4 Şubat 2012 Cumartesi

Diyarbakır zindanındaki 15 ölüm soruşturulacak

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nde 12 Eylül'deki işkenceler sonucu 15 kişinin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. Zaman aşımının işlemeyeceği kaydedilen dosyada, Mazlum Doğan'ın ölümü de soruşturuluyor.

Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Diyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki işkence ve kötü muamele sonucu 15 kişinin ölümüyle ilgili olarak da soruşturma başlattı. Savcılık, soruşturma evrakını, "müştekilerin iddia ettiği işkence ve kötü muamele ile yaşam hakkının ihlaline yönelik suçların CMK'nın 250. maddesi kapsamında olmaması" nedeniyle, görevsizlik kararı vererek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

MAZLUM DOĞAN'IN ÖLÜMÜ DE SORUŞTURULUYOR

Görevsizlik kararında, Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde hayatını kaybettiği belirtilen Necmettin Büyükkaya, Ramazan Yayan, Remzi Aytürk, Aziz Büyükertaş, Önder Demirok, Mehmet Emin Akpınar, Medet Özbadem, Ali Sarıbal, Celal Paydaş, Bedii Tan, Kenan Gürsoy, Seyfettin Sak, Aziz Özbay, Hayri Durmuş ve Mazlum Doğan "maktul" olarak yer aldı.

Kararda, 1982 Anayasasındaki darbe yapanlara yargı yolunu kapatan geçici 15. maddenin, 12 Eylül 2010'daki referandumla kaldırıldığı hatırlatılarak, 12 Eylül Askeri Darbesini yapanlara, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ve TBMM'yi cebren ortadan kaldırmak suçlamasıyla kamu davası açıldığı belirtildi.

ZAMAN AŞIMI İŞLEMEYECEK

İşkence ve kötü muamele gördüğünü iddia eden kişilerle ilgili zaman aşımının, 1982 Anayasasına eklenen 15. maddeyle durduğu, referandumda bu maddenin kaldırılmasıyla zaman aşımının yeniden işlemeye başladığı kaydedilen kararda, TCK'nın 77. maddesinde, "kasten öldürme, yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının bir plan doğrultusunda, sistemli olarak işlenmesinin insanlığa karşı suç olarak tanımlandığı, bu suçlar dolayısıyla zaman aşımının işlemeyeceğinin belirtildiği ifade edildi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de atıfta bulunulan kararda, AİHM'in kararlarında, yaşama hakkına müdahale eden, işkence ve kötü muamele oluşturan eylemlerin işlendiği durumlarda, etkili bir soruşturma yürüterek sorumluların tespit edilip cezalandırılması konusunda devletlerin pozitif yükümlü olduğunun altını çizdiği vurgulandı.

Kararda, AİHM'in, "Yaşama hakkını ihlal ettiği iddia edilen, işkence ve kötü muamele iddiaları ile suçlanan kamu görevlilerinin af ve zaman aşımından yararlandırılmaması" yönünde aldığı karara dikkat çekilerek, "Müştekilerin iddia ettikleri işkence ve kötü muamele eylemleri ile yaşam hakkının ihlaline yönelik suçların CMK'nın 250. maddesi kapsamında sayılan suçlardan olmaması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızın görevsizliğine, soruşturma evrakının görevli ve yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildi" denildi.

Kararda, suç "işkence ile adam öldürmek, işkence ile kötü muamele", suç tarihi ise 1979 ve devamı olarak gösterildi.

Kaynak: ETHA