Hrant Dink ailesi, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporun doğrultusunda savcılığa başvuru yaparak, Hrant Dink cinayetinin yeniden derinlemesine araştırılmasını istedi.
Hrant Dink ailesi, Devlet Denetleme Kurulu'nun Hrant Dink cinayetine ilişkin araştırmasında ortaya çıkan yeni deliller ışığında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Rakel, Hosrof, Arat, Delal ve Sera Dink adına başvuru yapan Av. Fethiye Çetin ve Av. İsmail Cem Halavurt, cinayete ilişkin ayrıntılı teknik çalışma yapılarak, ortaya çıkacak failler hakkında kamu davası açılmasını istedi.
Dilekçede Devlet Denetleme Kurulu raporunun, cinayet sonrasındaki süreçte dile getirdikleri hususları ve ısrarla öne sürdükleri iddiaları teyit ettiğini belirtti. DDK raporunun, yeni tespit ve delillere de ulaştığı kaydedilen dilekçede, Hrant Dink cinayetinin bu rapor doğrultusunda yeniden araştırılması istendi.
Dilekçede, "Hrant Dink cinayetinin, içerisinde kamu görevlilerinin de olduğu profesyonel bir örgüt tarafından işlendiği bugün artık tartışılamayacak bir gerçeklik olarak ortaya çıkmıştır" denildi, yeni tipte bir örgüt modeli ile karşı karşıya olunduğu kaydedildi. Dilekçede, yeni örgüt modellerine ilişkin son dönemde kullanılan yargı pratiklerinden örnekler verildi. Bu örnekler arasında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiası, Askeri Casusluk ve Şantaj soruşturması gösterildi.
DİNLEME KAYITLARI NEDEN MAHKEMEYE VERİLMEDİ?
Devlet Denetleme Kurulu'nun 536 303 15 46 numaralı telefonun Hrant Dink cinayetini gerçekleştiren örgüt mensupları tarafından kullanıldığı ve bu telefonun Dink cinayeti öncesi Mustafa Öztürk tarafından kullanıldığını tespit ettiği belirtilen açıklamada, teknik takip altında olan bu numaraya ilişkin kayıtların İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından verilmediği hatırlatıldı.
Dilekçede, sanık Mustafa Öztürk ile ilgili tüm bilgi, belge ve kayıtların dosyaya sunulmasının sağlanması, imha edilmiş ise nedeninin araştırılması ve İstihbarat Daire Başkanlığından hangi sebeple dinleme kayıtlarını sunmadığının araştırılması istendi.
'BU KADAR KAYIT, BİR KİŞİ TARAFINDAN DİNLENEMEZ'
Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli bir polisin 14 günde Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'e ait toplam 6250 ses veri dosyasını incelediği hatırlatılan dilekçede, bir kişinin bu kadar kısa sürede bu incelemeyi nasıl yaptığının araştırılması istendi. Ayrıca bu kayıtların bir örneğinin verilmesini talep eden avukatlar, incelemeyi yapan polis memuru ile amirleri hakkında soruşturma açılmasını istedi.
Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan delil karartma işlemlerinin soruşturulmasını talep eden avukatlar, Yasin Hayal'in takip altındayken nasıl İstanbul'a geldiği, Agos Gazetesi ile Hrant Dink'in evi arasında güzergah ve kroki çalışması yaptığının ortaya çıkarılması için Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında yürütülen soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiğini bildirdi.
DİNLEME TAPELERİNİN BAZI BÖLÜMLERİ KASTEN Mİ ÇIKARILDI?
Avukatlar, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'e ait dinleme tapelerinde bazı görüşmelerin tek taraflı yazılmasının nedeni araştırılarak bilirkişi raporu alınmasını, bu raporun sonucuna göre bazı bölümlerin kasten çıkarıldığının tespiti halinde, bu silinmelerin kimler tarafından yapıldığını belirlenmesini istedi.
Olay yerinde bulunan diğer şüphelilerin tespit edilmesi gerektiğini de bildiren avukatlar, "Bir Ermeni Var" isimli kitabın yazarı Adem Yavuz Aslan'ın yanı sıra Aslan'ın ifşa ettiği konuları bildiği düşünülen şahısların tanıklığına başvurulması istendi.
Dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in Trabzon Emniyet ve Jandarma ilişkilerinin derinlemesine araştırılması, dönemin TEM şube müdürü Yahya Öztürk'ün ifadesinin alınması talep edildi.
Osman Hayal ile ilgili de etkili bir soruşturma yapılması, olay yeri kamera görüntülerinin yeniden incelenmesi gerektiği kaydedildi.
Kaynak: ETHA
* Hrant Dink ailesi avukatlarının, bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe ile ilettiği 18 maddelik talep listesini içeren bianet haberine ulaşmak için tıklayın.