Son 35 yılda üçte biri kuruyarak su seviyesi 12 metre düşen Burdur Gölü şimdi de taş ocaklarının tehdidi altında. Önlem alınmazsa 2040 yılına kadar büyük bölümünün kuruyacağı belirtilen gölün çevresinde 50 taş ocağı açıldığını kaydeden Prof. Dr. Doğan Kantarcı, bunun göl havzasına vurulabilecek en yok edici darbe olduğunu söyledi.
1994 yılında Ramsar Sözleşmesi'ne dahil edilen gölü kurtarmak için kamu kuruluşlarıyla birlikte uzun süredir bir dizi proje yürüten Doğa Derneği'nin talebi üzerine bir rapor hazırlayan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı E. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı, bölgede açılan taş ocaklarının göl havzasına vurulabilecek en büyük darbe olduğunu söyledi.
'BÖLGE ÇÖLLEŞECEK' UYARISI
Hazırladığı raporla ilgili Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu'nda idari personel ve öğrencilere bir konferans veren Kantarcı, havzadan gölü besleyen su akışının kesilmesi ve sulama yöntemlerinin değiştirilmemesi durumunda bölgenin çölleşeceği uyarısında bulundu. Kantarcı, Burdur Gölünün güneybatısında yaklaşık 45-50 tane taş ocağı açıldığını belirtti.
Burdur Gölü Havzası'nda açılan taş ocaklarının da doğal ekosistemleri yok ettiğini söyleyen Kantarcı, taş ocaklarının yaptığı tahribatın onarılmasının mümkün olmadığını kaydetti. Bir taş ocağı alanındaki 1 cm'lik toprağın oluşması için bin yıl beklemek gerektiği bilgisini veren Kantarcı, 'havzada taş ocaklarının açılıp, taş çöllerinin yaratılması uygun değildir' dedi.
'GÖL HAVZALARINDA TAŞ OCAKLARINA İZİN VERİLMEMELİ'
Taş ocağı çalışmalarında gerçekleşen patlatmanın ciddi oranda yer sarsıntısına neden olduğunu kaydeden Kantarcı, şiddetli sarsıntıların bütün çatlak sisteminin yerinden oynamasına ve binlerce yılda oluşan yeraltı su akış sistemlerinin bozulmasına neden olduğunu belirterek Burdur Gölü ve benzer havzalarda taş ocağı işletmelerine kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Taş ocaklarının yok ederek taş çölüne dönüştürdüğü alanda yeniden orman yetiştirmenin doğal ekosistemleri kurmanın mümkün olmadığının altını çizen Kantarcı, 'Taş ocaklarından elde edilen kâr, ilgili firmanın geliridir. Bu kârdan devletin aldığı vergi yok edilen doğal yapıyı, o doğal yapıyı oluşturan ekosistemleri geri getiremez. Bu sebeple taş ocağı işletmesinde kamu yararı söz konusu değildir' diye konuştu.
'GÖL HAVZASI ÇÖLLEŞECEK!'
Burdur Gölü ile Havzası'nın korunmasının ancak doğal ekosistemlerin korunması ve geliştirilmesi ile mümkün olduğunu kaydeden Kantarcı, koruma ve geliştirme sürecinde havzada yaşayan halkın göç etmemesi için sulu tarımın geliştirilmesi ve tarımsal üretimin arttırılması gerektiğini belirterek, 'Ancak Göl'e akması gereken suyun israf edilmemesi son derece önemlidir. Burdur Gölü Havzası'ndaki insan etkisi gölü yok etme sürecine girmiştir. Eğer bu süreç önlenmezse, havza çölleşme sürecine girecektir. Dengeyi yeniden sağlama sürecinde taş ocaklarının Burdur Gölü Havzası'nda yeri yoktur' dedi.
Yusuf Yavuz / Evrensel
Kaynak: Haberlink