2 Nisan 2012 Pazartesi

Karadeniz ve Munzur’dan Kadınlar Mücadelelerini Anlattı

Karadeniz İsyandadır Platformu ve Munzur Çevre Derneği tarafından düzenlenen “Kadın ve Yaşam” başlıklı panelde konuşan yaşam savunucusu kadınlar, HES’lere ve barajlara karşı mücadelede kadınların ön saflarda yer aldığına dikkat çekerek, mücadelelerin birleştirilmesi çağrısında bulundu. Kadınlar, “Kadınlar bir araya gelince bizi kimse durduramaz” dedi.


Karaköy’de bulunan TMMOB Mimarlar Odası’nda düzenlenen ve moderatörlüğünü gazeteci Evrim Kepenek’in yaptığı “Kadın ve Yaşam” konulu panelde, yaşam savunucusu kadınlar konuştu.

İlk olarak söz alan Meliha Aksu, “Sularımızı kestiler derelerimizi kurutmak istiyorlar bunu kabul edemeyiz” diyerek başladığı konuşmasında Senoz’da verilen hidroelektrik santral (HES) mücadelesini anlattı. Senoz’da ilk olarak kadınların mücadele için sokağa çıktığını ifade eden Aksu, “HES’in memlekete getirisi yok götürüsü çok. Biz mücadele edeceğiz. Sularımızı vermeyeceğiz” dedi.

Aksu’nun ardından söz alan Güzel Şahin, erkeklerin mücadelede biraz daha geri planda kaldığını ifade ederek Munzur’da yaşananları anlattı. “Kadınlar olmazsa erkekler dışarı çıkmıyor” diyen Şahin, Dersim 1938′e değinerek, bugün de barajlar yoluyla topraklarından uzaklaştırılmak istendiklerini belirtti.

Şahin, “Köylerimizi boşalttılar, çocuklarımızın beşiği yollarda kaldı, ambarlar dolu un kaldı, harmanda ekinler kaldı, tarlalardan ekinlerimiz biçilmedi” diye konuştu. Köylerde sadece yaşlıların kaldığına, çocuklarının çok mağdur olduğuna dikkat çeken Şahin “Baktık ki direniyorlar, birlikten dirlik olur. Munzur’un suyuna göz koydular. Barajları kurmaya çalıştılar, mezarlarımız suyun altında kaldı. Akrabalarımızın, anne, dedelerimizin, mezarları suyun altında kaldı. Ama direniyoruz mücadele veriyoruz. Anaların peşinde olalım mücadeleye devam edelim” diye konuştu. Şahin şehirlerde yaşadıkları yerlerde de Kentsel Dönüşüm çalışmaları nedeniyle evlerinden çıkarılmak istendiklerine dikkat çekti.

Anadolu Grubu’nun termik santral inşa etmek istediği Gerze’den gelen Şule Armutçuoğlu ise, Sinop’ta 20 yıldır nükleer santrallere karşı mücadele verdiklerini ifade ederek, son yıllarda da termik santral ile mücadele ettiklerini ifade ederek “Sürekli mücadeleden yanayız. Kadınlar bir araya gelince bizi kimse durduramaz” dedi.

Munzur’dan gelen Saray İğit, Kureyş Ana ve Fatma Ana da konuşmalarıyla Dersim’de geçmişte çok şey kaybettiklerine dikkat çekerek, bugün yapılmak istenen barajlarla bir kez daha göç etmek, topraklarından edilmek istemediklerini belirtti.

Hopa Dzarğina köyünden (Güneşli) gelen Maşikar Aydın, Little Big/Nett Enerji şirketinin köyde yapmak istediği Hidroelektrik Santrale karşı mücadelelerini anlattı. Aydın, mücadele sonucu şirketin yapmaktan vazgeçtiği HES hakkında “Derelerimizin suyu kuruduğu an hiçbir şeyimiz kalmayacak. Ne çayımız, ne işimiz hiçbir şeyimiz olmayacak. Derelerin kuruduğu yerleri de gördük… İstanbul’a mı geleceğiz, burada yaşayamayız. Deremiz kurudu mu ne yiyip ne içeceğiz, kim gelecek köye… Deremiz olmadı mı hiçbir şey yapamayız. Derelerimizi hiç kimseye vermeyeceğiz. Şirket oldu da bir daha gelirse aynı şekilde mücadele ederiz” diye konuştu.

Panel, Trabzonlu müzisyen İlknur Yakupoğlu’nun kemençesi eşliğinde söylediği şarkılarla sürdü. Salondakiler Yakuoğlu’nun parçalarına hep bir ağızdan eşlik etti.

Sanatçı Yakupoğlu her yöreden insanların acılarının, sorunlarının benzer olduğuna dikkat çektiği bir konuşma da yaparak, “İnsan gibi yaşama çabası veriyoruz her alanda, ve bunu da başaracağız. Karadeniz’de kadınların doğayla bir aşk yaşadığına inanlardanım. Bugün tüm konuşan annelerimiz de, aynı benim annem gibi onun duygularını yaşıyor. Ortak acılar yaşıyoruz ama bütün bunlar geçip gidecek. Sadece birbirimize karşı hoşgörülü olmalıyız, her şeyimiz ortak” dedi.