15 Temmuz 2011 Cuma

'13 asker Türk uçaklarının bombardımanı sonucu öldü'

Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Dolapdere Köyü kırsalında 13 asker ve 2 HPG gerillasının hayatını kaybettiği çatışmaya yakından tanık olan bir korucu olayın iç içe geçen asker ve gerilla mevzilerinin iki Türk uçağının bombardımanı sonucu yaşandığını anlattı.

ANF'ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen korucu, "Çatışma iki ayrı yerde çıktı. Şelıma'ya yakın yerde bir asker öldü. Daha sonra birlikler sevk edildi. Öğleden sonra 3-4 sıralarında ise iki savaş uçağı mevzileri içiçe geçen gerillaları ve askerleri bombaladı, büyük yangın çıktı. Yanan yeri gidin görün, el bombası böyle yangın çıkarmaz" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada Diyarbakır'ın Silvan ilçesi Bayrambaşı beldesi Dolapdere köyü kırsalında HPG gerillaları ile çıkan çatışmada, gerillaların el bombası atması sonucu ormanlık alanda çıkan yangında 13 askerin öldüğü, 7 askerin de yaralandığı, yaşanan çatışma sırasında 7 gerillanın da yaşamını yitirdiği bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığı'nın ölen 13 askerin el bombasının atılması sonucu çıkan yangın sonucu öldüğünü açıklamasına rağmen, ANF'ye bilgi veren ve isminin açıklanmasını istemeyen bir korucu, iki ayrı çatışma çıktığını ve ikinci çatışma bölgesinde gerilla ile askerlerin mevzilerinin iç içe geçtiğini söyledi. İlk çatışma ardından bölgeye askeri birliklerin sevk edildiğini belirten korucu şunları anlattı:

"Operasyonlar zaten 3-4 gündür devam ediyordu. Öğlen saatlerinde Şelıma'ya yakın bir yerde çatışma çıktığını telsizden duyduk. Ancak biz çatışma bölgesine gitmedik. Olay zaten pusu falan değildi. Dışarıdakiler öğlen saatlerinde ya da gündüz pusu atmazlar, risklidir. İlk çatışmadan sonra bölgeye komandolar ve diğer askeri birlikler sevk edildi, köy yollarına askerler yerleştirerek kimsenin bölgeye girmesine izin vermediler. 15-20 kilometrelik bir alan. Telsizlerden iki grup ve 20'den fazla kişiden falan bahsediyorlardı."

İlk çatışmadan yaklaşık 2, 2.5 saat sonra savaş uçaklarının bölgeye geldiğini belirten korucu, "Şelıma'daki çatışma ardından bölgeye giden komandolar ile diğer askerler çatışmaya girdi. Silah sesleri her yerden duyuluyordu. Helikopterle bölgeye atılan askerler de oldu. Gerillalar ile askerlerin mevzileri iç içe geçmişti. Daha sonra iki savaş uçağı bölge üzerinden bir tur attı. Silvan üzerine doğru tur attıktan sonra tekrar geri dönüp alanı bombaladıktan sonra geri döndüler. Bombalamanın ardından telsiz konuşmalarında rütbeliler küfürlü konuşuyordu. Daha sonra büyük yangın çıktığını gördük" dedi.

13 askerin el bombası ile ölmesi için, 13 askerin de aynı yerde bulunmaları gerektiğini kaydeden korucu, "Operasyonlarda askerler ya da korucular yan yana yürümez. En az 20 metre aralıkla yürürler. El bombasının bırakın yangın çıkarmasını, 13 askeri öldürmesi mümkün değil" şeklinde konuştu.

Ölen askerlerin otopsilerinin ve olay anındaki rütbelilerin telsiz konuşmalarının yayınlanmasını isteyen korucu ölen askerlerin ailelerine çağrıda bulunarak, "Onların da anne babaları var, sevdikleri var, çocukları var belki. Çatışmadan değil, bombalama sonucu öldüler. Sorumluları kimse yargılansın. Gerekirse bizler ve diğer korucular da ifade veririz" dedi.

Korucunun açıklamalarını Silvan Devlet Hastanesinde bulunan iki HPG gerillasının cenazesinin tamamen yanmış olması da destekliyor.

2 GERİLLA CENAZESİ TAMAMEN YANMIŞ DURUMDA


Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 30-32 yaşlarında ve erkek olan iki HPG’ linin cenazelerin tanınmayacak şekilde yanmış durumda olduğu öğrenildi.

Gerilla cenazelerinden birinde hiçbir kurşun izi bulunmuyor. Diğer cenazede ise otopsi sonucunda bir şarapnel parçası izinin bulunduğu haber verildi. Cenazelerden birinin üstünde hiçbir elbise bulunmadığı diğerinin üzerinde ise parça parça yanık elbiseler bulunduğu bildiriliyor.


Görgü tanığı: Yangın helikopterlerden atılan bombalardan çıktı

Silvan Kırsalında çıkan çatışmanın ardından olayla ile ilgili yeni bir ayrıntı ortaya çıktı. Görgü tanığı “Helikopterler bir yandan asker indirirken bir yandan da kırmızı, sarı ve mavi renkli duman çıkaran bombalar atıyordu. Bunların düştüğü yerde yangın çıkıyordu” dedi.

Dünkü çatışmaya 1 kilometre mesafeden tanık olan adının açıklanmasını istemeyen bir kişi olay anını ANF'ye anlattı.

Görgü tanığı iki saat kadar süren çatışmanın Şelima (Dolapdere) köyünün doğusunda bulunan Gome mevkiinde çıktığını ifade ederek “Silah sesleri geldi. Çatışma başladıktan yarım saat sonra 2 skorsky helikopteri ve 4 panzer ile asker sevkıyatı başladı. 4 helikopter gelip gidiyordu, her biri her seferde 12-13’şer asker bırakıyordu hakim yerlere.2 skorsky helikopterleri sürekli asker getirip indiriyordu. 2 kopra helikopterleri bunların güvenliğini sağlıyordu, bir yandan da çatışma bölgesine ve sağa sola ateş açıyorlardı” dedi.

Helikopterlerin köyün 50 metre yakınına asker indirdiğini söyleyen görgü tanığı helikopterlerin askerleri indirirken bir yanda da sarı, kırmızı ve mavi renkte duman çıkaran sis bombasına benzer bombalar attığını ifade etti. Çatışma bölgesine yoğun olarak atılan bombaların düştüğü yerin tutuştuğunu ve bir anda birçok noktada yangın başladığını söyleyen görgü tanığı “Askerler köylülerin çıkan yangınları sündürmesine izin vermiyorlardı. Her taraf yanıyordu. Bu sabah kadar dün çıkan yangınlar devam ediyor. Bu sabah köylüler bir kısmını söndürdü” dedi.

Öte yandan çatışmanın üzerinden bir gün geçmesine rağmen bölgede halen sıkı bir askeri abuka uygulanıyor. Yetkililer dışında çatışma alanına kimsenin girmesine izin verilmiyor.


BDP heyeti operasyon bölgesinde

Silvan'da BDP'lilerden oluşan bir heyet operasyon bölgesine gitti. Korucu ve askerlerin engeline takılan heyet, çatışma bölgesine yakın olan Dolapdere köyüne geçerek köylüleri dinledi. Heyeti takip eden basın mensuplarının görüntülerine asker el koydu.

BDP, MEYA-DER, belediye ve il genel meclisi üyelerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kişilik heyet, operasyonların devam ettiği Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Bayrambaşı (Sêdeqnê) beldesi kırsalına gitti. Operasyon noktasına gitmek isteyen heyet, Boyunlu (Boşat) köyü çıkışında korucular tarafından bekletildi. Basın mensuplarının burada çekim yapmasına izin vermeyen korucular, Bayrambaşı Karakolu'yla yaptıkları görüşmenin ardından heyete izin verdi. Heyet daha sonra bu kez belde girişinde asker ve korucuların kurduğu arama noktasında durduruldu. Belde sakinlerinin dışında hiç kimsenin geçişe izin vermeyeceklerini belirten askeri yetkililer, heyetin geçişine izin vermedi.

Heyet gitmekte diretince karakola alındı. Karakolda kimlik kayıtlarından sonra heyete "Herhangi bir olayda vb. durumda karakolun mesuliyeti taşımadığı ve hiç bir şekilde sorumlu olmayacağına ve maddi manevi tazminat davası açılamayacağı" gibi yazıları içeren metin imzalatıldıktan sonra geçişlerine izin verildi. Arama noktasında olayı takip eden basın mensuplarının çekmiş olduğu görüntülere el konularak, zorla silindi. Heyet, daha sonra Dolapdere (Şêlima) köyüne geçerek köylülere geçmiş olsun dileklerini iletti.

Operasyonlarda kullanılan askeri teçhizatların, köyde bulunan çocukların elinde oyuncak gibi dolaşması dikkat çekti. Operasyondan arta kalan uçaksavar mermilerinin boş kovanları da çocukların ellerinde oyuncak misket gibi kullanılması da dikkat çekti. Heyet ile birlikte hareket eden basın mensuplarının objektiflerine ise, yer yer askerlerin grup olarak ağaçlık alanda bekledikleri kareler yansıdı.

Askeri operasyonun bölge halkına mali bilânçonun küçük bir yansıması ise, yerel kaynaklardan alınan bilgilerle gün ışığına çıkıyor. Çevre köylerde yaklaşık 400 büyükbaş hayvanın silah ve bomba seslerinden korkup kaçtıkları ve halen bulunamadıkları kaydedilirken, bu hayvanların maddi değerlerinin yaklaşık olarak 750-800 bin TL olduğu belirtildi.

Operasyon bölgesinde yangın hâlâ devam ediyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Silvan ve Kulp belediyelerine ait itfaiye araçları operasyon bölgesine gönderildi. Jandarmanın "gece can güvenliğinizi sağlayamayız" demesi üzerine itfaiyeciler operasyon bölgesinden ayrılmak zorunda kaldı.

Kaynak: ANF