16 Şubat 2012 Perşembe

KCK operasyonları toplum sağlığını bozuyor

Hekimler, son KCK operasyonlarının ardından yaptığı açıklamada "toplumun ruh sağlığı bozuluyor" uyarısında bulundu. Hekimlere göre, insanlar sürekli telefonlarının dinlendiği ve izlendiği kuşkusu ile yaşıyor. Kendilerini güvende hissetmiyor ve bir süre sonra sağlıkları riske giriyor.

Sağlık meslek örgütleri, aralarında SES üye ve yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda kişinin KCK adı altındaki operasyonda gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada "endişeliyiz" dedi. Örgüt başkanları, hem örgütlenme özgürlüğünün engellenmesi, hem de toplum sağlığının bozulması nedeniyle "endişeli" olduklarını açıkladı.

İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Serdar Çintan ve İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan katıldı.

TOPLUMUN RUH SAĞLIĞI TEHLİKEDE

Dr. Demirdizen, yaptığı konuşmada, operasyonlar nedeniyle örgütsel ve bireysel olarak kaygılı olduklarını belirterek, ekledi: "Ama en önemlisi toplumun ruh sağlığını giderek tehdit eder özelliklere ulaştı. Kaotik, insanların geleceğinde endişe yaratan, acaba acaba acaba sorularının günde onlarca kez sorulduğu, kimin başına hangi nedenle bu tür işlemlerin uygulanacağını bilememe duygusunun, endişe duygusunun yaşandığı, yargılamanın ötesine geçerek cezalandırmaya dönüşen bu nedenle toplumda herkesi endişelendiren bir durumla karşı karşıyayız."

İnsan sağlığı ve toplum sağlığının vazgeçilmez unsurunun güven duygusu olduğunu belirten Demirdizen, "Kişiler kendilerini güvende hissetmediklerinde bir süre sonra sağlıkları riske girer" dedi. Demirdizen, bu operasyonlarla çok sayıda mesaj verildiğini söyledi. Sendikaların, meslek örgütlerinin insanların temel hakları için mücadele ettiğini belirten Demirdizen, bu örgütlerin bireysel çıkarları değil, ortak çıkarları savunduğunu söyledi. Demirdizen, ayrıca bir arada olmanın, başına bir şey geldiğinde elini uzatacak birileri olmasının güven duygusunu geliştirdiğini ifade ederek, insanların güvenlik duygusunu yitirdiği zaman boşluk oluşacağını söyledi.

'SÜZGECİMİN ÜSTÜNDE KALMAYANLAR GÖZATINA ALINIR' MESAJI VERİLİYOR

Demirdizen, operasyonların siyasi mesajını ise şöyle açıkladı: "Bir baskılama, muhalefeti sindirme, bunu yapamadığı zaman gözaltına alarak etkisizleştirme mesajı veriyor. Ama toplumsal ve bireysel olarak 'benim bir süzgecim var, bunun üstünde kalmayanların güvencesi yoktur' mesajı veriyor. Ceza-cezalandırma olayını geçti bu durum. Bir tehdit olgusuna dönüştü artık."

'RUH HASTALIKLARI ARTACAK'

İstanbul Tabip Odası Başkanı Gören ise evrensel sağlık tanımını, "insanın bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan iyilik hali" olarak açıkladı. Ancak şimdi toplumda özellikle ruhsal sağlığın tehlike altında olduğunu belirten Gören, insanların sürekli dinlendiği, izlendiği, gözaltına alınabileceği korkusu yaşadıklarını söyledi. Gören, "Bu kabul edilebilir değildir. Bunu yapanların da altında kalabilecekleri, büyük bir toplumsal çöküşün nedeni olabilecek çok tehlikeli bir gidiştir" dedi.

Taner Gören, ruh hastalıkları ve duygu durum bozukluklarının böyle bir ortamda çok daha sık görüleceğini ve giderek yaygınlaşacağını söyledi. Gören, "Ruhsal iyilik halinin önemli ölçüde bozulacağı bir süreç yaşıyoruz" dedi, bir iç hastalıkları uzmanı olarak kendisine gelen hastalarda bunları gördüğünü ifade etti.

Ardından ortak basın bildirisini okuyan Prof. Gören, demokratik ülke olmanın önkoşulunun muhalefete tahammülden geçtiğini söyledi. Gören, "Bizler İstanbul'da bulunan sağlık meslek odaları olarak yıllardır birlikte sağlık hakkı mücadelesi yürüttüğümüz sağlık sendikası yöneticilerinin bir gecede 'terör örgütü' üyesi zannıyla gözaltına alınmasını kabullenemiyoruz" dedi.

Gören, şu an gözaltında olan sendikacılarla, sağlık hakkının paralı hale getirilmesine karşı mücadele yürüttüklerini, ortak grev ve mitingler örgütlediklerini hatırlattı, "Bu nedenle bu gözaltılarla somutlaşan uygulamaların 'sendikal mücadeleyi baskılamak' ve 'hak talep etmeyi ortadan kaldırmak' gibi sonuçları olacağı ve böyle algılanacağı bilinmelidir" dedi.

Hukukun toplumsal düzeni, huzuru ve güveni tesis etmekle yükümlü olduğuna dikkat çeken Prof. Gören, ancak hukuka güvenin zedelendiğini söyledi. Gören, "Sağlık meslek odalarının başkanları olarak başta üyelerimiz olmak üzere birlikte mücadele yürüttüğümüz sendika yöneticilerinin ve üyelerinin her an gözaltına alınabileceğinden endişe duyuyoruz" dedi, gözaltına alınan sendikacıların bir an önce serbest bırakılmasını ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istedi.

'ÖNCE SUSTUK, SONRA GÖRMEMEYE BAŞLADIK'

İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Serdar Çintan, yakın bir dostu ile siyasi gelişmelere ilişkin sürekli telefonda konuştuğunu, son konuşmasında ise arkadaşının "evet olabilir, tabi suçluysa yargı önünde cezasını görebilir" dediğini aktardı. Sonra karşılaştıklarında ise arkadaşının "dinlenebileceğini düşünerek konuşmak istemedim" dediğini söyleyen Çintan, "Aslında bir duygu bozukluğu önce bir kaygı, sonra korkuya giden bir yol... Bir korku toplumu haline gidiliyor" dedi.

Alman okulunda okuyan Çintan, faşizmi ve savaşı yaşamış bir öğretmen ile arasında geçen diyaloğu şöyle anlattı:

"Musevilere uygulananlara nasıl sessiz kaldıklarını sorduk. Bazıları konuşmamayı tercih etti. Bazıları 'önce tepki gösteriyorduk, sonra iş yerimizde konuşuyorduk, sonra komşularla kendi aramızda konuşuyorduk. Sonra, önce iş yerimizde konuşmamaya başladık, sonra komşularla bunu konuşmamaya başladık, sonra görmemeye başladık' dedi. Ve vicdan azabı çekerek söylediklerini biliyorum. Korku bütün topluma böyle bir şekilde yayılıyor."

İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan ise gözaltıların mücadelenin bastırılması ile ilgili olduğunu söyledi, "Toplu yapılan mücadelenin önünü kesmek için yapılan bazı girişimler" dedi.

Kaynak: ETHA