Sendika ve meslek örgütleri 11 işçinin yanarak yaşamını yitirdiği yerde basın açıklaması yaparak, “Yeter artık! İşçi ölümlerini seyreden bakanlık istemiyoruz” dedi.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 11 işçinin yanarak yaşamını kaybettiği yerde eylem yaptı.
Eylemde, “İş kazası değil, bu bir katliam”, “Artık ölmek istemiyoruz”, “Katliamın hesabı sorulacak” sloganları atıldı.
Kurumlar adına açıklama yapan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon üyesi Beyza Metin, iş cinayetlerine dikkat çekerek, Esenyurt Belediyesi’nin uyarılara rağmen mevzuata uymadığını, İçişleri Bakanlığı’nın ise Esenyurt Belediyesi hakkında soruşturma izni vermediğini belirtti.
‘TEMEL SORUN KAPİTALİST SİSTEM’
“İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki ölümcül sorunların en temel kaynağı, küresel kapitalist sistemin üretim süreçlerinde esnek ve güvencesiz istihdamın başat hale gelmesidir” diye konuşan Metin, Türkiye’deki çalışma yaşamını şöyle değerlendirdi: “Düşük ücretler, 13-14 saate varan uzun çalışma koşulları, sosyal güvenlikten yoksun olma, sağlıksız ve güvenli olmayan çalışma ortamı 10 milyonun üzerinde çalışanı çepeçevre sarmış durumdadır.”
İŞÇİLER ONAR ONAR ÖLÜYOR, BAKANLIK SEYREDİYOR
SGK verilerine göre, 2008’de 865 olan iş kazası sonucu ölümün 2010 yılında 1434’e çıktığını, Türkiye’nin iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya ikincisi olduğunu ifade eden Metin, “Ülkemizde işçiler iş kazaları sonucu onar onar hayatını kaybediyor, işçilerin sağlığının korunmasında en büyük yükümlülüğün üzerinde olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise sadece seyrediyor” dedi.
İş Sağlığı Güvenliği Yasa Tasarısı’nın çıkarılmamasına tepki gösteren Metin, şunları kaydetti: “Oyalayıcı ve yeni iş kazalarına zemin hazırlayıcı vurdumduymazlığın artık son bulmasını diliyoruz. Bizler, bu yasanın çalışanların can güvenliğinin ve sağlığının korunmasını esas alan bir mantıkla ve mutlaka ilgili sendika ve meslek örgütleriyle birlikte oluşturulmasını istiyoruz.”
BAKANLIK VE AKP SORUMLUDUR
Metin, işçilerin sağlığının korunması görevinin işverenlerde olduğunu ancak düzenleme, denetim, ceza uygulama yükümlülüğünün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda olduğunu vurguladı. Metin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvencesiz çalışmanın, taşeron sisteminin, öğütlenme düşmanlığının temelini oluşturan üretim süreçlerine göz yuman, hukuksal zemin hazırlayan AKP iktidarı sorumludur. Sorumlular, bir gün daha o koltuklarda oturmamalı, kaybedilen canların hesabını vermelidir.”
DİSK: ÖRGÜTLENİRSEK KURTULURUZ
DİSK adına konuşan Yönetim Kurulu üyesi Ali Rıza Küçükosmanoğlu, yoksulluk ve açlık yüzünden işçilerin Van’dan, Diyarbakır’dan, Karadeniz’den kalkıp çalışmak için geldiğinin altını çizerek, “Çoluğunu çocuğunu bırakıp gelmelerinin sebebi sermaye düzenidir” diye konuştu. Çalışma Bakanlığı’nın ölümleri seyrettiğini kaydeden Küçükosmanoğlu, “İşçiler örgütlü olduğu zaman, emekçiler yönetimde daha fazla söz sahibi olduğu zaman gelirse iş cinayetlerinden kurtulur hale gelecekler” dedi.
TÜRK-İŞ: TAKİPÇİSİYİZ
Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, yaşanan iş cinayetini “Ne ilk, ne de son olacak” diye değerlendirdi. Davutpaşa’da, madenlerde, Tuzla’da yaşanan iş cinayetlerini hatırlatan Büyükkucak, iş cinayetlerine karşı duyarlı olma çağrısı yaptı. Büyükkucak, sosyal güvencesiz, kayıtsız, kuraldışı çalışmanın yaygın olduğunu vurgulayarak, iş cinayetlerinin takipçisi olacaklarını duyurdu.
SENDİKA VE ODALARIN TALEPLERİ
Meslek örgütleri ve sendikalar, taleplerini şu şekilde açıkladı:
"Taşeron üretim sistemi yasaklanmalıdır.
Sendikaların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği kar alanı olarak değil, kamu hizmeti olarak görülmelidir.
Sendikalar ve meslek odaları ile bir araya gelerek gerekli düzenlemelere karar verilmeli, örgütlere karşı düşmanca tavırdan vazgeçilmelidir.
İşyeri denetimleri arttırılmalı, işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik cezalar arttırılmalıdır."
Kaynak: ETHA