Siyanürle gümüş madenciliği yapan ve atık barajlarının çökmesiyle gündeme gelen Eti Gümüş A.Ş.'de çalışan 97 işçide sınır değerin üstünde ağır metal kirliliği çıktı. Yapılan suç duyurusunda madenin mühürlenmesi talep edildi.
Kütahya'da faaliyet gösteren Eti Gümüş A.Ş.'nin madeninde çalışan işçilerin rutin sağlık kontrolleri esnasında sınır değerin üzerinde ağır metal kirliliğine rastlandı. Bu nedenle yapılan suç duyurusunda madenin mühürlenmesi de talep edildi. 97 işçi Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi.
Konuyla ilgili olarak harekete geçen Türk Tabipleri Birliği, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (DEV MADEN SEN), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı çevre, kimya, ziraat ve jeoloji mühendisleri odaları; Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendikalardan, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Eğiitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ( Eğitim Sen) ise Tavşanlı Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu yapan avukatlardan Mehmet Horuz bianet'e yaptığı açıklamada, "orada çevreyi kirletme suçu var ama daha da önemlisi, bakanlığın, valiliğin ve il müdürlüklerinin ağır ihmali olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Daha önce gazetelerde uyarı niteliğinde haberler yapıldığını, Metalürji Mühendisleri Odası başkanının olaydan önce basına yansıyan uyarı niteliğinde açıklamaları olduğunu hatırlatan Horuz, hadisenin göz göre göre gerçekleştiğini vurguladı. "Tipik bir çevreyi kirletme suçu değil orada olan, açıkça insan yaşamına ilişkin bir fiil var. Kasıt düzeyinde olduğunu savunuyoruz." Suç duyurusu da bu nedenle sadece çevreyi kirletmekten değil, görevi ihmalden ve yaralamaya sebebiyet vermekten de yapılmış.
Avukat Mehmet Horuz en başından beri "havaya karıştığı için oradaki insanların siyanüre maruz kaldığını ve ağır metal kirliliği olduğunu" iddia ettiklerini hatırlattı. Horuz'un altını çizdiği en önemli nokta ise madenin mühürlenmesinin gerekliliği. "TCK'da açık bir hüküm var. Bu tip durumlarda savcılığın acilen işletmeye el koyması gerektiğini talep ediyoruz."
Horuz, bu olaydan sonra madendeki faaliyetin devam etmesinin en büyük ihmal olduğunu anlattı. "Valiliğin zaten buna yetkisi var ama valilik ısrarla bu yetkisini kullanmıyor. Savcının da yetkisi var. En azından savcının bu yetkisini kullanarak işletmeye el koymasını, madeni mühürlemesini talep ediyoruz. Ayrıca delillerin karartılmaması açısından da, şu anda savcılıkta yürütülen soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından da madenin mühürlenmesi gerekiyor."
Kütahya'da faaliyet gösteren Eti Gümüş A.Ş.'nin madeninde çalışan işçilerin rutin sağlık kontrolleri esnasında sınır değerin üzerinde ağır metal kirliliğine rastlandı. Bu nedenle yapılan suç duyurusunda madenin mühürlenmesi de talep edildi. 97 işçi Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi.
Konuyla ilgili olarak harekete geçen Türk Tabipleri Birliği, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (DEV MADEN SEN), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı çevre, kimya, ziraat ve jeoloji mühendisleri odaları; Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendikalardan, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Eğiitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ( Eğitim Sen) ise Tavşanlı Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu yapan avukatlardan Mehmet Horuz bianet'e yaptığı açıklamada, "orada çevreyi kirletme suçu var ama daha da önemlisi, bakanlığın, valiliğin ve il müdürlüklerinin ağır ihmali olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Daha önce gazetelerde uyarı niteliğinde haberler yapıldığını, Metalürji Mühendisleri Odası başkanının olaydan önce basına yansıyan uyarı niteliğinde açıklamaları olduğunu hatırlatan Horuz, hadisenin göz göre göre gerçekleştiğini vurguladı. "Tipik bir çevreyi kirletme suçu değil orada olan, açıkça insan yaşamına ilişkin bir fiil var. Kasıt düzeyinde olduğunu savunuyoruz." Suç duyurusu da bu nedenle sadece çevreyi kirletmekten değil, görevi ihmalden ve yaralamaya sebebiyet vermekten de yapılmış.
Avukat Mehmet Horuz en başından beri "havaya karıştığı için oradaki insanların siyanüre maruz kaldığını ve ağır metal kirliliği olduğunu" iddia ettiklerini hatırlattı. Horuz'un altını çizdiği en önemli nokta ise madenin mühürlenmesinin gerekliliği. "TCK'da açık bir hüküm var. Bu tip durumlarda savcılığın acilen işletmeye el koyması gerektiğini talep ediyoruz."
Horuz, bu olaydan sonra madendeki faaliyetin devam etmesinin en büyük ihmal olduğunu anlattı. "Valiliğin zaten buna yetkisi var ama valilik ısrarla bu yetkisini kullanmıyor. Savcının da yetkisi var. En azından savcının bu yetkisini kullanarak işletmeye el koymasını, madeni mühürlemesini talep ediyoruz. Ayrıca delillerin karartılmaması açısından da, şu anda savcılıkta yürütülen soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından da madenin mühürlenmesi gerekiyor."
Kaynak: bianet