Derelerin Kardeşliği Platformu, HES'lere karşı çıkanların "enerji şirketlerinin yönlendirdiği seyyar gruplar" olduğunu öne süren Bakan Veysel Eroğlu'na "Allah akıl fikir versin" dedi.
Cumhuriyet gazetesine konuşan ve HES karşıtlarına adeta savaş ilan eden Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'na ilk tepki Derelerin Kardeşliği Platformu'ndan geldi. HES projelerine karşı çıkanların enerji şirketleri tarafından yönlendirilen bazı 'seyyar gruplar' olduğunu ileri süren Bakan Eroğlu, bir öğretim üyesi hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etmişti. DEKAP Dönem Sözcüsü Ömer Şan, Bakan Eroğlu'nun açıklamaları için "Allah akıl fikir versin demekten başka ne yanıt verilebilir ki?" diye konuştu.
Bakan Eroğlu'nun açıklamalarının baştan aşağı saptırıcı, yanıltıcı ve hedef gösterici nitelikte olduğunu savunan DEKAP Dönem Sözcüsü Ömer Şan, "Akıl, çok önemli bir olgudur. Akıl olmadan insan olunamıyor. İnsan olabilmek için önce akıl, izan sahibi olmak gerekir" sözleriyle sert tepki gösterdi.
Eroğlu'na ağır eleştiri: "İşine gelmeyince çark ediyor"
Bakan Eroğlu'nun göreve geldiği günden bu yana benzeri açıklamalar yaptığını anımsatan Şan, "Sorduğumuz sorulara, yaptığı açıklamaların yanlışlıklarını ortaya koyduğumuzda bizlere çeşitli yaftalamalar ve yakıştırmalar yapıyor. Belki kamuoyunun büyük bir kısmı neler olduğunu anlamıyor, Bakan olduğu ve adının önünde akademik unvan olan 'Prof.Dr.' bulunduğu için birçok kişi O'nu haklı buluyor ama bizler, bu vadilerde yaşayıp, yapılanları görenler neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Yargı kararlarını eleştiriyor. İşine gelmeyince çark ediyor. Hukuka, bilim insanlarına çamur atıyor. Hatalardan, yanlışlardan dönmek, düzeltmek yerine yanıltmayı ve aynı şeyleri sürdürmeyi yeğliyor" görüşünü savundu.
"Bakan Eroğlu barajların iklimsel etkilerinden bihaber"
Bakan Eroğlu'nun yargı kararlarındaki vurguları, bilirkişi raporlarını ve ortaya konulan bilimsel raporların hiçbirini okumadığına inandıklarını belirten Şan, "Kararlardaki Anayasa'ya, yasalara, yönetmelik ve mevzuata, hukuka, uluslararası anlaşmalara ve kamu yararına açıkça aykırılıkları görmezden geliyor. 'HES'ler zaten dünyada yapılıyor' demiş Sayın Bakan. Amerika'da yıkılan HES'lerden, barajlardan, barajların çevresel ve iklimsel etkilerinden bihaber. Bilirkişi sistemini, İdare Mahkemelerini, yargıyı ve hukukun üstünlüğünü çökertiyor açıklamalarıyla. İhtisas Mahkemelerinden söz ediyor. İtiraz edenlerin haklılığından yüzde 1'lik bir rakamla söz ediyor" dedi.
"Enerji açığı nereden kaynaklanıyor sorgulanmalı"
Türkiye'de her yıl yüzde 8 oranında enerji açığı olduğunun ileri sürüldüğüne değinen Şan, "Nedir bu enerji açığı mesela? Elektrik enerjisi mi, doğal gaz mı, akaryakıt mı? Enerjinin hangi türüdür? Peki sanayide, üretimde hiç bir yatırım olmazken; ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde dahi bu açık ve gereksinim nasıl oluşuyor? Ülkemizdeki elektrik üretiminin gerçek rakamları nedir? Bakanlıkların verilerine göre yıllık 212 milyar kilovatsaatlik bir üretim var (bunun yüzde 45.9’u doğalgazdan, 18.4’ü yerli kömürden, yüzde 24.5’i hidroelektrik santrallerinden, 6.9’u ithal kömürden, 2.5’i sıvı yakıtlardan, 1.35’i rüzgardan ve yüzde 0.47’si jeotermal ve biyo gazdan sağlanıyormuş). Buna karşılık tüketim ne kadardır? Yine aynı verilere göre Türkiye'nin elektrik enerjisi kurulu gücü, Mayıs 2011 rakamlarına göre 50.474 megavattır. Üretim potansiyeli ise 266 miyar kilovatsaattir. Elektrik enerjisi ihtiyacı ise 220 milyarkilovatsaat dolayındadır ki, 46 milyar kilovatsaat gibi bir yedek üretim kapasitesi mevcuttur (Bkz. Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü Halil Alış'ın 2011'deki açıklamaları). Bu durumda bu açık nereden kaynaklanmaktadır? Buna bakmak ve sorgulamak gerekir" diye konuştu.
Bakan Eroğlu'nun yerel halkın, köylülerin ve yaşam savunucularının tepkisi gündeme geldiğinde hep dış odaklardan, dış bağlantılardan söz ederek tepkileri ve HES karşıtı mücadeleyi 'vatansevmezlikle' bağdaştırdığını dile getiren DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, Bakan Eroğlu'nun bununla ilgili hiçbir somut veri ve açıklama yapmadığını savunarak şunları söyledi: "Oysaki biz, asıl HES projelerinin dış bağlantılı, uluslararası sermaye gruplarına odaklı olduğunu söylüyor, belgelerini ortaya koyuyor, bu projelerle enerjide daha dışa bağımlı hale geleceğimizi, bu projelerle aynı zamanda 49 yıllığına satılan sularımızın, vadilerimizin ve yaşam alanlarımızın da dışa bağımlı hale getirileceğini, yerimizden yurdumuzdan edileceğimizi ortaya koyuyoruz"
"O ruhsatları kim verdi?"
Bakan Eroğlu'nun açıklamasında taşocaklarından, çevreye etkilerinden söz ettiğini de anımsatan Şan, "Kim verdi peki bu ruhsatları, ÇED Raporlarını? Kimin sorumluluğunda bu taşocakları? Bizler bunları da dile getiriyoruz, tıpkı maden aramalarından olduğu gibi. Ama HES'lerdeki gibi duymayan kulaklar, görmeyen gözler bunları da duymuyor ve görmüyor. Yani bu açıklamalara, Allah akıl fikir versin demekten başka ne yanıt verilebilir ki?" diye konuştu.
Bakan Eroğlu HES karşıtları için ne demişti?
Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok'un bugün yayınlanan haberine göre, Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin enerjide dışa bağımlılık olduğuna işaret ederek dünyada yılda yüzde 2-3 oranında artan enerji gereksiniminin Türkiye’de yüzde 8’lere kadar ulaştığını söyleyen Bakan Eroğlu, “Dışarıdan bazı gruplar var, sürekli seyyar gruplar. Bunlar tamamen bu enerji şirketleri tarafından yönlendirilmiş olan gruplar. Bunlar, biz tespit ettik bir grup halinde gidiyorlar, propaganda yapıyorlar. Hatta bir tanesinin ismini de ben aldım, üniversiteden bir öğretim üyesi yalan yanlış şeyler söylemiş. Hiç bilimle bağdaşmayan, son derece cahilane şeyler söylemiş. Efendim suyunuz zehirlenecek, suyunuzu sattılar demiş. Onunla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. İlk defa savcılığa gideceğiz. Hem savcılığa, hem YÖK’e hem üniversiteye başvuracağız. Böyle bilim adamı olmaz hiç kusura bakmasın” dedi. İtirazlarda “dış güçlerin” de etkili olduğunu savunan Eroğlu, “Dolayısıyla Türkiye’nin kalkınmasını engellemek isteyenler, Türkiye kaynaklarını kullanmasın diye çabalıyor. Bu madende de böyle oluyor. Çeşitli vakıflar altında, dernekler altında birtakım faaliyetler yapılıyor. Bunlar kesin tespit ettiğimiz hususlar. Mesela taş ocakları çevreye çok büyük zarar veriyor ama kimse bunlara karşı çıkmıyor” dedi.
Güneş ve rüzgâr enerjisiyle artan talebi karşılamanın olanaklı olmadığını söyleyen Eroğlu, “Biz HES’leri keyif için yapmıyoruz. Suyu biriktirince, barajdan akarken bunun enerjisini almaktan tabii bir şey yoktur. Bu çevreye zarar vermiyor. HES zaten tabii bir neticedir, bütün dünyada yapılıyor” dedi.
HES’lerle ilgili yargı kararlarını da eleştiren Eroğlu, Türkiye’de mahkemelerin artık ihtisas mahkemelerine dönüşmeleri gerektiğini söyledi. Eroğlu, şöyle konuştu: “Öyle bilirkişiler var ki, onu da mahkemeye verdik... Teknik bir terimi bilmiyor. Bilirkişilik sistemi de bana göre çökmüş durumda. Bu yüzden ihtisas mahkemeleri olmalı.”
Hedefteki isim Prof. Dr. Beyza Üstün
Bakan Eroğlu’nun işaret ettiği ismin Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün olduğu; bakanlığın YÖK’e ve üniversiteye; Erzurum bölge müdürlüğünün de savcılığa başvuracağı öğrenildi. Bakanlığın şikâyetine Üstün’ün Erzurum’daki HES projelerine karşı halkı yanlış bilgilendirdiği ve tahrik ettiği gerekçe gösterildi.
Kaynak: Haberlink