11 Ekim 2011 Salı
TMMOB: Enerji ve su piyasaya teslim edildi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) HES’lerle ilgili kapsamlı bir rapor hazırladı. Kamuoyuna sunulan rapora göre son dönemde izin verilen HES’lerin şimdiye kadar var olan HES’lerden çok daha az elektrik üreteceği ortaya konulurken amacın, doğayı, yok etmek pahasına, piyasaya açmak olduğu belirtiliyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından hazırlanan ve kamuoyuna sunulan raporda HES'lerle ilgili ayrıntılı bilgilere yer veriliyor.
Doğal kaynakların tüm yaşam biçimleri için vazgeçilmez öneme sahip olduğu ve bu nedenle doğal kaynakların bulundukları konumdan bir başka konuma aktarılması veya dönüştürülmesi durumunda süregelen yaşamın bu değişimden önemli ölçüde etkileneceği belirtildi. Buna göre yapılan HES’lerin sadece göstermelik onay mercii olan ÇED raporlarıyla onaylandığı ve doğanın yok edildiği ifade edildi.
Mevcut yaşam yok ediliyor
Kaynakların enerjilerinin mevcut yaşamı yok edecek şekilde başka alanlara aktarılmasının yenilenebilir enerji üretimi felsefesinin özüne aykırı olduğu vurgulanırken şöyle denildi: “Kaynağın yenilenme potansiyeli ortadan kaldırdığında enerjinin yenilenebilirliğinden de söz etmek mümkün değildir. Esas olan, doğal kaynağın şekil değiştirmesinde veya başka bir alana aktarılmasında yaşam alanlarının yok edilmeden korunmaya çalışılmasıdır. Tersi durum, kişi veya kuruluşlara çıkar sağlamak uğruna “yenilenebilir enerji üretimi” söylemi felsefesine sığınmaktan başka bir şey değildir."
Çok daha az üretim gerçekleştirecek
Rapora göre projeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde 1941 tesisin kurulu gücü yaklaşık 75 bin 571 megawat enerji üretiyor. Oysa son dönemde özel ve kamu kurumlarınca oluşturulan ve hiçbir denetim mekanizmasından geçmeyen projelerle çok daha az miktarda üretim gerçekleştirilecek. 4628 sayılı kanun kapsamında tüzel kişilerce ortaya konan ve 1941 tesisin 1215’ini oluşturacak olan projenin kurulu gücü yalnızca 5 bin 300 megawatta kalıyor.
4628 sayılı yasa sonrası ortaya konan ve 1215 tesisin kurulu gücünün toplam kurulu güç içerisindeki oranının yaklaşık yüzde 7 olduğunun belirtildiği rapora göre teknik özelliklerinin uygun olmadığı tespiti ile kurulu güçteki oranı dikkate alındığında bu tesislerin acele yapılmasını gerektirecek teknik ya da toplumsal bir gerekçe olmadığı belirtiliyor.
4628 sonrası enerji ve su piyasaya teslim edildi
4628 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu” ile rekabet ortamında enerji piyasası oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenlemeyle denetimin sağlanması amacıyla yeni bir yapı olarak “Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu” oluşturuldu ve bu kanunla birlikte enerji hizmetlerinin bütün alanlarında serbest girişimin önü sonuna dek açıldı. Rapora göre; “Bu yasal düzenlemeler kapsamında, özel ya da tüzel olarak birçok girişimci herhangi bir su üzerinde belirlediği noktadan suyu alıp bir başka noktaya aktararak enerji üretimine ilişkin fizibilite raporu çalışmalarına başlamışlardır. Bu düzenlemelerden sonra, diğer alanlarda olduğu gibi hidroelektrik enerjisi alanında da özel sektör tarafından birçok HES projesi ortaya konmaya başlamıştır” denildi.
HES’ler en çok Artvin ve Trabzon’u hedef alıyor
Yeni süreçte yapılacak olan HES’lerin en çok yapılması planlanan il Artvin. Buna göre Artvin 124, Giresun 99, Trabzon 135, Maraş 80, Erzurum 88 HES ile dikkat çekiyor. Yoğun olarak HES inşa edilecek diğer iller ise, Rize, Adana, Muğla ve Ordu.
ÇED ne işe yarıyor?
ÇED’in yönetmelikte “Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar” olarak tanımlandığını belirten raporda işleyişin hiç de belirtilidiği şekilde olmadığı vurgulanıyor. Rapora göre, ÇED değerlendirme sonuçlarına göre 2243 tesisten sadece 31 tanesine olumsuz karar verilirken 2211 tanesine olumlu kararı verilmiş.
HES projelerini kim hazırlıyor?
Raporun sonuç bölümünde ise suyun kamu malı olduğuna dikkat çekilerek, su kaynaklarının kullanımında ve paylaşımında önceliğin ekolojinin korunmasına verilmesi gerektiği belirtildi. Raporda, hidroelektrik santraller ile ilgili planlama sürecinde, havza bütününde havzanın doğal, kültürel, sosyolojik ve ekonomik değerleri birlikte değerlendirilmesi gerektiği zorunluluğu dikkate alınmalı denilirken şunlar dile getirildi: “HES’ler, sosyolojik, ekolojik ve kültürel yapılar üzerinde doğrudan etkili olduğundan, bütün aşamaları için mutlaka mühendislik hizmeti görmesi gereken yapılardır. Ancak HES proje dosyalarında projeleri hazırlayanlara ilişkin hiçbir bilgi olmaması, yasal ve bilimsel açıdan irdelenmesi ve çözülmesi gereken bir sorundur.”
Kaynak: Haberlink