3 Mart 2012 Cumartesi

Tutuklamanın birinci yılında yine dokundular

Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluğunun birinci yılı dolayısıyla, gazeteciler Taksim'de yürüyüş yaptı.


Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaşları (ANGA), gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluğunun birinci yılında Taksim'de yürüyüş düzenledi.

Yürüyüşe Nedim Şener'in eşi Vecide Şener, Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay, gazeteci Banu Güven, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kayıp yakınları, CHP Milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Sezgin Tanrıkulu'nun da aralarında olduğu yüzlerce kişi katıldı.

"Yansak da dokunacağız" yazılı pankart arkasında yürüyen kitle, "Özgür basın susturulamaz", "Ahmet çıkacak yine yazacak", "Nedim çıkacak yine yazacak", "TMY çöpe basına özgürlük", "Çeteler dışarıda gazeteciler içeride" sloganlarını attı. Yoğun yağmura rağmen tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için bir araya gelen kitle Galatasaray Lisesi önüne yürüdü.

Yürüyüş sırasında, 5,5 yıldır tutuklu bulunan Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu ile 2011 yılı Ekim ayında tutuklanan yazar ve yayıncı Ragıp Zarakolu'nun da fotoğrafları taşındı.

AHMET İLE NEDİM 366 GÜNDÜR TUTUKLU

Burada Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaşları adına Ayça Söylemez açıklama yaptı. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in 366 gündür tutuklu olduğunu, aradan geçen sürede hapse atılan gazeteci sayısının 104'e çıktığını söyledi. Söylemez, gazetecilerin yazdıklarını halka ulaştırmak isteyen dağıtımcı ve gazete çalışanlarının da bu tutuklamalardan nasibini aldığını kaydetti, 35 dağıtımcı ve gazete çalışanının da tutuklu olduğunu hatırlattı.

'GERÇEKLERİ PERDELEMEK İSTİYORLAR'

"Geçmişte gazetecilere kurşun atanların yerini alanlar, ilk olarak yine gazetecilere saldırdı. Bu kez kurşun kadar ağır iftiralar attılar" diyen Söylemez, şöyle devam etti: "Devleti ele geçiren yeni egemenler, eski taktikleri cilalayarak Uğur Mumcu'dan, Musa Anter'e, İzzet Kezer'den Hrant Dink'e kadar öldürerek yapamadıklarını, bu kez hapse atarak yapmak istiyor. Gerçekleri böyle perdelemek istiyorlar."

En çok gazetecinin hapsedildiği ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Söylemez, "Eğer 600 öğrenci haksızca hapse atılıyorsa, eğer çocukların cinsel tacize uğradığı cezaevlerinin müdürleri terfi ediyorsa, memura sendika, işçiye grev yasaklanıyor ve hepimizin kıdem tazminatı yok edilmek isteniyorsa, eğer her gün onlarca kadın erkek egemenlerce öldürülüyor ya da dövülüyorsa, eğer bu ülkenin tam ortasında nefret mitingine dönüşen gösterilere devletin bakanları koruma kalkanı olabiliyor ve kimse ses çıkarmıyorsa, eğer insanlar halen etnik dini kimliğini ifade edemiyor, katliamlarla tehdit ediliyorlarsa ve eğer hepimizin hakkını savunacak olan avukatlar da işlerini yaptıkları için hapsediliyorsa, bilin ki bunları ifade edecek gazetecilerin çoğu ya cezaevlerinde olduğu ya da görev başında olmadığı içindir" şeklinde konuştu.

Gazetecilerin hapse atılmakla susturulamayacağını kaydeden Söylemez, "İçeride de olsak, dışarıda da olsak biz gazeteciler gerçeği yazmaya, söylemeye ve anlatmaya devam edeceğiz. Yansak da dokunacağız" dedi.

Gazeteciler eylemlerinin ardından Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları oturma eylemine katıldı.

Kaynak: ETHA