Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Nisan 2010-Aralık 2011 arasında 850 kadınla görüşerek hazırladığı raporda, uluslararası sözleşmeler, yasalar, genelgelere rağmen şiddetin önlenemediğine dikkat çekti. "Kamu görevlileri cinsiyetçi bakışa sahip ve Meclis'teki yasa tasarısı yetersiz" dedi.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın Nisan 2010-Aralık 2011 döneminde 850 kadınla yaptığı görüşmelerin ardından hazırladığı rapor açıklandı.
Raporla ilgili bilgi veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllülerinden Avukat Özlem Özkan, "Kadına karşı şiddetle mücadele amacıyla imzalanan uluslararası sözleşmelerin, yasaların, Başbakanlık genelgesinin, üçlü protokolün varlığına karşın kadınlar yakınları olan erkekler tarafından şiddet görmeye hatta öldürülmeye devam etmektedir" dedi.
Şiddete uğrayan kadınların, kolluk kuvvetleri, adalet ve sağlık görevlileri, sosyal hizmet kurumlarından yeterli destek alamadığını kaydeden Özkan şunları söyledi: "Şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalan kadınlar, öldürülme riskiyle karşı karşıya. Sadece kadınlar değil çocuklar da tehlikede.
Kamu görevlileri toplumda yaygın cinsiyetçi bakışa sahip oldukları için kadın karakola başvurduğunda ya da koruma emri için savcılığa başvurduğunda sorgulanır. 'Bir tokattan ne çıkar', 'Yuvayı dişi kuş yapar' denilir. Bu bakış açısını değiştirecek eğitimler verilmezse kadına karşı şiddetle mücadelede yol alınamaz."
Türkiye'deki 236 kadın örgütünün imzasıyla bir yasa teklifi hazırlandığını ve bakanlığa iletildiğini, ancak kabul edilmediğini ifade eden Özkan, bu ay içinde de Meclis'e "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi" ismiyle bir tasarının sunulduğunu kaydetti.
Özkan, "Oysa bizler kadınların aile içi şiddet yaşadıklarında önce ailenin dışına çıkmaya çalıştıkları, bu süreçte hem ailenin hem kadının korunamayacağını, bunun temel yaklaşım olduğunu, dünyadaki hiçbir örnekte de şiddetle mücadele yasalarının adının böyle konulmadığını defalarca söylemiştik" dedi.
Kaynak: ETHA