2 Mayıs 2012 Çarşamba

"Otosansüre Yönelten Baskılar Kaldırılmalı"

GÖP, TGC ve Basın Konseyi, 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü'yle ilgili yaptıkları açıklamalarda, sansürün ve editoryal bağımsızlığın sağlanamamasına değinirken, 100 gazetecinin meslek faaliyetleri nedeniyle hapiste olmasına dikkat çekti.

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü öncesinde konuyla ilgili açıklama yayınladı.

93 basın meslek örgütünün yer aldığı GÖP'ün mesajında hapisteki gazeteci sayısının her geçen yıl katlanarak arttığına değinilirken, Basın Konseyi ve TGC de basın üzerindeki baskılara ve sansüre dikkat çekildi.

GÖP: Özgürlük ve özlük mücadelemiz devam edecek

Basın özgürlüğü, temelde düşünce ve ifade özgürlüğüne dayanır. Ancak kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, özgürce haberleşemiyorlarsa, hapisteki gazeteci sayısı her geçen yıl katlanarak artıyorsa, hapis tehdidiyle özellikle otosansür tehlikesi gazeteciler arasında adeta bir virüs gibi yayılıyorsa; o ülkede basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün olmaz.

Geçtiğimiz yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci sayısı 60 idi. Bugün cezaevlerindeki tutuklu gazeteci sayısı 100'ü buldu.

Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün "Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi"nde 10 sıra birden gerileyerek 179 ülke arasında 148. oldu.

Freedom House'un son raporunda da Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 197 ülke arasında 117. sırada yer aldı.

Gazetecilerin sosyal, sendikal ve özlük hakları için mücadele vermek amacıyla kurulan basın meslek örgütlerinin ana gündem maddesini "özgürlük mücadelesi" oluşturuyor. Meslek örgütleri olarak en baştan beri mücadelemiz, gazetecilerin yazdıkları nedeniyle yargılanmaması, tutuklanmaması veya hüküm giymemesi yönünde.

Basın Konseyi: Olmayan basın özgürlüğünün günü nasıl kutlanır?

Türkiye'de bugün gelinen noktada, özellikle siyasal iktidar tarafından basına yönelik olarak uygulanan sistematik baskı ve yıldırma stratejileri yüzünden basın özgürlüğü hızla irtifa kaybediyor.

100 gazetecinin hapiste olmaları ve gazeteciler hakkında açılmış 10 bine yakın hukuk ve ceza davası, yaratılmış olan bu korku imparatorluğunu açıkça gözler önüne seriyor.

Ancak 21. yüzyılda basın yoluyla düşünceyi açıklama özgürlüğüne getirilen hiçbir sansür gizli kalmaz.

TGC: Basın özgürlüğünde gerileme sürüyor

Türkiye'deki basın özgürlüğünü engelleyen sorunlar üç ana başlıkta toplanabilir:

1. Hukuki engeller: Başta Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda (CMK) çağdaş hukuk tanımlarına uygun iyileştirmeler bir an önce yapılmalı.

2. Çalışma mevzuatı: Basın-İş Yasası olarak adlandırdığımız 212 sayılı Yasa ile değişik 5953 Sayılı Yasa, neredeyse uygulamadan kaldırıldı, gazetecilerin çalışma güvenlikleri yok denecek düzeye indirgendi. Gazetecilerin yıpranma hakları kaldırıldı.

3. Medyanın yapılanması: Özellikle ana akım medyada editoryal bağımsızlık sağlanamıyor. Editoryal bağımsızlığı ortadan kaldıran, otosansüre yönelten baskıların kaldırılmasını talep ediyoruz.

Kaynak: Bianet