğini tam bir özgürlük içinde yerini getirebilmelidir. Avukata tanınan bu hak, savunma dokunulmazlığı olarak tanımlanmaktadır. Bu hakkın tanınması aynı zamanda yargılamanın en önemli kurallarından biri olan yargı bağımsızlığının sağlanması açısından önemlidir" dedi.

'KISITLAMA KARARI SAVUNMA HAKKININ İHLALİ'

Kısıtlama kararı nedeniyle dosyadaki bilgi ve delilleri bilmediklerini kaydeden Ballıkaya, kısıtlama kararının savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ve yasal başvuru yollarının kullanılmasını engellediğini söyledi. Ballıkaya, gizlilik nedeniyle mahkemenin verdiği ön önemli karar olan tutuklama kararını tartışmak ve ona karşı delil sunma haklarının da ellerinden alındığını vurguladı.

Aynı zamanda meslektaşları olan müvekillerinin 3 aydır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu kaydeden Avukat Several Ballıkaya, "Tutuklama kararının kaldırılması ve tahliye talebinin duruşmalı incelenmesi" talebiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na dilekçe verdiklerini kaydetti.

Kaynak: ETHA