Sadece AKP iktidarı döneminde 129 Kürt çocuğunun öldürüldüğünü, son 20 yılda ise toplam 500 Kürt çocuğunun öldürüldüğünü belirten Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları (ÇİAÇ)'ndan Mehmet Atak, Tayyip Erdoğan’ın ‘ciğerim yanıyor’ sözüne, “Söz konusu Kürt çocukları oldu mu ciğer işlemiyor” diyerek tepki gösterdi. Bir Göz de Sen Ol İnisiyatifi’ üyesi Avukat Ramazan Demir ise, devlet güçleri tarafından öldürülen 500 çocuğun katli terör suçu kapsamına alındığı için, faili meçhul olarak gösterildiğini belirterek, AKP döneminde devlet güvenlik güçleri tarafından öldürülen çocukların failleri belli olmasına rağmen, failleri olan askerlerin ve polislerin berat ettirildiğine işaret etti.
Batman’da 26 Eylül’de bir hamile kadın ve iki çocuğunun ölümüne yol açan olayda mağdur ailenin fail olarak polisleri işaret etmesine rağmen, olayın AKP ve medya tarafından bebek ve çocuk edebiyatıyla, PKK’nin üzerine yıkılmak istenmesine Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları (ÇİAÇ) tepki gösterdi. ÇİAÇ'den tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Mehmet Atak, konu hakkında ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Son 20 yılda devletin 500 Kürt çocuğu öldürdüğünü hatırlatan Atak, “Bu çocukları da mı PKK öldürdü” diye sordu. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri devlet güçleri tarafından 129 Kürt çocuğunun öldürüldüğünü belirten Atak, Tayyip Erdoğan’ın, ‘Ciğerim yanıyor’ sözüne tepki göstererek, “Söz konusu Kürt çocukları oldu mu bu ciğer işlemiyor” dedi.
“CESARETİNİZ VARSA UCM SÖZLEŞMESİ’Nİ İMZALAYIN”
Bölgede hedef seçerek, çocukları öldüren hiçbir askerin cezalandırılmadığına dikkat çeken Mehmet Atak, “Eğer AKP’nin cesareti varsa, taraf olmayı kabul etmediği Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) sözleşmesini imzalasın” çağrısında bulundu. Bu şekilde kimin ne olduğunun zaten ortaya çıkacağının altını çizen Atak, bu çocukların öldürülmesinde devlet kadar, vergi veren halkın da suç ortağı olduğunu ifade ederek, halkı bu katliamın farkında olmamaya, aksine katledilen çocukları çocuk gibi bile görmemeye yönlendirenin ise medya olduğuna işaret etti. Atak, AKP’nin, PKK’yi kamuoyuna yekpare bir silahlı örgüt olarak gösterip ölümleri medya aracılığıyla onlara yüklemeye çalışırken, devletin öldürdüğü çocukları da yine medya marifetiyle yok sayıp, her şeyi Kürtlere yükleyerek, nefret söylemini arttırmaya devam ettiğine dikkat çekti. Atak, Kürt çocuklarının ölümlerine ilişkin bir önceki dönem BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in bir soru önergesi vermesine rağmen, AKP’nin aradan 1.5 yıl geçmiş olmasına rağmen hala cevap vermediğini de hatırlattı.
CİNAYET ASKERLİĞE DAHİL Mİ?
12 Eylül’de yapılan anayasa referandumunda kabul edilen değişikliğe göre, suç işleyen ve görevini kötüye kullanan askerlerin askeri değil de sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasasının sözden öteye gitmediğine de dikkat çeken Atak, şöyle devam etti:
“Van’da piknik yaparken biri albay, beş askerlerin açtığı ateş sonucu öldürülen 16 yaşındaki Canan Saldık’ın katilleri askeri mahkemeye sevk edilip beraat ettiriliyor. Van’ın Çaldıran ilçesi Sarıçimen köyü yakınlarında babasıyla ot biçerken kanser hastası 11 yaşındaki Sami İçtenyılmaz’ın failleri akında da sivil mahkeme görevsizlik kararı verip askeri mahkemeye sevk ediyor. Ya mevcut anayasaya aykırı, ya da cinayet askerlik mesleğine dahil kabul ediliyor. Eğer gerçekten burada bebek katillerinin kim olduğunun açıklanması isteniyorsa o zaman BM zorla kaybedilmeye karşı korumayla ilgili uluslararası sözleşmeyi ve UCM’nin sözleşmelerini Türkiye imzalar ve taraf olursa, çocuk katliamları dahil, pek çok meselenin zamanaşımı, gizlilik ve yasal korumalar kalkıp devlet başkanları dair, bütün failler insanlık suçu işlemiş olarak yargılanır noktaya gelinir. O zaman hem bu katliamlar durur, hem de geçmişe yönelik insanlık suçları yargılanabilir.”
MEDYA 500 KÜRT ÇOCUĞUNU NİYE GÖRMÜYOR?
Medyanın, devlet tarafından öldürülen çocukları görmezden geldiğine de işaret eden Atak, “Vatan Gazetesinden Yeni Şafak’a, Cumhuriyet, Yeni Akit’ten Taraf gazetesine kadar medya, devlet bekası ve savaş rantını legalize etmek için aynı manipüle dille çocuk ölümleri üzerine Kürtlere karşı bir nefret ezberi oluşturuyor” dedi. Aynı medyanın 500’ü aşkın Kürt çocuğunun devlet eliyle katledilmesinin farkında olmamamız için yine elbirliğiyle bunları yok saydığını belirten Atak, “Bugüne kadar Nusaybinli Ahmet Kaya, Midyatlı Yusuf Bodur, Silvanlı Devrim Eleftoz, Şemdinlili Reber Samur ve devlet kurşunlarıyla öldürülen diğer çocukların adını bile anmıyor medya. Ancak Roj TV’de ki görüntüler inkar edilemeyecek kadar yayılınca bir meta değeri verip kullandığı Ceylan Önkol ve bir iki çocuk dışında toplum bu katliamlardan hala haberdar değil” diye konuştu.
HEPİMİZ BU KATLİAMLARIN SUÇ ORTAĞIYIZ
Devletin bu suçuna halkın da farkında olmadan ortak olduğunu ifade eden Atak, “Sadece gelir vergisi değil, çöp vergisine kadar türlü vergimizle bizler çocuk katillerinin maaşlarını ödüyoruz. Çocukları katlettikleri mühimmatı satın alıyoruz” dedi.
ÇOCUK ÖLDÜREN POLİS VE ASKER BERAAT EDİYOR
‘Bir Göz de Sen Ol İnisiyatifi’ üyesi Avukat Ramazan Demir ise, devlet güçleri tarafından öldürülen 500 çocuğun katli terör suçu kapsamına alındığı için, faili meçhul olarak gösterildiğine dikkat çekti. AKP döneminde devlet güvenlik güçleri tarafından öldürülen çocukların failleri belli olmasına rağmen, failleri olan askerlerin ve polislerin berat ettirildiğine işaret eden Demir, “Cumhuriyet savcısı tarafından herhangi bir soruşturmaya tabi tutulmayan bu çocukların dosyaların takipsizlikle sonuçlandırılıyor. Bırakın devletin güvenlik güçlerini cezalandırmayı, yapılmış tek bir işlem yok. Çocukların ölümlerinin birçoğunun terör suçu olarak değerlendirip, dosyalara takipsizlik kararı veriyor ve tozlu raflara terk ediliyor” diye kaydetti.
Kaynak: ANF