Sivas Davası'nda "zamanaşımı" kararının ne anlama geldiğini ve neden böyle bir karar verildiğini uzun yıllardır davayı takip eden Avukat Şenal Sarıhan ve Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin bianet’e açıkladı.
Sivas Katliamı Davası'nın kararı daha çok tartışılacak.
Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir'in "İnsanlık suçunda zamanaşımı olmaz ama bu suçu işleyenler kamu görevlisi değil sivil oldukları için davanın düşmesine karar verildi'' cümlesi açıklanmayı bekliyor.
Sonuçta bugün, 13 Mart 2012'de, 2 Temmuz 1993'te olanlar hakkında bir karar verildi.
Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki davanın ölmeleri nedeniyle ortadan kaldırılmasına; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verdi.
35 yazar ve sanatçı ile iki saldırganın öldüğü Sivas Katliamı Davası'nda mahkeme heyeti, firari sanıklar hakkında zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasına karar vererek davayı düşürdü.
Mahkeme "Ama" Dedi
Bu kararın ne anlama geldiğini ve neden böyle bir karar verildiğini uzun yıllardır davayı takip eden avukat Şenal Sarıhan ve Aziz Nesin'in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin bianet'e anlattı.
Önce heyetin kararındaki en önemli noktaları hatırlayalım.
Heyet, "Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) insanlığa karşı suçların düzenlenmediği, bu suçların, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 77. maddesinde düzenlendiğini" vurguladı.
"Aynı Kanun'un 77. maddesinin son fıkrasında, bu suçlardan dolayı zamanaşımının işlemeyeceği hükmü vardır" dendi.
1982 Anayasası'nın 90. maddesinin son hükmünde ise "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz" deniyor.
Yani heyet kararında özetle, Sivas Katliamı'nın "insanlık suçu" olduğunu kabul etti. "Ama bu suçu işleyenler kamu görevlisi olmadığı için 'zamanaşımı' uyguluyorum" dedi.
"Yanlış sözleşme temel alındı"
Avukat Sarıhan, mahkemenin kararının bir bölümünü olumlu bulduğunu söyledi.
"İnsanlık suçu olarak kabul edilmesi olumlu ama davanın zamanaşımından düşürülmesi hukuki bir yanlışlık. Süreç henüz bitmedi, temyize gideceğiz."
Sarıhan'ın yorumu şöyle:
"Mahkeme, saldırganlar kamu görevlisi olmadığı için Sivas Katliamı'nın insanlık suçu kapsamında zamanaşımı dışında tutulamayacağını iddia ediyor. Bu iddiasını, AİHS'e bağlı AİHM kararlarına dayandırdığını söylüyor."
Sarıhan, mahkemenin milletlerarası anlaşmalara atıfta bulunurken doğru sözleşmeyi temel almadığını söyledi.
"İnsanlık suçlarıyla ilgili temel alınması gereken sözleşme şudur: Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar bakımından kanuni sınırlamaların uygulanmayacağına dair sözleşme."
"Bu sözleşmenin ikinci maddesinde, 'Hangi tarihte işlenmiş olursa olsun aşağıdaki suçlarda zamanaşımı uygulanmaz' hükmü vardır. Saldırıyı başlatan, saldırıya refakatçi ya da azmettirici olanlara, devlet yetkilileri ya da özel şahıslara bu madde uygulanır' diyor."
"Mahkeme Başkanı, AİHS'in ikinci maddesine atıfta bulundu ancak hukuken bu doğru değildi. Bu durumla ilgili sözleşme 'Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar bakımından kanuni sınırlamaların uygulanmayacağına dair sözleşme'dir. Temel alınan bu sözleşme olsaydı, dava düşmezdi."
"Hükümetin duruşunu esefle karşılıyorum"
Katliam sırasında otelde bulunan Aziz Nesin'in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin ise davanın bu şekilde sonuçlanmasının sorumluluğunun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinde olduğunu belirterek şöyle dedi:
"Hükümet çok güçlendi. İstediği savcıyı tayin ediyor, istediği zaman tutukluyu serbest bırakabiliyor, istediği yasayı çıkarıyor. Durum buyken, Sivas Davası'nın zamanaşımına uğraması hakkında bir adım atılmamasını, hükümetin duruşunu esefle karşılıyorum."
"Mahkeme heyeti, memur. Ben hükümeti sorumlu buluyorum. Konu failler değil, beş, on kişi ve onların 20 yıl sonra gelecek cezaları çok önemli değil. Hükümetin duruşu önemlidir ve çok şeyi değiştirebilir. Hükümet, kendine dokunmayan konuların üzerine gidebiliyor ama kendine dokunan bir konu olduğunda ortada böyle bir çaba olmadığını görüyoruz."
Davada ne olmuştu?
Sivas Katliamı ile ilgili 124 kişi tutuklandı. Yedi yıl süren dava sürecinde 33 kişi idama 85 kişi 2 ila 15 yıl arasında hapis cezasına mahkum edildi.
37 sanık beraat etti. İdam cezası alan 33 kişinin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü.
2004 Kasım'ında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Davası'nda "Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmaya iştirak" suçundan 7 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına mahkum ettiği dokuz hükümlüyü, yeni TCK'ya göre tahliye etti.
Sivas davası hükümlülerinden üç kişi de daha önce yeni TCK'daki lehte olan hükümlerden yararlanarak, tahliye olmuştu.
37 sanık beraat etti. İdam cezası alan 33 kişinin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü.
2004 Kasım'ında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Davası'nda "Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmaya iştirak" suçundan 7 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına mahkum ettiği dokuz hükümlüyü, yeni TCK'ya göre tahliye etti.
Sivas davası hükümlülerinden üç kişi de daha önce yeni TCK'daki lehte olan hükümlerden yararlanarak, tahliye olmuştu.
Kaynak: Bianet