1 Nisan 2012 Pazar

Avukatlardan cübbeli yürüyüş

5 Nisan Avukatlar Günü öncesi Diyarbakır'da cübbeleriyle yürüyüş yapan avukatlar, tutuklu meslektaşlarına özgürlük istedi.


5 Nisan Avukatlar Günü etkinlikleri kapsamında, bölge barosuna bağlı avukatlar tutuklu bulunan meslektaşları için Diyarbakır Adliyesi önünden Diyarbakır E tipi Hapishanesi önüne yürüyüş düzenledi.

Aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Av. Meral Danış Beştaş'ın da olduğu avukatlar, "Avukatlara özgürlük, Kürtlere adalet" pankartı eşliğinde ve cübbeleriyle Diyarbakır E tipi Hapishanesi önüne yürümek istedi. Polis, yürüyüşe izin vermezken, Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, "Diyarbakır Valisi sıkıyönetim ilan etmiş, Valilik yetkisi olmamasına rağmen sıkıyönetim ilan etmiştir" diyerek yasaklamaya tepki gösterdi. Yapılan görüşmelerin ardından yürüyüşe izin verildi.

"Polis devleti istemiyoruz", "İşte AKP, işte adalet", "Tutsak avukatlar onurumuzdur", "Tutsak avukatlar serbest bırakılsın", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla Diyarbakır Cezaevi önüne yürüyen avukatlar ile polisler arasında yürüyüş güzergahı konusunda sık sık tartışma yaşandı.



Polisler, yürüyüş güzergahı ve hapishane çevresinde geniş güvenlik önlemi alırken, cezaevi önünde avukatlar adına Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar bir açıklama yaptı.

Aktar, 22 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda 15 farklı baroya mensup 36 avukatın tutuklandığını, aradan 4,5 ay geçmesine rağmen meslektaşlarının hala mahkeme önüne çıkarılmadığını hatırlattı.

Hapishane koşullarına da değinen Aktar, avukatların hapishaneye kabulü sırasında onur kırıcı uygulamalarla karşılaştıklarını kaydetti.

Gösteri ve yürüyüşlerde insan öldürmenin, işkence ve kötü muamelenin 'ileri demokrasinin' rutin bir uygulaması haline geldiğini söyleyen Av. Aktar, "Öyle ki; öğrenciler, memurlar ve Kürtlerin olduğu, hükümetin politikalarını eleştiren her gösteri ve yürüyüş; polisin aşırı ve gereksiz güç kullanımına sahne olmaktadır" dedi. Aktar, Şırnak ve Urfa'da avukatların polisler tarafından dövülmesini örnek gösterdi.

İŞTE 'İLERİ DEMOKRASİ'

Slogan atan, pankart açan, 'ideolojik halay çeken', ağaç diken, doğum günü kutlayan, taş atan, parasız eğitim isteyen ve gazetecilik yaptığı için 'terörist' olarak yargılanan binlerce kişi olduğunu belirten Aktar, 125 bin tutuklu ve hükümlünün hapishanelerde olduğunu belirtti. Diyarbakır Baro Başkanı Aktar, AKP Hükümeti'nin bu uygulamalarının muhteşem bir "ileri demokrasi" örneği olduğunu söyledi.

Aktar, "Toplumun muhalif kesimlerini nefessiz bırakan faşizmi andıran bu uygulamalar ve politikalar, bizler de dahil olmak üzere Kürtlerin, Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümüne olan inancını ortadan kaldırma noktasına gelmiştir" dedi. Aktar, avukat arkadaşlarının serbest bırakılmasını, 27 Şubat'ta Şırnak'ta, 21 Mart'ta Urfa'da avukatlara saldıran polislerin derhal açığa alınmasını ve soruşturma başlatılmasını, Roboskî'de 34 sivilin ve gösteri ve yürüyüşlerde polis ateşiyle öldürülenlerin faillerinin açığa çıkarılmasını, düşünce ve ifade özgürlüğü önünde engel olan TMY, TCK ve diğer kanunlardaki anti-demokratik hükümlerin kaldırılmasını, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını, basına yönelik baskı ve sansüre derhal son verilmesini, hapishanelerde tutuklu bulunan basın mensuplarının serbest bırakılmasını, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasını, anadilde savunma hakkının tanınmasını, mahkemelerde başta Kürtler olmak üzere, muhalif kesimlere yönelik ayrımcı tutumlara ve kararlara son verilmesini talep etti.

Kaynak: ETHA