18 Mart 2012 Pazar

Kadınlar sadece cezaevinde eşit

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden avukat Fatma Çakır'ın hazırladığı 'kadın cezaevleri' raporunda 'cezaların infazında cinsiyet ayrımı yapılmadığı, oysa kadınların farklı sorunları olabileceğinden hareketle özel cezaevleri yapılması gerektiği' vurgulandı.

Cumhuriyet'ten Türey Köse'nin haberine göre Rapordaki bazı öneriler şöyle:

• Uygulanan kurallar cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kadın tutuklu ve hükümlüler için de geçerlidir. Oysa, kadınların kadın ve anne olarak cezalarının infazı süresinde farklı yaşam alanlarına ihtiyaçları vardır.

• F tipi cezaevleri çağdaş infaz hukukuna ve insan haklarına aykırıdır. Kişi başına düşen alan sekiz metrekare olmalıdır. Türkiye için uygun olan cezaevi modeli, odaların ortak yaşam alanına açıldığı, tutuklu veya hükümlülerin ortak mekânlarda birlikte zaman geçirdikleri, odaları gece yatmak için kullandıkları, temel insan haklarına saygılı özellikle yalnızlığa itilmeden ortak sosyal alan ve mekânlardan yararlanılabilen bir cezaevi modelidir.

• Hükümlü, tutuklu, çocuk, kadın ve erkek ayrı cezaevinde barındırılmalı, bu cezaevleri şehrin merkezinde olmamalı, konutlara yakın olmamalıdır. Barınmada sağlık koşulları için gerekli olan ve olanakları asgari standartlara göre tespit edilen yaşam alanlarında ve özel odalarda pencereler, doğal ışıklandırmaya, okuma yazmaya ve temiz hava almaya uygun olmalıdır. Özel odalar gece kalmak amacıyla düzenlenmelidir.

• Psikiyatrist, psikolog, kadın doğum uzmanı, hemşire, diş hekimi ve dahiliye uzmanı bulunan bir revir bulunmalıdır. Kadın ceza ve tevkif evlerinde mutlaka bir kadın doğum uzmanı istihdam edilmeli, belli periyotlarla genel sağlık taraması yapılmalıdır.

• Kadın cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalan çocuklar olabilmektedir. Kreş ve anaokulu olmalı, çocuklar için eğitmenler, doktor, psikolog ve pedagog bulundurulmalıdır. Çocuk oyun odalarında, gece kalınacak odalara da götürülmesine izin verilecek şekilde oyuncaklar bulundurulmalıdır.

• Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) kadınların çeşitli nedenlerle eğitim imkânından yararlanamamaları gerçeği ile sürekli eğitim programlarına katılabilmeleri için devletlere gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirmiştir. Bu nedenle gerekli eğitimi alabilecekleri eğitim mekânları yapılmalıdır. Kültürel yaşama katılmalarını sağlamak için de çok amaçlı kapalı salonlar yapılmalıdır. Kütüphaneye sahip olması gerekmektedir. Çalışma atölyeleri açılmalıdır.

Kaynak: Haberlink